Yazara Gore Listeleme

  • A. Adnan Adıvar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    148 Ayrım
    1467,13 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Taner Gürkan
    “Düşünen beşeriyeti çok eski zamanlardan beri meşgul eden ilim ve din arasındaki münasebetler meselesi, hiçbir vakit ne tamamen hallolunmuş, ne de tamamen unutulmuştur. Meşhur filozof A. N. Whitehead’e göre, ‘tarihin gelecekteki seyrinin, bugünkü neslin ilim ve din arasındaki münasebetler hakkında vereceği karara bağlı olduğunu iddia etmek bir mübalağa sayılmaz’.” A. Adnan Adıvar
  • A. Adnan Adıvar
    metin - Türkçe
    Eser Türü: Kitap
    Düşünen beşeriyeti çok eski zamanlardan beri meşgul eden ilim ve din arasındaki münasebetler meselesi, hiçbir vakit ne tamamen hallolunmuş, ne de tamamen unutulmuştur. Meşhur filozof A. N. Whiteheade göre, tarihin gelecekteki seyrinin, bugünkü neslin ilim ve din arasındaki münasebetler hakkında vereceği karara bağlı olduğunu iddia etmek bir mübalağa sayılmaz. A. Adnan Adıvar
  • A. Adnan Adıvar
    metin - Türkçe
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Gönderen: Mert Sarı
    Bir millette ilmin başlangıç tarihini tespit etmek hemen hemen mümkün olamaz, çünkü ilim, bir harbin ilanı, bir barışın akdi yahut istiklal gibi belli bir günde asla başlamış değildir. Mesela, bir milletin istiklal gününde o milletin bağrında bilginler mevcut olabildiği gibi, bu isme layık tek bir kimse bile bulunmayabilir. O halde, bu kitabın konusu olan «Osmanlı Türklerinde İlim» bahsine başlamak için, yapma bir tarih bulmaktan başka çare yoktur; çünkü pekala biliyoruz ki, Osmanlılardan önce Selçuklular devrinde, daha eski devirlerde gerek İran'da ve gerek Anadolu'da ilim kurumları ve bu kurumları besleyen bilginler vardı ve Osmanlı devleti kurulduğu zaman Anadolu'daki bu kurumlar, hocaları, öğrencileriyle birlikte, yavaş yavaş bu yeni devlete geçmiştir
  • A. Adnan Adıvar
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    999,70 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bu eseri okuyanlar, Osmanlı Türkiyesinde müspet ilimlerinin XIX.yüzyıla kadar ancak "Arap ve Fars dillerindeki ilim"in eksik ve bazen de yanlış bir devamından ibaret olup, ne muhteva, ne de metot bakımından "Yunan mucizesi"nin Doğuya geçmesiyle aldığı şekilden ayrı bir şekil olmadığını, ama bu ilimlerin, Batıdan fikir ve metot alarak, yeniliğe doğru yürüdüğü nadir safhalar oluşmuşsa, onların önemle beriltildiğini göreceklerdir.