Yazara Gore Listeleme

  • Mustafa Ziyalan
    metin
    2 Ayrım
    153,44 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bir gün hayattan kaçıp alengirli bir film seyrederiz, sinemada. Kodlarıyla saplanıverir zihnimize, bir daha da çıkmaz bu film oradan. Peki gerçekten heyecanlandık mı? Ya da korktuk mu? Neden etkiledi bu film bizi? Görsel izleklerin bir kısmına, özellikle adından çokça bahsettiren, böylesi, türüne kült denilen bu filmlere kimse dokunamaz. Yıllarca süren enerjileriyle ve fısıltılarla yayılırlar. Sonra da ele avuca sığmazlar. Artık, onların varlıkları, sinema için bir yasa gibidir. Mustafa Ziyalan, bu filmleri, onların numaralarını, kahramanlarını ve anti-kahramanlarını kulağından tutup karşımıza dikiyor, onların tarzıyla konuşuyor.
  • Mustafa Ziyalan
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    185 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mustafa Zİyalan
    Su kedilerinden söz edildiğini ilk Kez Kasımpaşa’da bir kahvede duydum. İç savaştan cephe gerisine yollanmış olan arkadaşım bu canlının adına ilk kez mineraller konusunda araştırma yaparken Plinius’un yazdıklarında rastlamış. O sıralar en şaştığı şeyler, bir, akik taşlarının silisten başka bir şey olmaması, bir de su kedileriymiş. Çok sonraları yaşayan Brahe de astronom olmasına karşın su kedilerinden söz ediyormuş. Şifalı Bitkiler ve Emraz’da da su kedileri anılıyormuş. Arkadaşım bu canlının aslında birçok kişiyi, birçok yıldızı bağlayan bir eksen olabileceğini düşünmüş. Tüm bunlar yavrus kadarmış. Jkimi zaman geceleyin izli mermilerle yapılan bir çatışmayı izlerken aklına gelmiş. Su kedileri akvaryumlardaki balıklar dara düşünce ortaya çıkıyormuş. Özelikle betalar ya da en azından kırmızı, tüy kuyruklu balıklar son demlerini yaşarken akvaryumda yüzen bir su kedisi beliriveriyormuş. Bu ölüme yakınlığını gösteriyormuş. Büyüklüğü bir kedi yavrusu kadarmış. Kimi zaman yavrusunu kucağında tutar, kimi zaman kunduzlar gibi sırt üstü yüzermiş. Sessizmiş. Mineralog arkadaşım göbeğinin pembe olabileceğini, ola ki durum kötüleştikçe de kızardığını söyledi. Bıyıklarının dokunuşu şifalıymış. Metaller üzerinde inanılması güç etkileri olabiliyormuş: Bir kezinde bir su kedisi arkadaşımın gözünün önünde bir kaşığı kaldırıp havada tutmuş, sonra da kaşığa binivermiş. Kaşık öylece havada duruyormuş. Arkadaşım su kedilerinin hüzünlü bir yunusu gören bir köstebeği, anasının sırtından düşmüş bir yarasa yavrusunu ya da bir ornitorengi andırdığını söyledi. Belki de canlı olmalarına karşın odradeki andırıyorlarmış. Tüm bunları görmemiştim ya da duymamıştım.