Yazara Gore Listeleme

  • İbrahim Sarmış
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,27 MB
    Eser Türü: Kitap
    Allah ve ahiret inancı başta olmak üzere islam inancının temelde gayb inancına dayandığını, gaybı da ancak Allah’ın bildiğini ve Peygamber seçtiği kişilere indirdiği vahiyle bildirdiklerinin dışında, göreceli/geçici veya mutlak gayb olsun, istisnasız yerde ve göklerde kimsenin gaybı bilmediğini, bildirilenlerin dışında gayble ilgili söylenenlerin tümünün zanni bilgiler olduğunu, zan ile de imanı ve küfrü gerektirecek inanç/akaid oluşturulamayacğını, böylece gaybı/bilinmeyeni bilmediği kesin olan Hz. Peygambere nispet edilen ve bir inanç temeli olmaya elverişli olmayan haberlerle ölümle başlayan ahiret ahvali, vaktini Allahtan başka kimsenin bilmediği kıyamet ve alametleri, kişilerin kesin olarak cennetlik olup olmadığı, müminlerin cehenneme girip çıkmaları, Deccal ve Mehdi’nin çıkması, Mesih’’in gelmesi gibi gelecekle ilgili akaid oluşturmanın yöntem olarak doğru olmadığını bilmemiz gerekir.
  • İbrahim Sarmış
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1016,86 KB
    Eser Türü: Kitap
    İnsanın tabiatta kendi kendine var olduğunu iddia eden Materyalizmin veya Maymun gibi bir atadan evrimleştiğini ileri süren Darwinizmin söylediğinin aksine, Yüce Allah birçok ayette açık ve kesin olarak insanı kendisinin yarattığını belirtir. İnsanın kendisinden yaratıldığı ‘toprak’, turabin, tînin lazibin, hemein mesnûnin, sülaletin min tînin, salsâlin, salsâlin kelfahhâri, gibi farklı nitelik kazandığı bütün kullanışlarda nekre/belirsiz olarak kullanılmaktadır. Bu da insanın hammaddesi olan toprağın özellikle şu veya bu renkte yahut nitelikte olmadığını, aksine su katılınca çamur olup değişik özellikler alan sıradan bir toprak olduğunu gösterir. Onun için iddia edildiği gibi insanların farklı renklerde dünyaya gelmesinin sebebinin dünyanın değişik yerlerinden siyah, beyaz, kırmızı, renkte toprakların alınıp karıştırılması değil, yaratıldığı coğrafyada iklimin ve coğrafi şartların şekillendirmesiyle genlerin veya deri yapısının artık bu şekilde oluşmasıdır.
  • İbrahim Sarmış
    metin
    2 Ayrım
    1,29 MB
    Eser Türü: Kitap
    Yahudiler Mesih'in kendileri için milli bir kurtarıcı olmasını ve başka milletleri egemenlikleri altına almasını sağlamasını bekliyorlardı. Böylece Peygamberin kurtarıcı rolünü çığırından çıkararak ulusalcı bir kralın egemenliğine dönüştürdüleroysa kurtuluş için diğer Peygamberlerin getirdikleri mesaj ne ise, Hz. İsa da onu İsrailoğullarına iletmiştir. "Hz. İsa'nın mesajında Allah'ın hükümranlığı, onun kurtarıcı Mesih olarak gelip İsrailoğullarını kurtarması fikri ile ilişkili olmamalıdır. İsa, kendisinden önceki peygamberler ve sonra gelen en son peygamber Hz. Muhammed gibi Allah'ın dinini tebliğ etmiştir. Onun yaptığı, Allah'ın yolundan uzaklaşan kavmini onun yoluna çağırmaktır. Gerçekten de Allah'ın hükümranlığı mesajı bir kurtuluş mesajıdır. Fakat bu hiç de diğer peygamberlerin muhataplarını kurtuluşa çağıran mesajından farklı bir karaktere sahip değildir.
  • İbrahim Sarmış
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    3,59 MB
    Eser Türü: Kitap
    İslam ümmetinin Kur’an’la ilişkisindeki kopukluk asırlar öncesine uzanıyor. Kur’an’a gösterilen ilgi onun şeklini tazimden öteye geçmiyor. İslam’a olan duygusal yönelim, vahyi ilkelerin kılavuzluğuna muhtaçken; bu yönelim vahiy dışı kaygılarla üretilen beşeri kültürlerin çekim alanınca kuşatılıyor ve kitlelerin dini kimliği bulanıklıktan kurtulamıyor. Bu bulanıklıkla, net bir Kur’ani bilincin ve bağımsız Müslüman kimliğin oluşumu mümkün olamıyor. Toplumsal yaşamımızda da tevhid ve adaletin hâkim olduğu bir zindeliğin oluşumunu da engelliyor. O halde nefsimizi arındırmamız, kolektif bilinç ve tutumumuzu vahiy dışı kabul ve alışkanlıklardan tasfiye etmemiz gerekli. Aydınlığı arzulayan sahih bir toplumsal dönüşüm için bu görev, Rabbimizin belirlediği ve bildirdiği temel bir yasadır. “Tasavvuf ve İslam” kitabı da bu amaçla kaleme alındı. İbrahim Sarmış bu çalışmasında, İslami disiplinlerin içine sızan tasavvuf literatürünün Müslümanlara teorik ve pratik alanda ne denli ilahi vahye uygun veya karşıt bir kültür aşıladığını nasslar ışığında irdeliyor. Özellikle muhkem nassları örten ve tevhidi bilinci bulandıran teorik / nazari tasavvufun önemli bir tahrif kaynağı olduğunu göstermeye çalışıyor.