Yazara Gore Listeleme

  • Naşide Gökbudak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    41 Ayrım
    708,15 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: NURDAN KAYA
    Osmanlı hanedanının Avrupa devletlerinin emri ve isteği yönünde idare edilmesi, tahtı korumak için çok taviz verilmesi, birçok vatanperveri rahatsız ettiği gibi, Kemal Nizamettin Efendi’yi de rahatsız etmektedir. Aklı fikri Anadolu’da başlayan yeni istiklâl hareketinin başındaki, daha evvel sarayda da karşılaştığı mavi ışık saçan gözleri olan, vatanperver miralay Mustafa Kemal’in yanında olmaktır. Ona inanmaktadır. Kemal Nizamettin Efendi’ye göre de insanlar olsun, milletler olsun ya hürriyetine sahip yaşamalı veya hiç yaşamamalı! Mustafa Kemal’in inanarak söylediği “Ya İstiklâl, ya Ölüm.”sözüne canıgönülden inanmakta, ve bu konuda, O büyük insanın arkasında olmayı hayal etmekte, bunun için de Anadolu’ya geçmek için fırsat kollamaktadır. Genç ve güzel eşi Şahende Hanım ve çocuk yaşlarda iki küçük kızının oluşu bu işi oldukça zora sokmaktadır. Bir tek kendisi olsa, ölmüş veya kalmış önemli olmayacak, hiç tereddütsüz yollara düşecekti. Ama bir eş, bir baba olarak onların yaşamını tehlikeye atamazdı. Ve tabii bu tehlikeyi aşıp, Anadolu’ya kavuşması da ihtimal dâhilinde değil gibiydi. 1920 yılının başlarıydı. O görkemli Dolmabahçe Sarayı’nın en az güneş alan odalarından birinde çalışıyordu. Gerçi bugün hatta günlerdir güneş zaten yoktu… ... Kemal Nizamettin, Fransız Gazetesindeki Mösyö Jirac’ın Mustafa Kemal ve Türkiye hakkındaki yazısını buldu. Gazete özet olarak, Anadolu’daki bu yeni hareketi alaya alıyor. Topları, düzenli orduları hatta yiyecek ekmekleri bile olmayan, bir avuç zavallı insanın toplandığını, başlarında ki övgü ile bahsedilen kumandanın da yanlış taktikler üreten bir macera adamı olduğunu yazıyordu. Oysa gerçek çok farklıydı, Mösyö Jirac oltaya ne kadar güzel takılmıştı...
  • Naşide Gökbudak
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,08 MB
    Eser Türü: Kitap
    Albay başını önüne eğmiş düşünüyordu, aniden atıldı. “Çok üzgünüm Mikail! Kızını kaybettiğin için cidden üzgünüm. Ne olur ölüm haberini evdekilere duyurmadan birazcık daha düşün! Bunu Anastasia’nın kurtuluşu için kullanabiliriz. Mikail şaşkın ve öfkeliydi. “Neler söylüyorsun Albay? Ben çocuğumu kaybettim, anlamıyor musun? Başka hiçbir şey düşünecek durumda değilim!” “Anlıyorum Mikail, Perina’nın ruhu için, Rus halkı için bunu yap! Kızını kaybettin tamam ama Anastasia’yı yaşatabilirsin.” İşte yıllarca süren yaşam mücadelesi bu cümlelerle başlıyordu. Çar II. Nikolay ve ailesinin korkunç sonundan tek kurtulan, kızları Anastasia’ydı. Genç kız hiç tanımadığı bir ailenin koruması altına alınıp, bambaşka bir kimlikte hayatına devam edecekti. Bu tüyler ürperten planın, Prenses Anastasia’yı bir anda bambaşka bir geleceğe sürükleyeceğini kim bilebilirdi ki? Perina’nın; Ukrayna’da başlayıp, Elazığ’da son bulan acı dolu hayat hikayesini okurken, yüreğinizin bir yerlerinde hissettiğiniz sızının ve içinizde yeşerttiğiniz umudun kırıntılarıyla tanışacaksınız. Naşide Gökbudak’ın eşsiz anlatımıyla hayat bulan Perina; sizi çok uzak bir iklime, yarım kalan bir aşka, yürek yakan bir vatan hasretine ve bitmek bilmeyen bir yaşam mücadelesine götürüyor…
