Yazara Gore Listeleme

  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    86,46 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Haziran sayımızdan merhaba dostlar. 2023 yılını da yarıladık. Acaba bu yılın kalan kısmında komik ağacın ötesine geçebilecek miyiz? Komik ağaç mı, ne? Bu sorunun Yanıtı Ali Çolak’ın efsane çevirisiyle zihinlerimize ulaşan güzel bir öyküde. Kahve içmek gibi sıradan bir faaliyet nasıl zehir edilir? Sonuçta sağlamcıların her şeyi zehir etme yeteneği var. Ayrıntılar için Dilek Başar Açlan’a bağlanıyoruz. Kahveyi zehir eder, yemeyeceğimizi de zorla yedirmeye çalışırlar. Bu komik durumun bir örneğini konuk yazarımız Ecrinnur Aytekin’den okuyoruz. Sağlamcılar var olan hayatımızı zehir etmekle kalmıyor, dünyaya gelip gelmememize bile karar vermeye çalışıyorlar ama bu sefer sağlam kayaya çattılar. Burak Sarı’nın onlara söyleyecekleri var. Nurşen Korkmaz ise Sağlamcılığı yerle bir eden bir kitap ile karşımızda bu ay. “Hak temellilik” son yıllarda dilimizden düşmeyen bir ifade. Çok isteyip bir türlü tam anlamıyla ulaşamadığımız bu mücadele tarzıyla engelli hareketi arasındaki duvarlar nasıl aşılır? Şeyma Büyükurvay Şatay’dan zihin açıcı bir yazı. Seçim sürecinde dildeki ayrımcılık örneklerine fazlaca tanık olduk. Konuk yazarımız Burcu İpek, güzel bir yazıyla yanıt veriyor bu söylemlere. Dünya Dijital Erişilebilirlik Günü’nü geride bıraktık. Sessiz sedasız geçip giden günü Elif Emir Öksüz kulağından tutmuş ve kapsayıcılık nedir bilmeyenlerin, her güncellemede uygulamaları kullanılamaz hale getirenlerin suratına tokat gibi çarpmış. Erişilebilirlik demişken, “WeWalk uygulamasındaki Danış” hizmetini merak edenler yanaşsın. Canan Çam Yücel’in güzel bir sürprizi var onlara. Sarper Arıkan Visual Studio Code anlatımına devam ediyor. Bu bölümde menüleri anlatıyor. İlgilileri kaçırmasın. Boş verelim bu meseleleri. Sevgi Mart Göcen, bir bebişe nasıl banyo yaptırılacağını oldukça güzel anlatmış. Bu aylık bizden bu kadar. Temmuz sayımızda daha umut verici ve güzel gelişmelerle buluşmak üzere.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    73,18 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    2023 Mayıs'ını seçim ayı olarak adlandırsak yanlış olmaz sanırım. Aylar öncesinden ayak seslerini duyuyorduk zaten. 14 Mayıs'ın netleşmesiyle çalışmalar hız kazanmıştı. Seçim Yasası’na körlerin şablonla oy kullanabilme hakkının girmesiyle bizim de merakımız katmerlenmişti. Dolayısıyla yüz on birinci sayımıza 14 Mayıs seçimleri damgasını vurdu diyebiliriz. Körlerin yaşadığı tüm süreci kendi deneyimlerinden yola çıkarak ya da genel perspektiften hareket edip özele gelerek anlatan dört yazı var başta. İlki Engin Yılmaz'ın Mehter Marşı'nın tersi tanımlamasıyla adlandırdığı yazısı. Engin Yılmaz - Bir İleri İki Geri İkincisi kuşkularında hiç de haksız olmayan Sevgi Mart Göcen'e ait. Sevgi Mart Göcen - İradem Sandığa Yansımış mıdır? Üçüncü yazıda Nurşen Korkmaz'dan bu tarihi günde yaşadıklarını öğreniyoruz. Nurşen Korkmaz - Yüksek Seçim Kurulu'nun Şablonuyla İlk Seçim Deneyimim Günlük hayatını kendine özgü diliyle son derece içten anlatan Dilek Başar Açlan 14 Mayıs'ı nasıl geçirdi dersiniz? Üstelik yanında her zaman olduğu gibi biricik kızı Ela Hipatya da varmış. Elbette yazıda ondan izleri de bulacaksınız. Dilek Başar Açlan - Şablonumla Oyumu Kullandım Türkiye'de durum malum da peki ya yurt dışında seçim işleri nasıl yürüyor acaba? Bu konuda da iki yazımız var sizlerle paylaşacağımız. İlkinde konuk yazarımız Cevdet Hıncal Almanya'dan bildiriyor. Cevdet Hıncal - Almanya'da