Yazara Gore Listeleme

  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    52 Ayrım
    770,42 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Şirin
    Bir başka şehri sorun insanlara... Aklınıza ilk gelen nedir diye... Kimisi önce yemeklerini söyler, kimisi kalesini, camisini, gölünü, iklimini... Herkes kendi doğduğu şehrin en güzel yanını anlatır. Oysa Ankara bir “histir”. İlkin değer yargıları ve insanlar gelir aklınıza. Milli Mücadele gelir. İnanç gelir. Umut gelir. Yok oluşun, tükenişin üzerine yeniden doğan güneş gelir. “O” gelir. Mustafa Kemal Paşa. Cumhuriyet gelir. Vefa gelir. Dostluk gelir. Romanlarıyla tanıdığımız Bige Güven Kızılay bu defa doğup büyüdüğü, güzel anılarına ev sahipliği yapan şehrini; “yuvasını” anlatmak için oynatıyor zarif kalemini. Kelimeleriyle Ankara’nın tarihine, mekânlarına, şehrin dokusuna, en çok da insanlarına ışık tutuyor. Çünkü “Ankara bir tavır, bir duruştur, bir görgü, bir hayata bakıştır, Cumhuriyet’in ta kendisidir; işte o yüzden Ankara diye insanlar vardır.”
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    29 Ayrım
    403,63 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Jale Anıl
    Biliyorum artık. Biliyorum, çok büyük mutlulukların sessizce geldiğini... Öylece geliver işte, kucağa sığamayacak mutluluklarınla. Ve biliyorum, cennet ve cehennemin her insanın kendi kalbinde olduğunu. Öyle bir mucize yaşat ki bize, tüm vatan, kalbinde cennet taşıyan insanlarla dolsun. Gökkuşağının ahengini ver bizlere. Hepimiz başka renk, ama bir arada şahane duralım. Nefesi kesilsin güzelliğimizden bize bakanın. Biz... Bu ülkede mucizenin ta kendisi olalım.
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    70 Ayrım
    1056,91 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Pınar Çelikdelen
    Kayıp benliğini...geçmişini...şarkılarını...duygularını... Bir el yapımı kutunun içinde,  hayatın anlamını bulmuştu. “Hani bir kadim atasözü vardır, ‘Her yaşlı adam öldüğünde, bir kütüphane toprağa gömülür’. Sana bırakmaktan en onur duyduğum şey kütüphanemdir. Ama ya hayat hikâyemizi ne yapacağız? Sensiz geçen bunca yılı, hasretle geçen bunca zamanı ne yapacağız? Sen bizsiz büyüdün, yetiştin, biz sensiz yaşlandık... Bunca hasret çektiğimiz  zamanın hakkından nasıl geleceğiz? Bilmiyorum güzel yavrum. Henüz bilmiyorum. Ama bunların benimle birlikte gömülmesine gönlüm razı değil. Sana söz veriyorum, bir yolunu bulacağım. Bunca sene biz neler yaşadık, sen yanımızda olabilsen neler olurdu, sana anlatmanın, hatta yaşatmanın bir yolunu bulacağım gözümün nuru. İlla ki bulacağım! Sen nerede, hangi şehirlerde büyüdün? Nelere üzüldün, nelere sevindin? Kimler yaktı canını, kimler sırtını sıvazladı? Ateşlenince kimler tuttu alnını, düşünce kimler öptü dizlerini? Benim gözümün bebeği canım torunum, sen bizsiz nasıl bir hayat sürdün? Neredesin sen Yasemin’im? Neredesin evladım?” Çok küçük yaşta köklerinden kopartılmış bir genç kadın… Hayatta tek hayali New York’ta çalıştığı hukuk firmasının ortağı olmak, ve Manhattan’da bir çatı katı satın alabilmek... Akraba yok, aile yok, vatanım dediği bir yer, gönül bağı yok... Hiç bir yere ait hissetmiyor kendini. Ta ki o Emanet’i almaya gelene kadar! Köy Enstitüsü mezunu bir dedenin torununa bıraktığı EMANET, sizce ne olabilir?
