Yazara Gore Listeleme

  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    17 Ayrım
    239,61 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Gürşad Güneş
    Senin bilgeliğin bizim yaşamımızı etkiliyor. Fikirlerini samimi olarak açıklamaktan kaçınmayan, genel geçer hiçbir şeyi umursamadan kendi doğrularını arayan ve söyleyen gerçek bir fikir insanı arıyorsanız, Türkiyedeki ender örneklerinden biri Celâl Şengördür. Bilimsel eleştiriye açıklığıyla, her ne kadar ilk bakışta bana Heideggeri anımsatan politik duruşuyla bir “demokrat” gibi görünmese de aslında o bir bilgi demokratıdır ve eleştirel düşüncenin önemini tüm Türkiyeye en iyi anlatan ve öğreten kişidir. Bugün elinize aldığınız bu kitap, Türkiyenin yetiştirdiği çok yönlü ve nadide bir âlimle, bizim Karl Popperimizle yapılmış enfes bir nehir söyleşidir. Okuyacağınız sohbet, bir bilim ve bilgi insanının çocukluktan itibaren nasıl adım adım geliştiğini ve nasıl evrildiğini anlatan bir özet, bir yolculuk öyküsüdür. Şen ve neşeli görünüşünün arkasında büyük bir ciddiyet saklayan, kendisine yapılan her türlü eleştiriyi kucaklarken bilime yapılan saygısızlığa büyük öfke duyan bir bilim insanı olarak tanıdığım Celâl Şengörün dediği gibi, başkalarının cehaleti nasıl bizim yaşamımızı etkiliyorsa Celâlin bilgeliği de bizim yaşamımızı olumlu yönde etkilemiştir ve etkileyemeye devam edecektir. Bu kitap da muhtemelen bu etkinin halkalarından biri olacaktır. Fatih Altaylı
  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    376,60 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Zafer Ulusan
    Şu anda Türkiye'ye egemen olan cehâlet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonal düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilâveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir. Tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verecek basın özgürlüğünün alenen, fütursuzca tehdit edilmesi ve buna toplumdan en ufak bir reaksiyon gelmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır. Bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın Türkiye'yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. Ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyenlerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. Ortaya çıkan ve benim kısaca "proje" diye betimlediğim olgu aslında yalnızca cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar, zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye'de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.
  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    8 Ayrım
    265,21 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Zafer Ulusan
    Bilim dışında bilgi kaynağı olduğunu iddia edenler yanılmaktadır, ki bunun tarihte sayısız örneği mevcuttur. Ne mitolojiler ve dinler ne büyü ne de falcılık bilgi kaynağıdır. Tarih boyunca bilim adı altında “yalancı bilimler” (psödobilim) diyebileceğimiz; kehanet, astroloji, sihirbazlık, “gizli” (okült) bilimler gibi konular insanlara bilim diye sunulmuştur. Ama bunların hiçbiri bilim değildir; arkalarında ya safdil inanış ya da düpedüz sahtekârlık vardır.   İnsan, düşünmeye başladığı andan itibaren merak ederek öğrenmek, çevresinde olan biteni anlamak istemiştir. Bu biyolojik evrimin insana verdiği bir dürtüdür. İnsan, fiziksel olarak zayıf bir varlıktır. Ne kendini koruyabilecek doğal silahları (boynuz, tırnak, zehir vb.) ne de hız, uçmak gibi düşmanlarından kaçışını kolaylaştıracak becerileri vardır. Tek silahı aklıdır.   “Sorgulamanın cezalandırıldığı bir toplumda gelişme nasıl oldu?” diye düşünebilirsiniz. Bunun cevabı basittir: Her toplumda asi kafalar, her türlü ceza ve zorlamaya karşı duyduğunu, gördüğünü sorgulayan zeki bireyler türer. İşte yenilik ve gelişme bu nadir kişilerin sorgulamaları ve yeni düşünceler üretmeleri sayesinde olmuştur.
  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    344,33 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Zafer Ulusan
    Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir. Türkiye’nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye, ticarette de, tarımda da gariban olup, örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye istemeyen son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır. Türkiye’de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı yoktur. Türkiye bu zavallı duruma 1946’dan sonra düşmüştür. Çünkü 1946’dan sonra ülke idaresi tam cahillerin eline geçmiştir. 1920’lerden beri gelen Atatürk’ün elit idaresinden intikam almaya azmetmiş bu kırsal güruh, Türkiye’yi gerçek bir felâkete sürüklemiştir. Ülkedeki tüm sözümona “gelişme” dünya gelişme hızının çok gerisinde kalmış, ancak zır cahil üçüncü dünya ile kıyaslandığında “göğsümüzü kabartan” otoban gibi, gökdelenler gibi, telekomünikasyon gibi kopya ürünleriyle yaşam seviyesi yukarı doğru kımıldamıştır. Eğitim, 1946 sonrası dönemde en büyük yarayı alan kesim olmuştur. Öğretmenlik mesleği ayağa düşürülmüş, üniversiteler, bu adı taşıyan bina sayısı arttığı halde tamamen ortadan kalkmış, eğitim ehil insan yaratmak yerine diplomalı cahil üreten bir fabrika haline getirilmiştir. Bunda da temel amaç, cahil kırsal kesimin hak etmeden ve emek harcamadan her şeye, başkalarını ve kendisini kandırarak ulaşma hırsını tatmin olmuştur. Türkiye sonu pek fecî bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.
  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    228,53 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ceren Teoman
    Atatürk hâlâ önemli mi bizim için? Çok önemli. Peki akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? Buna verilecek cevap neyse, Atatürk'ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. Kendisinin de söylediği budur. Atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. Bunun mümkün olduğunu göstermiş; ama "Ben böyle diyorum, böyle yapın" dememiştir. Bilakis, "Ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin" demiştir. Yaptığı bütün inkılapların gayesi de aklın rehberliğinde Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir. Atatürk bir diktatör mü, değil mi? Son yıllarda yazılmış en iddialı Atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız. (Tanıtım Bülteninden)