Yazara Gore Listeleme

  • Naim Babüroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    34 Ayrım
    251,93 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehtap Bozhan
    1960’larda, “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa…” marşını coşku dolu tertemiz duygularla söylerdik milli bayramlarda. Bayramlara; öğretmenler titizlikle hazırlanır, öğrenci olarak bizlerin heyecanı doruklara çıkardı. 2016’ya gelindiğinde, Cumhuriyet Ordusu, kendi içindeki işbirlikçilerin desteği ile tasfiye edildi. 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi ile 2.225 yıllık köklü bir tarihe sahip TSK’nın itibarı yerle bir edildi. 29 Ekim 1933 günü, Cumhuriyet’in kuruluşunun onuncu yıldönümünde, Atatürk’ün sesinden duymadığımız, ancak kâğıda yazdığı şu sözler duygu yüklü, hüzünlü bir veda gibiydi: “Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız!” Atatürk, bu sözlerde duygulanır, milletine veda anlamı vereceğini düşünür, bu cümlenin üzerini çizer ve törende okumaz. Tuğgeneral Naim Babüroğlu, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e yapılan ihanete, TSK içinde tanık bir asker. Cumhuriyet Ordusu’nun tasfiye sürecini, Cumhuriyet’in sonbaharını belgelerle gözler önüne serdiği kitabında, kimi zaman şaşkınlık, kimi zaman hüzün var. Ama hepimizi umuda götüren bir de son… O da Atatürk’ün üzerini çizdiği sözlerde gizli: Beni Hatırlayınız…
  • Naim Babüroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    239,85 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehtap Bozhan
    Çanakkale Cephesi, denizde ve karada 287, karada 260 gün devam etti. 8,5 ay süren Kara Muharebeleri çok daha kısa zamanda sona erebilirdi. Savaş neden uzatıldı? İtilaf Kuvvetleri, büyük umutlarla başladıkları Gelibolu Harekâtı sonunda, 8,5 ayda Seddülbahir bölgesinde 5, Arıburnu bölgesinde ise ancak 1,5 km ilerleyebildiler. Kazanılan bu kadar sınırlı bir arazi için işgal kuvvetlerinin 252.000, kaybedilen bu toprak parçası için Türk tarafının 250.000 kayıp verdiği bilinir. Kayıpların gerçek sayısı ne kadardır? Çanakkale Cephesi’nde Türk komutanların hazırladıkları Savunma Planı’nı Ordu Komutanı Alman General Liman von Sanders değiştirdi. Almanların gerçek amacı neydi? Türk komutanların hazırladıkları Savunma Planı uygu-lansaydı ve muharebeler Türk komutanları tarafından yönetilseydi, Çanakkale Zaferi çok daha kısa sürede sonuçlanabilir miydi? Çanakkale Muharebeleri, her iki taraf için çok fazla zayiata mal oldu. Daha az sayıda kayıpla, aynı zafer elde edilemez miydi? Çanakkale’yi savunmak için kurulan Osmanlı 5’inci Ordu Komutanı Alman General Sanders, başta Mustafa Kemal olmak üzere savunma düzenine karşı çıkan Türk komutanları neden görevden aldı? Çanakkale Muharebeleri’yle ilgili gizli kalmış gerçekler ve bu gerçekleri gün ışığına çıkaran belgeler…
  • Naim Babüroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    256,64 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehtap Bozhan
    Mustafa Kemal Atatürk’ü Çanakkale’de yok etmek isteyenlere karşı izi silinmeyecek bir tokattır bu belgesel-anlatı. Mustafa Kemal’in tokadıdır… Çanakkale Cephesi’nde göreve atandığı andan, ayrılışına kadar yaşadıklarının bir öyküsüdür. En kanlı savaş meydanında, gece-gündüz 9 ay 13 gün… 34 yaşında genç bir komutanın ölümden ağır sorumluluk duygusunu… Yorucu, sıkıntılı, ölü ve yaralılarla dolu muharebe ortamını belgelerle anlatır. Dost ve düşman askerlerin gerçek kaleminden… Hüzün de var, gözyaşı da... Kan da tebessüm de... Ve biraz da mutluluk… Gömülemeyen ölülerin, çürüyen bedenlerin sinen kokusunu; yaralıların çığlıklarını…
  • Naim Babüroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    20 Ayrım
    948,10 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: İlknur Ülker Polat