Erişilebilir Seçimlere Dair Ya ABD'de durum nasıl? Ali Çolak'tan öğrenelim. Ali Çolak - ABD'de Seçim Erişilebilirliği Erdoğan'ın balkon konuşması hepimizin bildiği bir şey artık. Son seçimde Kılıçdaroğlu'nun da kendisinin balkon konuşması yapacağına dair söylemleri var. Bizim Burak balkonu beğenmemiş ve konuşmasını yapmak için mutfağı seçmiş. Görelim bakalım neler demiş? Burak Sarı - Mutfak Konuşması Seçim ile ilgili yazılarımızın bir başkası ise Sarper Arıkan'ın erişilebilir oy kullanmaya dair hayalleri hakkında. Eeee ne diyoruz: "Hayaller, yaklaşmakta olan gerçeklerin gölgeleridir." Sarper Arıkan - Bilişim, Engelsiz Erişim, Hayalimdeki Oy sistemim Gülcan Altun'un aklına bu ay için seçimle ilgili film değerlendirmek gelmiş. Aramış taramış ama betimlemeli bir seçim filmi bulamamış. O da inadından vazgeçmeyip siyaset temelli diyebileceğimiz bir filmi ele almış. Gülcan Altun - Derdi Olan Bir Komedi Nedir empati kurmak? Karşınızdakini değerlendirirken baz aldığınız ölçüt nedir? Sonunun onu görmezden gelmeye gidebileceğini, hatta bunun 6 Şubat depremleri sonrasında nasıl işleyebileceğini düşündünüz mü hiç? Veyahut görmezden gelme nedir? Bu soruların yanıtları, hatta çok daha fazlası Şeyma Büyükurvay Şatay'ın yazısında. Şeyma Büyükurvay Şatay - Kendimden Ötesi Görmezden gelme dedik, peki ya kalabalık içinde yok olmak, silikleşmek nasıl olur sizce. Tek bir özelliğinizden ötürü koca bir kitle ile özdeşleşirsiniz ve silikleşirsiniz. Buna dair yaşadığını ve hissettiklerini anlatıyor konuk yazarımız Ecrinnur Aytekin. Ecrinnur Aytekin - Genellemenin Rahatsız Ediciliği Kadir Ahıska ise birkaç gün kalacağı bir ev kiralamak durumunda kalmış ve evi tek başına keşfetmiş. Bizimle deneyimlerini paylaşmış ve pek de iyi yapmış. Kadir Ahıska - Bilmediğim Ortama Hakimiyet Sımsıcak yaz bize göz kırparken boşuna uğraşmayın, artık klavyemden tek bir sözcük dahi alamazsınız. Hepsi ve daha fazlası EEEH Dergi sayfalarında. Gelecek seçimlerin bizim için çok daha erişilebilir olabildiği deneyimleri paylaşabilmek ümidiyle bu sayılıkta bizden bu kadar.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    86,41 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Baharın tam anlamıyla hissedilmeye başlandığı Nisan ayından ve Dergimizin 110’uncu sayısından herkese merhaba. Bu ay dergimize de bahar geldi. Kalemini çok özlediğinizi bildiğimiz, sevgili dostumuz Elif Emir Öksüz aramıza döndü. Yine birkaç sayıdır bilişim köşemizi renklendiren Sarper Arıkan arkadaşımız da artık yazar kadromuzda. Bir de yepyeni iki kalemimiz var sizlerle tanıştırmaktan onur duyduğumuz. Ecrinnur Aytekin ve Gökçe Coulter. Gökçe, İzmir’de hekimlik yapan otistik bir dostumuz. Ecrinnur ise henüz 7’nci sınıf öğrencisi. Geleceğe duyduğumuz umudu yeşerten pırıl pırıl bir arkadaşımız. Ecrinnur’un dergimiz için güzel düşüncelerini metin ekinde bulabilirsiniz. Bu paylaşımlar ve taşıdığımız bayrağı gelecekte böyle gençlere bırakacak olmak bizi motive ediyor. Doğru yolda olduğumuza dair güvenimizi arttırıyor. Tüm dostlarımıza “Hoş geldiniz” diyoruz. Tıpkı bahar gibi bir sayıyla karşınızdayız bu ay. Her çiçekten bir koku, her ağaçtan bir yaprak toplayarak hazırladığımız sayımızın tanıtımına geçiyoruz. Oscar Ödül Töreni için erişilebilirlik de gündeme girmiş. Ne gibi düzenlemelerin yapıldığını Ali Çolak çevirisiyle okuyoruz. “Oscar” demişken sesli betimleme uzmanımız Gülcan Altun’a sözü verip “Başka Bir Festivalden 5 Film Betimlemeleri ve İncelemeleri” yazısında neler anlattığına bir bakalım. Erişilebilirlikle ilgili verileri yaşamımızdaki miniklere ne kadar