Yazara Gore Listeleme

  • Doç Dr Abdülaziz Bayındır
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    467,66 KB
    Eser Türü: Kitap
    Allah Teâlâ şöyle buyurur: De ki, Rabbim sadece şunları haram etti: “İster açık, ister gizli yapılsın, her türlü fuhuş, günahlar, haksız saldırı, Allah’ın hakkında hiçbir belge indirmediği şeyi ona eş koşmanız, Allah hakkında bilmediğinizi söylemeniz.” (Araf 7/33) Şeytan tuzağını doğru yolun üstüne kurar. Çünkü o, Allah’a şöyle demişti: “.... And olsun ki ben onlar için, senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağla­rından, sollarından sokulacağım. Onların çoğunu sana şükreder bulamayacaksın.” (Arâf 7/16-17) Doğru yolun üstündeki en büyük tuzak şirk tuzağıdır. O tuzağa düşenin işi temelden biter. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Allah kendisine ortak koşulmasını bağışla­maz, bunun dışında olanı dilediği kimse için bağışlar." (Nisa 4/48) Şirk, yalnız Allah’a ait bir kısım isim ve sıfatları başka varlıklarda da görmek, onları o konuda Allah ile ortak saymaktır. Bu varlıklar daha çok, din büyükleri olur. Onlar Allah’a yakın bilindiği için o isim ve sıfatları onlara vermek fazla rahatsız edici olmaz. Bu, onları Allah’a karşı arabulucu konumuna sokar. Allah ile olacak işlerde bunların aracılığına ihtiyaç duyulmaya başlanır. Artık onlara, Allah’a boyun eğer gibi boyun eğmek zor olmaz. Böylece o büyüklerin her biri bir tanrı yerine konmuş olur. Tuzağın önüne hoş şeyler konur. Din büyükleri bu konuda bulunmaz bir malzemedir. Tuzağın iki büyük engeli akıl ve Kur’an’dır. Engelleri aşmak için duygusallık öne alınır. Dinin akıl değil, bir gönül işi olduğu söylenir. Bu, insanları, Kur’an’ı anlayamayacakları yalanına inandırmayı kolaylaştırır. Artık önlerine hangi ayet konsa görmezlik­ten gelirler. Kendi özgüvenleri kaybolur. Üstlerine pislikler yığılmaya başlar (Yunus 10/100). Şeytanlar başlarını sarar, onlarla yakın arka­daş olurlar. Doğru yolla ilişkileri kesilir ama kendilerini o yolun ortasında sanırlar (Zuhruf 43/36 37). Şeytana izin verildiği için doğru yola giren hiç kimse onun tuzaklarından uzak kalamaz. Bu, akıldan çıkarılmamalı; din diye öne sürülen her şey Kur’an’a göre değerlendirilmelidir. Allah hakkında bilmediği şeyleri söylemek de çoğu dindarın düştüğü tuzaklardandır. Bu konuda ya hayallere, ya büyüklerin sözlerine yahut kitaplardaki hurafelere dayanılır. Allah hakkında yanlış bir şey söylememek için Kur’an’a bakmak gerekirken, Kur’an’ı da bu yanlışlara göre anlama gayreti, işi çığırından çıkarır. Sonunda, “takvaya, özde ve sözde doğruluğa götüren yol” gibi yaldızlı sözlerle tanımlanan ama İslam’ın temel inançlarıyla ilgisi kesilmiş olan yeni bir din kurulmuş olur. Bu kitapçığın amacı, iyi müslüman olmak için yola koyulan büyük bir kitlenin kolayca düştüğü bu tuzakları, Kur’an ayetleri ışığında ortaya çıkarmak ve gerekli uyarıyı yapmaktır. Gayret bizden, başarı Allah’tandır.