Yazara Gore Listeleme

  • Mahmud Derviş
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    2,71 MB
    Eser Türü: Kitap
    Filistin'in en büyük şairi Mahmud Derviş, doğduğu köy 1948'de İsrail işgaline uğrayıp da ailesiyle birlikte Lübnan'a göç ettiğinde henüz 7 yaşındaydı. Yaşamı boyunca şiirleri ve yazıları yüzünden pek çok kez tutuklandı, hapiste yattı; uzun yıllar sürgünde yaşadı. Filistin direniş şiirinin en önemli adlarından biri oldu. Şiirlerinde Filistin halkının direnişini, umutlarını, çektiği acıları lirik bir dille anlattı. Yalnızlık Yenilemeden Kendini adlı bu kitapta, Metin Fındıkçı, Derviş'in isteği üzerine, şairin son yedi kitabından seçtiği şiirleri bir araya getirdi. Derviş, bu son dönem yapıtlarında, Filistin tarihinin derinlerine uzanıyor, tarihin dönüm noktalarını sorguluyor, daha evrensel bir yaklaşımı benimsiyordu. Aşk şiirleri ise artık daha sıkça yer alıyordu yapıtlarında. Mahmud Derviş'in şiirlerini, Metin Fındıkçı'nın Arapça asıllarından yaptığı çevirilerle sunuyoruz.
  • Mahmud Derviş
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    1,89 MB
    Eser Türü: Kitap
    Bugün cesedimizin otopsisini yapacaklar. Bugün tarihte uzun bir gün olarak kalacak. Kimse yıkamayacak. Ölü ruhumuz kendi ruhuyla yıkandığında. Bu anlatılan kan sel olup suyla akacak. Servetimizi o sulardan topluyoruz, hizmetçi olacak herkes surun üstünden akan suda. Bütün damlalar geri dönecek. Sayısını saydım su damlalarının. Beş yüz damla, saçlarımı yıkadı...
  • Mahmud Derviş
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    4,22 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Mahmud Derviş
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    1,28 MB
    Eser Türü: Kitap
    Televizyonun karşısında oturuyorum, öylece oturuyorum başka bir şey yapmadan. Orada, televizyonun karşısında, paltomla iki büklüm, benden benimle ilgili bir şey söylenmediğini görüyorum. Benden duman yükseliyor. Kesik ellerimi uzatıyorum bedenimden ve sayısız yanmış, kesilmiş, ezilmiş organımı tutuyorum; ne yeniliyorum ne onlardan kaçıyorum; işkencenin çekiciliğinden ötesine geçebiliyorum ancak. Ben denizin diliyle ve içten ayrılıklarla kuşatıldım. Televizyon karşısında benimle vedalaşan insanları Beyrut havalimanından kalkan son uçakla söküp attım. Geriye kalan ölüme tanık olurum milyonlarca tanık gibi; Dekart'ın düşüncesiyle öne sürülen hiçbir şey kanıtlanmadan. Şimdi İspanya'da, yakınlarımı tek tek uyandırıp sıraya dizerek benden aldıklarını görüyorum. Televizyona bir vahşi olarak girerim. Benden daha vahşetini öğretirim bombalayan uçaklar rutin uçuşlarla delirirken. Ancak ben onlara karıştıkça benden güç alıp daha da istekli oluyorlar, mecazi kahramanlar: Vahşet bana, beni yerle bir etmeden önem verir. Her defasından daha sağlam çıkarım. Ruhumdan ışıklar saçıyor vahşetin göbeğinde duran bu son bedenim korkarak ve daha güçlenerek duruyor. Ancak ben şimdi nerede olduğumu bilmiyorum. Televizyonun karşısında veya bir televizyon programında, kalbimden çıktığımı görüyorum bir hurma yaprağı gibi Lübnan dağından Refah'a!
  • Mahmud Derviş
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    1,96 MB
    Eser Türü: Kitap
    Kaybettiklerimizi bulamadıkça biz de kayıbız demektir... "- Baba, ne yapıyorsun? - Bu gece kalbimi düşürdüm de, onu arıyorum. - Onu burada mı bulacaksın? - Ya nerede bulacağım! Toprağa eğilip onu arıyorum. Kasım ayında Fellah kızları zeytinleri tane tane toplar ya, ben de kalbimi işte öyle tane tane yerden topluyorum. - Ama senin topladığın şey çakıl taşı, baba! - Olsun, bu da hafızayı ve zihni zinde tutar. Hem kim bilir? Belki de şu çakıl taşları kalbimin taş olmuş halidir..." Filistin'in en büyük şairi sayılan Mahmud Derviş, küçük bir çocukken yaşadığı zulmü anlatıyor. O, "Taşlar bir başkaldırıdır! " demiştir. Yıl 2009. Gazze'de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere binin üzerinde insan katledildi. Filistin direnişinin simgesi olan taşlar gibi bu kitap da bir başkaldırıdır; unutulmamaya karşı bir başkaldırı!
  • Mahmud Derviş
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    1,20 MB
    Eser Türü: Kitap
    Derviş bu kitabı; geçirdiği kalp ameliyatından sonra, hastanenin o beyaz duvarları, beyaz çarşafları içinde yazıyor. Onu kuşatan ölüm duvarına, bedenin duvarına, kalbin duvarına, hastane duvarına, rivayeti ve raviyi utandıran duvara, dilin duvarına, bu beyaz duvar içinden yükselen ilaha yazıyor ve "Bu senin adındır." diye başlıyor. Ne yazık ki direnişi, 9 Ağustos 2008 tarihinde, geçirdiği diğer bir kalp ameliyatında yaşamını yitirmesiyle son buluyor. Bu kitapta, Derviş'in meydan okuduğu ölüme karşı zafer kazanmasını bulacaksınız. Yaşadığı bütün bozgunlara, katliamlara, zulümlere ve soykırımlara rağmen... Yengiyle yenilgi arasında gidip gelen bir şairin, hasta yatağında mırıldandıklarını duyacaksınız. Kitabı oluşturan uzun şiirin sonunda, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı ve hiçbir kitabına girmemiş iki şiiri bulunmakta. Her iki şiirinde de ölümün soluğunu ensesinde duyumsarken, "Ben kimim?" diyerek kimliğini sorguluyor şair. Ama umudunu ve insan sevgisini eksik etmeden...