küçük yaşta öğretmeye başlarsak meyvelerini de bir o kadar çabuk toplayacağımıza dair muhteşem bir yazıyla karşınızda Dilek Başar Açlan. Bir kör için yoldaştır beyaz baston. Nuri Turhan kendi yoldaşıyla dost olma hikayesini paylaşıyor bizimle. Eğitimci de olsalar eşitlikten, kapsayıcılıktan bihaber olan insanların yarattığı dünyada var olma çabası vermek gerçekten yorucu. Sevgi Mart Göcen, “Eğitim Hakkı Nasıl Engellenir?” başlıklı yazısıyla gözler önüne seriyor bu durumu. Okulunda herkes için oldukça sıradan olan bir deneme sınavında hatırlanmayan Ecrinnur Aytekin’in kalemi de bir başka eğitimde ayrımcılık vakası için dolaşıyor bu kez satırlarda. Gündemi çok hızlı değişen bir ülkede yaşıyoruz. Ama hiç unutmamamız ve hep taze tutmamız gereken bir konu var ki 6 Şubat Depremleri. Canan Çam Yücel her zamanki gibi unutulan bir grup olan kör çocuklar açısından ele alıyor depremleri ve hiç düşünülmeyenleri düşünmeye çağırıyor herkesi. Konuk yazarlarımızdan A_Normal_Norm “Mahallenin Delisi” diye nitelenen Psikososyal yeti farkı olanların gözünden değerlendirmeye çağırıyor bu söylemi. “Çok Cana Yakın ama O Olmaz” başlıklı yazısında, özlediğimiz kalemlerden Elif Emir Öksüz, Kalıp Yargı İçerik Modelinden hareketle ülkemizin girdiği seçim sürecinde neden yeti farkı bulunan milletvekili adaylarını çok az gördüğümüze dair bir açıklama koyuyor ortaya. Hazır seçimlerden söz etmişken, “Temsil Etmenin Dayanılmaz Çekiciliği ve Kaderini Başka Ellere Teslim Etmek (Seçime Dair)” başlıklı yazısında Burak Sarı, bugüne kadar yeti farkı bulunan bireylerin üstlendikleri adaylık ya da temsiliyet performanslarından hareketle, sürecin nasıl olması gerektiğine dair ipuçları veriyor bizlere. Her şeyin adamına göre uygulandığı ülkemizde, önyargılar da adamına göre gelişiyor. Nurşen Korkmaz tam da bu konuya ilişkin söyleyecek sözü olanlardan bu ay. Kim, kimin aynısı? Hangimiz bir işi diğeriyle aynı yapıyor? Ya da böyle bir zorunluluğumuz var mı? Neden insanları tek kalıba sokmaya çalışıyoruz? Gökçe Coulter’e bırakıyoruz sözü “Yapabilirmişim” başlıklı yazısıyla. Bilişim köşemizde ise Sarper Arıkan, Visual Studio Code’dan söz ediyor bizlere. Bilişim meraklılarını buraya alalım. Çok iş görecek bir uygulamayla geldik yine. Bu aylık bizden bu kadar. Her şeye rağmen umut var, her şeye rağmen yaşamak güzel ve “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler. Motorları maviliklere süreceğiz.” İşte o güzel günlerde, Mayıs sayısında buluşmak üzere, şimdilik hoşça kalın.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    45,25 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Buruk bir bahar sayısıyla size sesleniyoruz sevgili okurlar. Şubat ayındaki facianın acısı hala yüreklerimizde. Facianın tazeliğini yitirmesi, bizlerin faciayı unutup kendi normalimize dönmemize neden oluyor. Ama unutmayalım ki aradan bir ay geçse de bölge insanı hala daha o gecenin etkilerini yaşıyor. Okuyucularımızı bölge insanıyla dayanışmayı ihmal etmemeye çağırarak bu ayki sayımıza başlıyoruz. “Kalbin Müziği” adlı yazının çevirisinde, bir etkinliğin ve bir eğitimcinin kişinin hayatını nasıl yönlendirebileceğini gösteriyor Ali Çolak. Bu sayfalarda Can Deniz Balkaya’yı bilişim yazılarıyla görmeye alışkınız. Fakat “Kırık Çember” yazısında, insan gönlünün kah baharın o isyankar coşkusuyla estiği, kah ümitsizliğin hazanına kapıldığı türlü türlü hallerini hikayet ediyor bize. Kör bir yetişkin için kitaplara erişim ne kadar Önemliyse kör bir anne veya baba için çocuğuyla beraber bir kitabı paylaşmak o kadar önemli. Dilek Başar Açlan bize TRT Çocuk