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3
    39 Ayrım
    1017,38 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sema Özer
    Kayıp benliğini...geçmişini...şarkılarını...duygularını... Bir el yapımı kutunun içinde, hayatın anlamını bulmuştu. “Hani bir kadim atasözü vardır, ‘Her yaşlı adam öldüğünde, bir kütüphane toprağa gömülür’. Sana bırakmaktan en onur duyduğum şey kütüphanemdir. Ama ya hayat hikâyemizi ne yapacağız? Sensiz geçen bunca yılı, hasretle geçen bunca zamanı ne yapacağız? Sen bizsiz büyüdün, yetiştin, biz sensiz yaşlandık... Bunca hasret çektiğimiz zamanın hakkından nasıl geleceğiz? Bilmiyorum güzel yavrum. Henüz bilmiyorum. Ama bunların benimle birlikte gömülmesine gönlüm razı değil. Sana söz veriyorum, bir yolunu bulacağım. Bunca sene biz neler yaşadık, sen yanımızda olabilsen neler olurdu, sana anlatmanın, hatta yaşatmanın bir yolunu bulacağım gözümün nuru. İlla ki bulacağım! Sen nerede, hangi şehirlerde büyüdün? Nelere üzüldün, nelere sevindin? Kimler yaktı canını, kimler sırtını sıvazladı? Ateşlenince kimler tuttu alnını, düşünce kimler öptü dizlerini? Benim gözümün bebeği canım torunum, sen bizsiz nasıl bir hayat sürdün? Neredesin sen Yasemin’im? Neredesin evladım?” Çok küçük yaşta köklerinden kopartılmış bir genç kadın… Hayatta tek hayali New York’ta çalıştığı hukuk firmasının ortağı olmak, ve Manhattan’da bir çatı katı satın alabilmek... Akraba yok, aile yok, vatanım dediği bir yer, gönül bağı yok... Hiç bir yere ait hissetmiyor kendini. Ta ki o Emanet’i almaya gelene kadar! Köy Enstitüsü mezunu bir dedenin torununa bıraktığı EMANET, sizce ne olabilir?
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    347,80 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sema Özer
    Bir Zeki Müren sesinde mesela, “Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediniz” dediği zaman gözlerimiz nemleniyor olabilir mi? Veya Şenay, “Şu dünyadaki en mutlu kişi, mutluluk verendir” diye süzülse kalbimize, içimizdeki küs çocuk duyup da gelir mi dersiniz? Özlediğimiz kokular sonra... Leylak, lavanta, naftalin, tütün kolonyası, az önce mangal ateşinden alınmış bir fincan kahve, taze biçilmiş çimen, turşu suyu, tavada kızaran köfte, mis gibi arap sabunu, nane yaprağı, kıyılmış dereotu, eski bir kitabın sayfaları... Ya da sayfaları sararmış bir mektup mesela, bir dizecik şiir, bir kenarı oyalı mendil, bir gözlük, bir kalem, bir tespih, bir anı, geçmişe sizi sevgiyle sımsıkı, güvenle bağlayan... İçinizdeki o çocuk, kaygılara boğulup duvarlara çarpa çarpa “Beni eve götür” diye bağırdığı zaman işte gideceğiniz güvenli yuva orası. Bir nefesle dünyaya geldik, bir nefesle de gideceğiz. O iki nefes arasındaki süreyi kâbusa mı çeviriyoruz, yoksa şölen gibi mi yaşıyoruz, aslında bizim elimizde. Herkes yaşamasına yaşar, ölmesine ölür de, kalpten kalbe akışmak her babayiğidin harcı değil. Onu bir denesek mi? Ne de olsa yol da burası, ev de burası.
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    19 Ayrım
    333,43 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Ortayol
    .. Umutsuzluğun içindeki umudunuzum. Ben Kayıp Hayaller Koruyucusu... Ben ... Siz neyi düzeltmek istiyorsanız o’yum. Sizin vereceğiniz en ufak bir şansla size şahane mucizeler vadedenim. Yüzüme bir kez gülseniz, sizi en ferah kahkahalarla karşılayacak olanım. Karanlık kılığına girmiş aydınlığınızım. Bambaşka bir aydınlığa dönüşecek ışığınızım. (Tanıtım Bülteninden)
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    22 Ayrım
    407,95 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sema Özer
    Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden) Nefesi kesilsin güzelliğimizden bize bakanın. Biliyorum artık. Biliyorum, çok büyük mutlulukların sessizce geldiğini... Öylece geliver işte, kucağa sığamayacak mutluluklarınla. Ve biliyorum, cennet ve cehennemin her insanın kendi kalbinde olduğunu. Öyle bir mucize yaşat ki bize, tüm vatan, kalbinde cennet taşıyan insanlarla dolsun. Gökkuşağının ahengini ver bizlere. Hepimiz başka renk, ama bir arada şahane duralım. Nefesi kesilsin güzelliğimizden bize bakanın. Biz... Bu ülkede mucizenin ta kendisi olalım. Hamur Tipi : 2. Hamur Baskı Sayısı : 1. Basım İlk Baskı Yılı : 2018 Sayfa Sayısı : 232 Ebat : 13,5 x 21