  • Naşide Gökbudak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    35 Ayrım
    539,93 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: NURDAN KAYA
    Ahad ve Beşir; Şam’daki Bab Şarki’de –yani Sünni Müslümanların ikamet ettiği eski bir semtte– oturan, bitişik komşu çocuklarıydı. Şimdi ikisi de delikanlı idi. Ellerine kadın eli değmemişti. Aşkı ve cinselliği bilmiyorlardı. Yakışıklı ve karakter sahibi ama parasızdılar. Hafız Esad yönetimindeki Suriye’de Sünniler, ikinci sınıf vatandaş gibi yaşardı. İki arkadaş; turistlerin, Alevilerin ve Sünnilerin uğrak yeri olan, Şam’ın dünyaca ünlü Hamidiye Çarşısı’na gitmeye karar verdiler. Belki de birer kız arkadaş bulabilirlerdi. İki güzel kızdan birinin çantasını kapan genci yakalayarak o kızlarla tanıştılar. Zengin ailelere mensup bu kızlarla selamlaşmaları bile hayal iken Ahad, daha ilk görüşte gönlünü Zeliha adlı dilbere kaptırmıştı. Ahad, gözlerine inanamıyordu. Bu muhteşem taş konağın da sahibi olan Zeliha ona ilgi gösteriyordu. Taş konağa ürkerek giren Ahad, konağın salonu üzerindeki dar kanepede çırılçıplak Zeliha’yı kollarının arasına aldığında vücudunda kan değil alev dolaşıyordu. Kendisi ise göklerde uçuyordu. Her şey aşklarına karşıydı. Bu aşk imkânsızdı. Ama çok sevenin daima bir umudu oluyordu. Dört beş yıl sonra Zeliha ikiz kardeşi Berid’in eşi olarak karşısına çıktığında Ahad, nefes almaya devam etse de gerçekte ölmüştü. Dedesinin KABİL diye çağırdığı ikizinden yediği bu darbe ve Suriye de çıkan kanlı olaylar, Zeliha’nın ve Ahad’ın cehenneme dönen hayatlarını iyice çıkmaza sokmuştu. Bu küçük tanıtım yazısı, yaşananların milyonda biri bile değildi. Sığınmacı olarak Türkiye’ye kaçan bu ailenin hayatı; tasavvur edemeyeceğiniz acılar, korkular, ihanetlerle dolu. Suriye’de yaşanan vahşeti, aşkı, acıyı ve kardeş ihanetini anlatan bu roman, elinize alınca bitirmeden bırakamayacağınız bir hikâyedir. (Tanıtım Bülteninden)
  • Naşide Gökbudak
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,12 MB
    Eser Türü: Kitap
    Ayvalık'ın o güzelim sahillerinden İstanbul'a uzanan, zaman içerinde filizlenen bir aşk hikâyesi… Hümeyra koltuğun arkasına yaslanmış, gözlerini kapamıştı. Emirgan'a ne zaman geldiklerini fark etmedi bile. Aslında uzun bir yol değildi. Uyumuyor, arada bir hissettiği ıhlamur ve iğde çiçeklerinin kokusunu içene çekiyor, Nejat ile yaşayacağı bir ömür tahayyül etmeye çalışıyordu. Tabii ki çok güzel olacak. Hatta muhteşem olacak. Ben aşkların en güzelini yaşıyorum. Bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmez! Babamın bile," diye düşündü. Nejat arabayı durdurmuş, öylece Hümeyra'ya bakıyordu, "Sarmaşık Gülü, inelim mi? Asırlık bir ailenin birbirinden farklı kadınları ve onların yaşantıları… Khodonia'dan günümüze bir ailenin çatışmaları, sevgileri, tutkuları ve düş kırıklıkları… Ve hepsinin gölgesinde Ayvalık'ın o güzelim sahillerinden İstanbul'a uzanan, zaman içerinde filizlenen bir aşk hikayesi… Naşide Gökbudak'ın kaleminden bu kez Hümeyra'yı Ege'nin kalbinde yeşeren bu tutku dolu hikayeyi, heyecan içerinde okurken; kendi ailenizden, sevgilerinizden, dostluklarınızdan ve tutkularınızdan akisler bulacak, Ege sahillerinden esen ılık rüzgarları yüreğinizde hissedeceksiniz.
