Yazara Gore Listeleme

  • Nazım Tektaş
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,48 MB
    Eser Türü: Kitap
    Bu kitap, Osmanlı Sarayı'nda hayatını sürdüren, Padişah anası olmuş, Şehzade ve Sultan anası olmuş ya da çocuk verememiş ama, Padişah ile yatağını paylaşmış Türk, Slav, Bizanslı, Hırvat, Rus, Çerkez, İtalyan ve nice milletten ya da dinden Saray'da söz sahibi olmuş bütün kadınları, yaptıkları ya da yaptırdıkları ile, iyi ise iyiliğini, kötü işler yapmış ise kötülüğünü tarihi kaynaklar ışığında ortaya koymaktadır. Kuruluşun ilk zamanları Padişah kadınlarının sayısı bir elin parmakları ile sınırlı iken, duraklama ile artışa geçmiş yıkılma süresi yaklaştıkça da sayı iki elin parmaklarını bile geçmeye başlamıştır.
  • Nazım Tektaş
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    Eser Türü: Kitap
    Cins bir tay olarak çıktığı sahnede, nerede nefesleneceğini bilmeyen bir küheylan gibidir Pargalı İbrahim. Osmanlı'da yükselebilmenin sırrı, adeta bu Rum asıllı paşada vücut bulmuştur. Devlet içinde üstlendiği vazifeler, buralarda gösterdiği başarılar ve başarısızlıklar çok önemlidir. İmparatorluk doludizgin yoluna devam edip, dünyayı titretirken, Pargalı İbrahim Paşa'nın işleri yürütüşündeki farklı usulü ve kendisine biçtiği rol çoğu zaman hayretle karşılanacak, Hürrem Sultan'la aralarındaki geçimsizlik, ikisinden de vazgeçemeyen Kanuni'yi zor durumda bıraksa da her ikisi de bildiğinden şaşmayacaktır. Aşağıdaki sözler Pargalı'ya aittir: "Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zîrâ bütün kudret benim elimdedir; memuriyetleri ben veririm, eyâletleri ben tevzi ederim; verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Büyük Padişah bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki' gibi kalır; çünkü her şey; harb, sulh, servet kuvvet benim elimdedir. .."
  • Nazım Tektaş
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    6,06 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan : Cem Kandemir
    Türklerin anayurdunu bir çırpıda sınırlandırabilmek mümkün değil. Dağ gibi yerinden oynamayan bir nesne değil ki, ona sabit mekân tayin edilsin. Çinlilerin anayurdunun tarifi kolay, çünkü onlar aynı coğrafya içinde vücuda gelip, gelişmişler, ikide bir vatan arama durumuna düşmemişler. Türklerin hayatı farklı. Şartları kendileri koyamadıkları için, mevcut şartlara uymaya mecbur kalıyorlar, uyamayınca da gerekli şartları haiz yeni yurtlar arıyorlardı. Yine de belirli bir ana vatan sınırı tespitiyle, oradan sağa – sola, ileri – geri hareketler takip edilecekti.
  • Nazım Tektaş
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    5,99 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan : Cem Kandemir
    Türk adını devletlerine verdiler, millet adı olarak dünyaya duyurdular. Vazgeçilmezleri ile kuvvetlenmiştiler. Zaman geldi değiştirdi her şeyi. Çin'e tabi olmaya bile rıza gösterdi İşbara Kağan: İmparator istedikçe istedi; Türklük ruhu dahil. Her gün sabahtan akşama kadar sizin emirlerinizden başka bir şey dinlemeyeceğim. Fakat elbiselerimizin önlerini kesmeye, omuzlarımızda dalgalanan saç örgülerimizi çözmeye, dilimizi değiştirmeye ve sizin kanunlarınızı kabul etmeye gelince, bizim adetlerimizle ananelerimiz o kadar eskidir ki, ben şimdiye kadar bunları değiştirmeye cesaret edemedim. Bütün millet aynı kalbi taşıyor. Tabgaç Türkleri'nin her şeyleriyle Çinliliği kolayca kabul edişleri, yukardaki sözleri değerli kılmaktadır.
  • Nazım Tektaş
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    7,03 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan : Cem Kandemir
    Tufan’dan sonra Nuh Peygamber yeryüzünü çocukları arasında paylaştırdı. Ceyhun tarafının hepsini Yafes’e verdi. Bu toprakların insanları Yafes’in soyundandır. Şöyle rivayet olunur ki: Yafes babasının yanından ayrılmak isteyince ona, “Ey Allah’ın Peygamber’i, bana verdiğin memleketin suyu az, kendisi harap. Bana bir dua öğret ki yağmura muhtaç olunca Allah’a o dua ile yakarayım. Allah bize cevap versin” dedi. Nuh Peygamber dua öğretti ve Ulu Allah ona bir ad (dua) ilham etti. O da bu adı oğluna öğretti. Yafes’in insanoğluna tanıtımı böyle başlar. Yedi oğlu olur Yafes’in, birinin adı Türk. “Türk; edepli, akıllı ve doğru kalpliydi.” Bilinmeyen zamandan başlar tarihimiz, yavaş yavaş dağılan bulutlardan sıyrılan güneş gibi görünür Hunlar. Ve ebedi batmak istemeyen bu doğumla “Tanrının Askerleri” dağılır yeryüzüne.