Kitaplık uygulaması ile bunun nasıl yapıldığını, uygulamanın erişilebilirlik yönünden avantajlarını ve dezavantajlarını anlatıyor “Hışırdayan Sayfalar, Konuşan Kitaplar” adlı yazısında. Aralık ayında başlattığı “Erişilebilirlik Nedir?” yazısını bu ay devam ettiriyor Gülcan Altun ve bize erişilebilirlik hakkında bazı ipuçları ve daha fazla bilgi edinebileceğimiz kaynaklar veriyor. Özellikle çarpık yapılanmanın ve sürücülerin trafik kurallarına uymadığı ülkelerde körlerin kendi başlarına karşıdan karşıya geçmeleri pek çetin oluyor. Ama bazen bağımsızlık isteğimiz bizi bu tür tehlikeleri göze almaya sevk ediyor. Bu konudaki deneyimlerini ve çekincelerini bize “Hayattayız Nihayet“ adlı yazısında aktarıyor konuk yazarımız Habil Bozkurt. Şekilcilik ve sağlamcılığın nasıl birbirlerini beslediklerini ve birinin azalmasıyla diğerinin de azalacağına dair umutlarını anlatıyor Nurşen Korkmaz “Eşantiyon Ayrımcılık” adlı yazısında. Konuk yazarımız Sarper Arıkan “Bir Programcının Günlüğü” serisini devam ettiriyor bu sayıda, “Bir Programcının Günlüğü: Geliştirme Ortamı ve Bilgisayar Tercihi” adlı yazısında bir programcının geliştirme ortamını düzenleyip işletim sistemini seçerken neleri dikkate alması gerektiğini bize anlatıyor. “Bir Konserin Düşündürdükleri” başlıklı yazısında Sevgi Mart Göcen, birçoğumuzun benzerini yaşadığı farklı muamele görme anısını aktarıyor ve kafasında dolaşan deli soruları sayfaya döküyor. Bu aylık da bizden bu kadar sevgili okurlar. Bir sonraki sayımızda yine dopdolu içeriklerle buluşmak dileğiyle.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    6 Ayrım
    49,28 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Şubat sayımızdan merhaba dostlar. Söz söylemenin oldukça zor olduğu, kelimelerin anlamını yitirdiği günlerden geçiyoruz. Malum Şubat ayı, dergimizin doğum gününü kutladığımız ay. Heyecanla içeriklerimizi hazırlarken 6 Şubat günü bütün gündemimiz değişti. Yüz binlerce canımızın enkaz altında kaldığı, dayanışmadan başka elimizden hiçbir şeyin gelmediği koşullarda Şubat sayımızı yayımlamaktan vazgeçtik. Bu ayı bir bildiriyle geçirmek ya da deprem özel sayısı hazırlamak gibi öneriler üzerine düşündük. Doğa olayı tedbirsizlik sonucu felakete dönüşmüşken, felaketten etkilenen engelliler varken, sözümüzü söylemenin önemli olduğunu düşündük ve beş yazılık deprem özel sayımızı hazırladık. Doğa ve insan odaklı, erişilebilir şehirler yaratılana kadar sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Tüm Okurlarımızı deprem bölgesiyle dayanışmaya davet ediyoruz. İlk yazımızda avukatımız Sevgi Mart Göcen, deprem sonrası yasal haklarımızla ilgili önemli ipuçları veriyor. Depremden yetişkinler kadar hatta belki daha da fazla çocuklar etkilendi. Konuk yazarımız Şeyma Büyükurvay Şatay, çocuklara duygusal anlamda nasıl destek olabileceğimizle ilgili önemli bilgiler veriyor bu yazısında. “Dayanışma Yaşatır.” Burak Sarı ise bu süreçte dayanışmanın ve farklılıkların gözetilmesinin önemini vurguluyor. Depremlerin zihnimizde yarattığı travma, yıllar geçse de unutulmuyor. 6 Şubat depremiyle Nurşen Korkmaz’ın 1999 depreminde yaşadığı anılar yeniden canlanmış ve bizimle paylaşmış. 1999 depremini yaşayan bir diğer yazarımız ise Gülcan Altun. Bakalım, neler anlatmış bu yazısında. Umuyoruz ve istiyoruz ki bu kadar acının yaşandığı son deprem olsun. Yetkililer zamanında gerekli tedbirleri alsın ve aynı acıları yaşamayalım. Mart sayımızda daha umutlu yazılarla sizinle buluşmak dileğiyle. Geçmiş olsun hepimize.