Yaratılmış hüzünlerimiz… Seslendiğimizde koşup gelen, ancak bitsin/gitsin dediğimizde sırnaşık bir sarmaşık gibi her yanımızı sarmıştır da farkında değilizdir. Hüzünlerimiz ki, küreğin sert kenarıyla vurulup yılan gibi ortadan ikiye bölündüğünde iki parça can, titrer durur. Titreyişin içinde, bile isteye erir insan; tıpkı bedenini toprağa yaslayan cılız, büyüyemeyen, boynu bükük bir ağaç gibi. Tuhaf bir ağaç bu, akranlarına hiç benzemez, ötekidir biraz da. Esip geçen sert rüzgârlara eyvallah demez, direnir, usulca merhaba der her yeni doğan güne. Ancak ne kadar dirense de gövdesiyle birlikte sağa, toprağa itiliyor, her uğultuda savruluyor saçları ve anlıyoruz ki beli öylece bükük kalmış, belki biraz da bizler gibi… Öte yanda sarmaşık hüzünlerimiz… Ne yapmalı, nasıl kurtulmalı? Formülü, Ülkü Ayvaz'ın Yatalak Kraliçe isimli kitabındaki “Has Bahçeler Nerede?” isimli öyküsünde sakallı karakterinden öğrenebiliyoruz.
İşlerin Yolunda Gitmesine Engel Olan Kim? isimli ilk öykü kitabıyla Ülkü Ayvaz, 1983 yılında Akademi Kitabevi Öykü Başarı Ödülü'nü kazanıyor. Ardından Gri Oğullar (1985), Olaylar ve Kahramanlar (1991) isimli öykü kitapları geliyor. Ayvaz'ı daha çok yetişkinler ve çocuklara yazdığı çok sayıda tiyatro oyunlarından tanıyoruz. Sade anlatımı ve günlük yaşamın ayrıntılarını işlediği öyküleriyle de usta öykücülerimiz arasındadır. Yatalak Kraliçe dördüncü öykü kitabı, geçtiğimiz günlerde Gürer Yayınları tarafından yayımlandı. Hayatın ta kendisidir “Bir Adam Güzel Şeyler”. Ufuk çizgisine teğet geçmeden, bucaksız yeşilliğin ortasında bir adam yaşamayı düşünüyor. “Dünya dönüyor.” Parlak beyaz bir odanın köşesinde adam ölümü düşünüyor. Oturup ağlıyor, öleceğinden değil. Gün batıyor, dünya batmıyor. Dalmış gitmiş, düşünüyor yaşlı bir kadın. Adam yürüyor, “Gök mavisi biliyor gülmeyi. Biliyor sevmeyi, ölesiye sevmeyi…” Adam nasıl bilmesindi… “Her-kes ya-ta-cak.” Heceler takla atıyor,