  • Naşide Gökbudak
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,21 MB
    Eser Türü: Kitap
    İşgal altında bir ülkede ve savaşın tam ortasında filizlenen bir aşkın hikâyesi... "… Yüzbaşı kollarını iki yana açıp ayağını yere vurarak, zeybeğe başladı. Daha ilk hareketi ile çok erkeksi ve çok efeci bir oyun oynadığı belli oluyordu. Feraye şaşkın, öylece Yüzbaşı'yı seyrediyordu. Yüzbaşı bir adımda onun yanına yaklaştı ve yavaşça "Hadi küçük kız, başla. Herkes bize bakıyor," dedi. Feraye, utana sıkıla çevresine bir göz attı. Kendilerinden başka oynayan kimse yoktu. Gerçekten de herkes nefesini tutmuş, onlara bakıyordu. Feraye de kollarını kaldırdı. Müziğe ve Yüzbaşı'ya uymaya çalışıyordu. İlk bir iki dakika bocaladı. Sonra, sanki çevresindeki herkes yok oldu. Yüzbaşı'nın gözlerinden, kendisine doğru bir alev akıyor gibiydi. Başka bir tarafa bakamıyordu. Birbirlerine kilitlenmiş ve uyum içinde; Yüzbaşı erkekliği, kahramanlığı ve tutkuyu, Feraye de kadını ve zarafeti anlatan hareketlerle oynuyorlardı… Ne zamandan beri bu haldeydiler, kendileri de seyredenler de farkında değildi. Müzik devam ediyordu. Belki de ikinci veya üçüncü tekrarıydı…" İşgal altındaki bir ülke… Ellerinde silahları, ayaklarında çarıkları olmadan; yüreklerindeki vatan aşkı ve hürriyet sevdasıyla cepheye koşan kahraman bir halk… Ve bu savaşın tam ortasında, kan ve göz yaşıyla filizlenen bir aşkın tutku dolu hikayesi… Feraye; Naşide Gökbudak'ın eşsiz anlatımı ve yaşanmış hikayelerden yola çıkılarak hazırlanmış kurgusuyla unutulmayacak bir roman…
  • Naşide Gökbudak
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    632,96 KB
    Eser Türü: Kitap
    "Sürükleyici anlatımı ve gerçek yaşam hikâyesiyle elden bırakılması çok zor, tadına doyulmaz bir eser." Nazan Şoray "Hadiseler çok iyi tarzda birbirine bağlanmış, kopukluklar hiç yok. Hayat unsurları gerçeklerle o denli birleştirilmiş ki, ayırmak imkânsız. Sıdıka'nın başından geçenler, belli bir sıra ile okuyanın merakını uyandıracak şekilde sıralanmış. Bu hali ile akıcılık ve edebi bir hüviyet kazanmış. Tek kelime ile muhteşem bir eser." Doç Dr. Naci Onur Fırat Üniversitesi Edebiyat Kürsüsü "Sıdıka Hanım romanı, önemli tarihi değişikliklerin oluştuğu bir dönemde yaşanan, ilginç ve gerçek bir hikâye, çok sürükleyici, anlatım sade ve akıcı. Zevkle okunabilen nadir romanlardan biri." Işıl Yücesoy Devlet Tiyatrosu Sanatçısı
  • Naşide Gökbudak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    28 Ayrım
    981,81 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Banu Tezcan
    Tevhide pembe gelinliğinin içinde, başında altın liralarla gelin odasına girdi. Bir müddet çevresine bakındı. " Gerdek gecem böyle mi olmalıydı?" diyerek gelinliğini çıkartıp sedirin üstüne attı. Sonra Rahmi'nin askeri rüytiyede çekilmiş resmini eline alıp, dudaklarına götürdü ve hıçkırarak a;lamaya bayladı. Ne kadar zaman ağladığını bilmiyordu. Ayağa kalktı.Uzun, kapalı bir gecelik giyip gaz lambasını kısmak için elinde aldı. Birden oda kapısı açıldı. Tevhide korku ile döndü, gaz lambası elinde yere yığıldı. Rahmi Bey, siyah bir çarşaf içerisinde karşısındaydı. Çarşafı aceleyle çıkardı.Devrilen lambayı alıp konsolun üzerinebıraktı. Tevhide'yi yatağın üzerine yatırdı. Kolonyayla