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    55,92 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Ali Çolak bu sayıda çevirmenlik rozetini Canan Çam Yücel’e teslim etmiş. Kendisi kendi fikirlerini kaleme almaya karar vermiş ve siz de göreceksiniz pek de iyi etmiş. Yazısında ötekilerin, kendi öteki grupları içindeki diğer kimi ötekileri nasıl "normal dışı-anormal" saydıklarını irdeliyor. Anormalin Anormali - Ali Çolak Bazen de kendi kendini hiç istemediği ve düşünmediği halde öteliyor insan. Bizi kendimize, karşımızdakine ve tüm topluma görünür ve dahası farkında kılan nedir? Yanıtı NFB yetkililerinden Brook Sexton tarafından yazılan yazıda Canan Çam Yücel'in çevirisiyle arıyoruz. Pastayı Kesmek mi Yan Çizmek mi? - Canan Çam Yücel “Ötekileştirme iliklerimize kadar işlemiş” diyoruz her satırda. Çıldırtıcı derecede sinir bozucu olanı da bizi en çok tanıdığını düşündüğümüz ailemizden gördüğümüz ötekileştirme. Nasıl mı? Ayrıntıları Sevgi Mart Göcen'in yazısında okuyabilirsiniz. Kendi Alanında Yabancı Olmak - Sevgi Mart Göcen Geçtiğimiz Kasım ayında İBB tarafından “Yerelde Engelli Hakları Stratejisi” adlı bir çalıştay gerçekleştirilmiş. Düzenlenen bu çalıştayda erişilebilirlik ötelenirse ne olur? Şaka mı dediniz? Yoooo! Gayet ciddiyiz. O halde size Nurşen Korkmaz'ın merceğine takılanlara dikkatinizi vermenizi tavsiye ederiz. Erişilebilirliği Ötelenmiş Engelli Hakları Çalıştayı - Nurşen Korkmaz Bizim Eylem Yurtsever'in kafasında neler neler varmış meğer. Bazen düşünüyorum da bizim şu “küçücük fıçıcık” diye adlandırdığım, gördüğümde sıkasım gelen Eylem, içindekilerle birlikte boy hesabına çekilse herhalde bir üç metre falan çıkar. Geçer bile belki. Bu sefer de kodlamaya takmış ama yazma ile kodlama arasında kalmış ve Allah'tan yazmayı seçmiş. Kodlamayı seçse ondan neler çıkardı merak da ettiniz değil mi? Detaylar kaçırmayacağınıza emin olduğumuz yazısında. Maker Hareketi - Eylem Yurtsever Yazarın ifadesiyle uzun süredir hayatımızın içinde olan ve en temel kullanım şekliyle kişisel asistan uygulamalarında ve görüntü tanıma alanlarında karşımıza çıkan yapay zekaya dayalı bir projesini anlatıyor bu sayıda bize konuk yazarımız Sarper Arıkan. Bilgiye Akıllı Erişim Platformu ile Bilgiye Organik Erişim - Sarper Arıkan Editörümüz Burak Sarı bu aralar kitaplardan yürüyor. Eeee! Bir kitap kurduna da bu yaraşır. Yakışıyor da. Bu kez Altıncı Koğuş'u ele almış. Yazarı Anton Çehov. Ortada bir Çehov eseri, değerlendiren Burak Sarı. Bu yazı kaçmaz. Benden de söylemesi. Altıncı Koğuş - Burak Sarı Ne tatlıdır önyargıları henüz oturmamış küçük çocukların aklına gelen her şeyi fütursuzca sormaları. Ve ne gıcıktır yanlarındaki büyüklerin onları çekiştirirken susturmaya çalışmaları. Oysa çoğu kör sordukları soruları en doğru biçimde cevaplar hiç rahatsız olmadan. Bundan başka çocukluktan daha tam çıkmamış olan kimilerine önyargılarını oturtanlar arasında bizlerden birileri de yok mu sizce? Yanıtlar bu kez Dilek Başar Açlan'da. Gözlerimi Kapattı - Dilek Başar Açlan Alıştık Gülcan Altun'un hastane hikayelerine. Yine bir hastane deneyimi okuyacağız kendisinden. Bu seferki biraz farklı ama. Görelim nasılmış? He-Man Olasım Var - Gülcan Altun 2023’nin ilk sayısında heybemizde bunlar var. Şubat sayısında buluşmak umuduyla.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    72,56 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Yılın son sayısından herkese selamlar dostlar. Biliyorsunuz bu ay yine gündemimizde 3 Aralık vardı. Peki Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında Dünya Engelliler ve Farkındalık Günü olarak belirlenen 3 Aralık, bizim ülkemizde nasıl anlaşıldı? 