    Güneydoğu'da PKK hendek kazarken, patlayıcı madde döşerken, siper hazırlarken, silah ve cephane depolarken göz yumulmasına, sessiz kalınmasına ve operasyon izni verilmemesine karşı tepkisiz kalmak ve Türkiye'nin bölünmenin eşiğine getirilmesine tanıklık yapmak nasıl bir duyguydu? PKK güç kazanırken, anayasa ve yasalar çerçevesinde tepki gösterip, Türkiye'yi bir tehlikeden kurtarmak mümkün değil miydi? Tarih, gelecek kuşaklar okusun diye şehitlerin kanıyla "terörle mücadelede alınan dersler" i yazdığında, görevini yapmayanlar kendilerini nasıl savunacaklar? Dış politikada, kendi sahasında bile tek maç kazanamayan bir ülke, varlığını sürdürebilir mi? Ulusal çıkarlara öncelik vermeyen bir strateji, terörle mücadele edebilir mi? Türkiye, neden tüm cephelerde kaybetmiştir? Yozlaşmanın yaygınlaştığı, cehaletin bilgeliğin yerini aldığı, güneşin battığı bir toplumda, bilgi ve liyakat neden gereksizdir? TSK içindeki ayıklanmayan cemaat yapılanmasının boyutları, sanıldığı kadar endişe verici değil mi? Cumhuriyetin birikimlerini, köklü kurumların da iş birliği ile yok eden bir Türkiye, gelecek kuşaklara acı ve gözyaşı vadetmeye hazır bir zihniyetle, toprak bütünlüğünü 2023'e kadar koruyabilir mi? 30-40 yıl sonra, bugünün tarihi yazıldığında gelecek kuşakların, bugünlerde yaşanan gerçekleri bilme hakkı var. Atatürk'ün en büyük eseri ve kutsal emaneti olan Cumhuriyet'in, getirildiği durumun nedenlerini gelecek kuşakların öğrenme hakkı var. İşte bu nedenle, elinizdeki kitapta, herkesin gözü önünde çöken bir devletin öyküsünü, yaşanan gerçekler ışığında okuyacaksınız. Bu, sadece tarihe bir not düşmek için atılmış küçük bir adımdır…
  • Naim Babüroğlu
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    46,51 MB
    Eser Türü: Kitap
    Cumhuriyet Ordusu, ordunun içindeki işbirlikçilerin desteği ile tasfiye edildi. Bu süreçte, Genelkurmay Başkanı Özkök'ün ve Özel'in, bu millete kendi dönemlerini yazma borçları var. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın, Başbuğ'un, Koşaner'in ve bu dönemde görev yapmış kuvvet komutanlarının, Türkiye'nin bu günlere gelişine ışık tutacak anılarını kaleme alma borçları var. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı bir yapının, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde nasıl yuvalandığını ve bu insanları kimlerin üst rütbeye yükselttiğini, kimlerin imzasıyla kritik görevlere atandıklarını anlatma borçları var. Güneydoğu'da PKK hendek kazarken,patlayıcı madde döşerken, siper hazırlarken, silah ve cephane depolarken göz yumulmasına, sessiz kalınmasına ve operasyon izni verilmemesine karşı tepkisiz kalmak ve Türkiye'nin bölünmenin eşiğine getirilmesine tanıklık yapmak nasıl bir duyguydu? PKK güç kazanırken, anayasa ve yasalar çerçevesinde tepki gösterip, Türkiye'yi bir tehlikeden kurtarmak mümkün değil miydi? Tarih, gelecek kuşaklar okusun diye şehitlerin kanıyla "terörle mücadelede alınan dersler"i yazdığında, görevini yapmayanlar kendilerini nasıl savunacaklar? Dış politikada, kendi sahasında bile tek maç kazanamayan bir ülke, varlığını sürdürebilir mi? Ulusal çıkarlara öncelik vermeyen bir strateji, terörle mücadele edebilir mi? Türkiye, neden tüm cephelerde kaybetmiştir? Yozlaşmanın yaygınlaştığı, cehaletin bilgeliğin yerini aldığı, güneşin battığı bir toplumda, bilgi ve liyakat neden gereksizdir? TSK içindeki ayıklanmayan cemaat yapılanmasının boyutları, sanıldığı kadar endişe verici değil mi? Cumhuriyetin birikimlerini, köklü kurumların da iş birliği ile yok eden bir Türkiye, gelecek kuşaklara acı ve gözyaşı vadetmeye hazır bir zihniyetle, toprak bütünlüğünü 2023'e kadar koruyabilir mi? 30-40 yıl sonra, bugünün tarihi yazıldığında gelecek kuşakların, bugünlerde yaşanan gerçekleri bilme hakkı var. Atatürk'ün en büyük eseri ve kutsal emaneti olan Cumhuriyet'in, getirildiği durumun nedenlerini gelecek kuşakların öğrenme hakkı var. İşte bu nedenle, elinizdeki kitapta, herkesin gözü önünde çöken bir devletin öyküsünü, yaşanan gerçekler ışığında okuyacaksınız. Bu, sadece tarihe bir not düşmek için atılmış küçük bir adımdır… (Tanıtım Bülteninden)