elini yüzünü ovaladı. Bir taraftan da söyleniyordu: "Hadi sevgilim, hadi uyan. Ne büyük tehlikelere atılıp da geldim biliyor musun?" Farklı ve sert kişiliği, olaylar karşısındaki ödünsüz tavrı ve yaşadığı birbirinden ilginç olaylarla gerçekten de fırtınalı bir hayat sürmüştür Rahmi Bey. Bu çelik gibi görüntüsünün ardındaysa, yüreğini dağlayan büyük bir aşk gizlidir.Arkadaşının ona emaneti olan Iraz'a karşı duyduğu bu tutkulu aşk, bir türlü vazgeçemediği Tevhide'nin içini saran yakınlığıyla daha da karmaşık bir hal alır. Bir de bunlara haksızlığa karşı sessiz kalamayan yapısı eklenince, başı hiç dertten kurtulamaz Rahmi Bey'in.. Naşide Gökbudak'ın kaleminden "Rahmi Bey", sizi El Aziz'in büyülü topraklarında unutulmaz bir gezintiye davet ediyor.
  • Naşide Gökbudak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    1123,94 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Venda Altuntaş
    Osmanlı padişahı II. Mahmut zamanında bir yeniçeri olan Kasım Ağa görev sebebiyle ülke dışında olması sayesinde Yeniçeri Ocağı kaldırıldığı zaman yaşanan katliamdan sağ kurtulmuştur. Hayallerinde yaşattığı yeşil gözlü, güzelliği dillere destan eş adayı ile karşılaştığında ise içinde bulunduğu durum kâbus olmaktan çıkıp bir rüyaya dönüşür. Feriha, acımasız kocasının işkencelerinden kurtulmak için intihara kalkmış ancak kurtarıcısı Kasım Ağa’nın ilgisi, şefkati ile ümidini kestiği aşkı bulmuştur. Kasım Ağa ve Feriha, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları arasında kendi dünyalarını kurmaya çalışırlarken tek dilekleri, doğacak çocuklarının da kendileri gibi aşkı bulmalarıdır. Gerçek bir hayat hikâyesine dayanan bu roman, aşkın engel tanımadığını büyüleyici bir anlatımla gözler önüne sermektedir...
  • Naşide Gökbudak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    575,64 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nergiz Şengül
    27 Mayıs 1960. Şelâle kendini bilmez bir halde, kucağında bez bebeğiyle köşkünden dışarı çıkar ve bir daha geri dönmez. Onun için bilinmeze doğru bir yolculuk başlarken, köşkte onun dönmesini bekleyen kızları ve diğer yakınları için de merak ve acı dolu bir dönemin temelleri atılmıştır. Yaşadığı acılar ve zor günler yüzünden kendini dış dünyaya kapatan, aklını yitiren Şelâle, evine yeniden kavuşabileceği günün hasretiyle oradan oraya savrulmaktadır. Naşide Gökbudak’ın sevilen eseri Şelâle’nin Bez Bebeği’nin devamı olan bu kitap, sizleri 1960 yılının siyasi iklimine götürüyor ve yaşanan büyük bir aşkı, zorlu bir hayatı gözler önüne seriyor.
  • Naşide Gökbudak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    49 Ayrım
    1306,81 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aytaç Başak Tan
    Birbirinden farklı dört kadın. Dört ayrı dünya, dört ayrı hayat... Biri Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş, bir diğeriyse İtalya'daki hayatını bırakmış; biri dini yüzünden yaşadığı sıkıntıları unutmaya çalışıyor, bir diğeri ise kocasını kaybetmek üzere. Bu dört kadının tek ortak noktası, İstanbul'un Üsküdar semtindeki lüks bir apartman. Birbirine komşu olan bu dört farklı kültürden kadının hikâyelerini okudukça size tanıdık gelecek bir şeyler mutlaka bulacaksınız. (Tanıtım Bülteninden)

Sayfalar