3 Aralık’ı gelin toplumumuzun gözünden, Sevgi Mart Göcen'in kaleminden okuyalım. Bir sınava gireceksin ama hiçbir materyal erişilebilir değil. Kendi imkanlarınla hazırlanıp girersin sınava. Peki neden herkesin aynı anda girdiği merkezi bir sınavda yeti farkı olanlar göz ardı edilmiştir? Gülcan Altun, girdiği sınavdan sonra “Erişilebilirlik nedir?” diye internette bizler için bir arama yapmış. Bakalım karşısına neler çıkmış. Hepimiz fırsat buldukça tiyatroya gitmeyi severiz. Nurşen Korkmaz, Vadi İstanbul Turkcell Sahne’de Moliere'in “Cimri” adlı oyununu sesli betimlemeli olarak izleme fırsatı bulunca ortamı bizler için betimlemeyi unutmamış. Bizler kişi ve kurumlara erişilebilirliği usanmadan anlatmaya çalışırken bindiği toplu taşımada karşılaşmak zorunda kaldığı kör bir dilencinin çizdiği kör imajını ve üzerine yapıştırdığı “yardıma muhtaç” etiketini Canan Çam Yücel bakalım nasıl anlatmış. Yolda yürürken yardım istemediğin halde biri gelip seni kolundan çekiştirmeye başlar. Eylem Yurtsever, sokakta yürürken işgüzarın birine denk gelmiş ve arkasından biraz sayıp sövünce o kadar rahatlamış ki tüy gibi hafiflemiş. Dilek Başar Açlan birçok kör ebeveynin de işine yarayabilecek sıvıölçer ile yeni bir keşif yapmış. Aman ha, bakmadan geçmeyin bizden söylemesi. Burak Sarı geçen ay yazdığı “Körlerin Şarkısı” yazı dizisine devam ediyor. Yazıyı okuyunca Burak’ın ilginç analizlerinin sizin de ilginizi çekeceğine eminiz. Konuk yazarımız Habil Bozkurt, “Teknolojinin bugünkü kadar gelişmediği dönemlerde yaşayan körler zamanı nasıl ölçüyorlardı?” diye düşünmeye başlamış ve kabartma saatleri anlatmış bu yazısında. Gerçekten eşit şartlarda mı rekabet ediyoruz? Cevabı, Ali Çolak'ın çevirisinde. Bilişim köşemizde konuk yazarımız Sarper Arıkan, programlama konusunda hevesli olan ve Bu sürece yeni adım atacak arkadaşlarımızın nereden ve nasıl başlayacaklarını kısaca anlatıyor. 2022 yılında “Eşit, Erişilebilir, Engelsiz Hayat” idealimizin peşinden koştuk. 2023’te de düşünmeye ve üretmeye devam edeceğiz. Herkese şimdiden iyi bir yıl diliyoruz. 2023 yılında görüşmek üzere.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    61,67 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    Bu sayı burunlarımıza varlığını olması gerektiği gibi hissettirmekte olan güzelim sonbaharın kokusunu getirmeye devam edecek . Ama bu kez bu mevsime bambaşka bir bakış açısıyla bakıyor, sonbaharın tazelenmeye hazırlık olduğuna dikkat çekercesine umut verici gelişmelerle başlıyoruz. Biliyorsunuz, muhteşem bir festival sürecinden geçtik Ekim ayında. Festivalimizi ziyaret edemeyenler mutlaka vardır ve merak ediyordur nasıl geçtiğini. Bu merakı giderecek olan yazarımız Canan Çam Yücel, festivalimizin tüm coşkusunu sayfalarımıza taşıyor. Festivalimizde de varlığını gösteren From Your Eyes uygulaması üzerine Zülal Tannur ile yazarımız Nurşen Korkmaz’ın yaptığı röportajla devam ediyoruz. Hazır konu yapay zekâya gelmişken konuk yazarımız Sarper Arıkan’ın “Düşünceden Görselliğe” adlı yazısından bahsetmek uygun olmaz mı? Bu sayıda yazarlarımız konu bütünlüğüne o kadar uygun yazıyor ki tanıtıma yazacak pek de bir şey kalmıyor. Konu görsellikten devam ediyorken Burak Sarı’nın son derece içten yazılmış “Körlerin Şarkısı” yazısı ile devam edelim. Sonbahar demişken onun hüznü bir yerden bulaşmasa gerçekçi olmaz değil mi? Hüzün de hayatın bir parçası ne de olsa. Ama yine de sert bir geçiş yapmamak için Dilek Başar Açlan’ın başlıktan da anlaşılacağı gibi hâlâ umudun çeşnisiyle bezenmiş olan “Görme Engelsiz” ile yolculuğumuzu sürdürelim. Şimdi