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    317,30 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Ortayol
    "İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar." Hayat Güzeldir filminin bir repliği vardır içime işleyen, " İyilerin aptal olduğunu sandığımız yerde yitirdik insanlığımızı" diye... İşte biz şu sıralar tam da o yerdeyiz bence. Benim hayalim, ülkemin bu tuzağa düşmeden dimdik doğrulması. "İyilik aptallık değildir" diye yan yana saf tutsun insanlar istiyorum. Dayak yedikçe ayağa kalkan bir adam düşleyin. Kim ne kadar vursa yine kalkıyor ayağa.. Yine silleyi yiyor, yine kalkıyor. Defalarca... Ta ki birileri artık ona vurmaya cesaret edemeyene, kendi kötülüğünden yorulana dek. İşte o zaman, "Dik Duran Adam" diyorlar ona. Ben... Ülkem "Dik Duran Adam" olsun istiyorum. İyiler aptal değildir. İyilik mucize de değildir. İyilik, iyiliktir işte! Yaşamın normal halidir iyi olmak. Balkondan sarkan begonviller kadar basit ve güzel... Geçmişin değerlerini, doğasını, insanlarını özlerken o değerlerle, güzelliklerle bugününü ve geleceğini kurmak isteyen bir kalemle karşı karşıyayız. Paylaşmanın, değer bilmenin, insanları israf etmemenin, erdemin ve şükretmenin önemine inanan bir kalem... (Tanıtım Bülteninden)
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    477,84 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Ortayol
    Sokaklarında ıhlamur, iğde, meyve ağaçlarının sıralandığı, Demirden bahçe kapısına yediveren güllerin sarmalandığı 3-4 katlı apartmanları, akşamüstü fış fış yeşil bir hortumla sulanan bahçeleri, Yerlere attıkları çekirdek kabukları yüzünden Mansur Efendi tarafından çalı süpürgesiyle kovalanan neşeli çocukları, Mizample saçlı, döpiyesli, ince çoraplı, topluklu pabuçlu zarif hanımları, takım elbiseli, düzgün giyimli beyefendileri... Bakkal Seyfi’si, taş fırını, yorgancısı, tuhafiyecisi ile en kralından mahalle esnafı, Siyah-beyaz televizyonlarda Kaçak, Kunta Kinte’yi izleyebilmek için dama tırmanıp anteni düzelten babaları, Karlı havalarda sokakta saatlerce, elleri uyuşana dek kartopu oynayan ahalisi, Kışın közde kestane, yazın buğulu buğulu çağlaları yanında gazete kağıdının içinde bir çimdik tuzla satan Ali Amcası, Selamlaşan, yardımlaşan komşuları, mevsiminde kapı kapı dağıtılan aşureleri, Yaz vakti geldi mi balkonlara kurulan sofraları, kokusu gitti diye kendi pişirdiğinden komşusuna da bir tabak uzatan teyzeleri, Ve ilk aşkları, ve yaz aşkları, ve ergenlik kaygıları, ve üniversite hayalleri, Ve ayrılıklar, kavuşmalar, ve kabuslar, kabuslardan uyanmalar, Ve hastaneye gözyaşları içinde koşmalar, ve o hastane binasının bir penceresinden müjde niyetine sallanan kırmızı karanfiller... Ve kırk yamalı yürekleri... Yamaların çare olduğu, yamaların hediye olduğu 1970-1990 Türkiye’si...
  • Bige Güven Kızılay
    insan sesi mp3 - Türkçe
    28 Ayrım
    500,82 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Ortayol
    "Münevver titreyen elini yavaşça o'nun eline bırakıverdi. Elini sımsıkı kavradı eli. Sıkı ama nazikçe… Öyle nazik bir tutuş ki, sanki yavru bir kuşu avucuna alırcasına… İncitmemeye özen gösterir gibi… Üstelik bu ayaz kış gününde, nasıl olabiliyorsa sıcacıktı elleri. Yumuşak, güven verici… Başını kaldırdı, baktı Münevver. Gözgöze geldiler. Kehribar rengi gözleri vardı!.." Aşk biraz kehribara benzer aslında... Bir ağacın özsuyu gibi insanın doğasında vardır... Reçine diye yüzüne bakmadığımız o şey, yıllar boyunca binbir mevsimi yaşar, en sert rüzgârlarda savrulur, en vahşi yağmur taneleriyle dövülür, en sıcak güneşle ısınır, en soğuk karla kaplanır... Sonunda ise şahane bir renkte çok değerli bir taşa dönüşür. Adına o zaman kehribar derler… Aşkın kehribar hali herkese nasip olmaz. Çünkü sabır gerektirir. Emek gerektirir. Hoşgörü gerektirir. Vefa gerektirir. Reçineyi mücevher yapan zorlu süreçte ellerinizi sımsıkı kenetleyip durabiliyorsanız eğer, boynunuza kehribardan kolyenizi ışık ışık bir nişan gibi takarsınız. Kehribar aşkın ta kendisidir.. (Tanıtım Bülteninden)