de bir tür iç dökme hâlini amaca yönlendirmeye çalışan Eylem Yurtsever’in sorusuna anlam verebilmek için “Sifonun Sesini İşittiniz mi?” başlıklı yazısını okuyabiliriz. Biliyorsunuz, bu dergi artık Ali Çolak ve çevirileri olmadan olmuyor. Bu defa da yazarımız “Doğum Günü Kutlaması” ile kör bir annenin mücadelesine tanık olmamızı sağlıyor. Anlaşılan yazarlarımız ebeveyn ve çocuk ilişkileriyle mesailerini bitirmemiş. Gülcan Altun, “Kadın mıyım Engelli mi?” isimli yazısıyla bizlerle dertleşiyor. Acaba bu dünyada en çok avukatlar mı adalet arıyor? Yine de bu defa başka, dergimizin deneyimli ve bizce son derece sabırlı avukatı Sevgi Mart Göcen, bu kez onunla aynı sorunu yaşayanlar ve kendisi için arıyor adaletini “Adaletim Nerede!” yazısı ile. Son olarak Engin Yılmaz’ın GETEM sertifika töreni hakkındaki yazısıyla veda edeceğiz size. Evet… Sizleri umuda sevk eden, düşündüren bir sayı olmasını hedeflediğimiz bu sayıda okuyacak yazı kalmamış olabilir. Ama umarız önümüzdeki sayıda gelecek yazıların beklentisi şimdiden zihinlerinizdedir.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    21 Ayrım
    282,65 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    Özel sayımızdan herkese merhaba değerli EEEH Dergi okurları. Şöyle bir arşivi inceledik de ne çok şey yazılıp söylendi bu dergide bugüne kadar. Biz de birbirinden değerli bu yazılar içerisinden sizler için bazılarını seçtik bu aya özel. Gelin hep birlikte bakalım heybemizde neler var. Şimdiden keyifli okumalar. Etrafımızda o kadar “sağlamcı” insan var ki. Bunu test etmek hiç de zor değil. Meral Sözen, 10 soruda sağlamcılığı nasıl test edebileceğimizi çok güzel özetlemiş yazısında. Sağlamcılıkla ırkçılık birbirini nasıl besliyor ve sınıflara ve dolayısıyla sınırlara bölünmüş yeryüzünde göçmenler ve engelliler nasıl ayrımcılığa uğruyor? Burak Sarı’nın kaleminden dökülenler bize tüm şeffaflığıyla özetliyor yaşananları. Ne zaman bir olay yaşansa, suçlu olan kişinin psikolojisinin bozuk olduğu dile getirilir. Peki suçlu olan kişiyi aklamak için öne sürülen bu bahane nöroçeşitlilere yönelik ayrımcılığı nasıl derinleştiriyor? Bu sorunun cevabını konuk yazarımız A_normal_norm’un yazısında bulabiliriz. Engelsiz Erişim Derneği, Lambda İstanbul Derneği ve Engelli Kadın Derneği'nin ortaklaşa hazırladığı seminerde “normal” kavramı üzerine neler konuşulduğunu merak ediyorsanız, sizlere Ecmel Deniz’in deşifresini okumanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Algımız bizi nasıl da yönetip tutsak ediyor kendisine? Engin Yılmaz, algının tutsaklığını bir yazı dizisinde ele alıyor. Bu yazı dizisinin ilkini bulacaksınız bu sayıda. Elif Emir Öksüz’ün yazılarını çok özlemiştiniz değil mi? Elif üniversitede verdiği bir ders kapsamında öğrencilerine bir farkındalık etkinliği yaptırmış ve öğrencilerin deneyim ve gözlemlerini sıcacık bir dille anlatmış her zamanki gibi. Keyif alarak okuyacağınızdan eminiz. Yaşamın içerisinde birçok kez bize yardım etmek istediğini dile getirenler olmuştur. Kimi zaman kabul ettiğimiz kimi zaman da reddettiğimiz bu yardımın sınırları ne? Gülcan Altun’un kaleminden okuyoruz. Peki yardım alırken kendimizi nasıl koruyabiliriz? Eylem Yurtsever ise kendi yaşadığı deneyim üzerinden irdeliyor bu konuyu. Konuk yazarımız Nuri Turhan, körlerin çevresini keşfetmesinin bir hak olduğunu savunuyor ve bunu engelleyip müdahale edenlere sesleniyor. Çevreyi keşfetmek demişken yol arkadaşımız beyaz bastonu ve hayatımızdaki yerini hatırlamadan geçmeyelim. Konuk yazarımız Kadir Ahıska öyle güzel anlatmış ki bastonla olan yaşam yolculuğunu. Okuyunca siz de bize hak vereceksiniz. Görme engelli bireylere yönelik muamelelerin yanı sıra bir de görme engelli ebeveyne sahip çocuklara yönelik toplumun müdahaleleri var. Konuk yazarımız Ramazan Akel durumu çok güzel özetliyor. Diyelim ki kör bir çocuğunuz var. Çocuğunuza yeti farklılığı olduğunu nasıl anlatırsınız? Canan Çam Yücel bu konuda ebeveynlere önemli ipuçları veriyor. Peki körler dünyanın güzelliğinin derinliklerini nasıl deneyimliyor? Gelin Ali Çolak çevirisiyle okuyalım. Biliyorsunuz körler olarak yıllardır tek başına, gizli ve mahrem oy kullanma mücadelemiz sürüyordu. Bu uzun soluklu mücadele meyvesini verdi ve körlerin tek başına oy kullanmasına ilişkin madde Seçim Kanunu’nda yerini aldı. Bu mücadeleye ilişkin yaşanan deneyimleri Nurşen Korkmaz’ın kaleminden okuyoruz. Kazanımların yanı sıra hala yol kat edilemeyen durumlar da var. Örneğin körler hala noterlerde, bankalarda iki tanık olmadan resmi işlemlerini yapamıyor. Körlerin iki tanık dayatmasındaki mücadele sürecini konuk yazarımız Turhan İçli’nin analizlerinden okuyoruz. “Engelli” olmanın yanına bir de “kadın” olmak eklenirse, sonuç ne olur? Sevgi Mart Göcen çok önemli bir konuyu irdeliyor bu yazısında ve çok çarpıcı tespitler yapıyor. Engelli hayvan sahipleri neler yaşıyor? Engin Yılmaz’ın öğrencilerinin bu konuda yaptıkları röportajın ikincisini bulacaksınız bu sayıda. Özgürce ve doya doya e-kitap mı okumak istiyorsunuz? QRead tam size göre bir program. Program hakkındaki tüm ayrıntılı bilgiyi Can Deniz Balkaya’nın yazısında bulabilirsiniz. Körlerin günlük hayatlarında kullandıkları birçok erişilebilir yöntem var. Bunlardan birisi de teknolojiyi ve uygulamaları kullanmak. Be My Eyes bu uygulamalardan bir tanesi. Dilek Başar Açlan uygulamaya ilişkin deneyimlerini anlatıyor. Teknoloji demişken bilgisayar hepimizin hayatında önemli bir yere sahip. Peki bilgisayarımız var ancak İngilizce bilmiyorsak ne yapacağız? İngilizce bilmesek de neleri bilmemiz gerekiyor? Tüm bu soruların cevabı Ramazan Derin’de. Gördüğünüz gibi değerli okurlar, yine dopdolu bir içerikle karşınızdayız. Daha yazacak çok şeyimiz, söyleyecek çok sözümüz var. Gidip bir an önce Kasım ayı hazırlıklarına başlayalım.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    62,09 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    103. sayımızdan püfür püfür bir merhaba. Hüznü, romantizmi ve serinliğiyle geldi güzelim Eylül. “Bu sıcakta dergi mi okunur?” bahanesi ortadan kalktı yani. Eylül toparlanıp gitmeden, bakalım bu sayımızda neler var. Bu ay hediyemizi Ali Çolak’tan alıyoruz. Gökyüzüne güzelce bakmayı özlerken bambaşka şeyler anlatıyor Burak Sarı. Bir sosyal medya yazısı üzerinden, toplumun körlüğe bakışını irdeliyor Nurşen Korkmaz. “Toplum” demişken Meral Sözen’in körlük ve açılmaya dair yazısının üzerine fazlaca kafa yoracağız gibi. Eylem Yurtsever, “Başkasının Talihsizliğinden Keyif Duymanın Sıradanlığı” başlıklı yazısında müthiş çıkarımlarda bulunuyor. Başörtülü psikolog olur mu? Cevabı konuk yazarımız Şeyma Büyükurvay’da. “Farklılıklarımıza Ezdirilen Duygularımız” konuk yazarımız Nuri Turhan’ın kaleminden keyifli bir yazı. “Susuz Yaz”ı Gülcan Altun’un kaleminden okuyoruz. Yıllar sonra yüz yüze festival coşkusu yaşıyoruz. Ayrıntılar için muhabirimiz Dilek Başar Açlan’a bağlanıyoruz. Sevgi Mart Göcen’in Şubadap Çocuk ile gerçekleştirdiği harika röportajı kaçırmayın. Ekim’de festivalimiz varsa bilin bakalım başka ne var? Özel sayımız var elbette. O zaman bize müsaade. Yapılacak çok işimiz var. Özel sayımızda görüşmek üzere.

Sayfalar