Yazara Gore Listeleme

  • Vedat Türkali
    metin
    2 Ayrım
    1,14 MB
    Eser Türü: Kitap
    “- Bir kez bir ülkede, dedi Özgür, hoşgörü yok, düşünceden, düşünmekten korku yaygınlaştırılıyorsa ne parlamentosu, ne özgürlüğü be; ne demokrasisi?.. ’Ya tam susturacağız; ya kan kusturacağız,’ diye bas bas bağırıyor adam. Yani onun gibi düşünmedin mi yasak koyuyor, öldürecek seni… Sonra da elini kolunu sallayarak dolaşabiliyorsa hangi özgürlük be? Bırak ki elini kolunu da sallamıyor boşu boşuna; bomba sallıyor, bıçak sallıyor, kurşun sıkıyor… O sloganı atmaktan daha büyük suç da yoktur aslında, demokrasi deniyorsa…’’ Nergis ve Korhan, Özgür’ün ekseninde ülkedeki kaostan kaçıp denizin mavisine sığınanlar… Sadece onlar da değildir. Çevrelerinde kendileri gibi olan aydınlar ve maviyi bir sığınak olmaktan öte gören ülkenin yeni burjuvazisi, yerli halk da vardır. Onlar için sığınakları olan “mavi” ülkenin geri kalanı gibi karanlıktan azade değildir. Çok geçmeden kendileri de bunu yaşayarak öğrenirler. En çok da Nergis öğrenir. Nergis’in kimliğinde kadın olmanın, aydın olmanın, geldiği sınıfın çelişkileri içinde kabuk değiştirmenin savaşı vardır. ‘‘- Gazetelere bakamıyorum, içim kararıyor… Kıyım, öldürme, öldürüşme… Radyoda o, televizyonda o… Koca toplum çıldırmış. Bir deliyi iyileştirmek ne güç bir iştir… Deliler yığınıyla, hem de birbirini azdıran deliler yığınıyla kim baş eder? Sonunda bu bahçeye de soktular… Özgür’ü sevmesem, hani… Valla… İnsan ne halt edeceğini şaşırıyor…’’
  • Vedat Türkali
    metin
    2 Ayrım
    1,82 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Ertesi günü senaryoyu getirdi Türkân (Şoray); bana teksle ilgili öyle sorular yöneltti ki, gerçekten şaşırdım. Okuduğu bir şeyin sorulacak yerlerini bulup çıkarmak, okurun yeteneğini belirten önemli bir ölçüdür. Kuşkuya düştüm. On altı yaşındaki bu kız, birine okutmuş, ondan öğrenmişti soracağı yerleri, sorma biçimini. Üsteledim, soruşturdum biraz; belli ki kendi çalışmıştı senaryo üstünde. Bir gecede, nerde, kime okutacaktı Fatih’te bir zemin katında anasıyla kalan bu fukara kızcağız?... Otobüs Yolcuları filmi, başta yönetmen Ertem Göreç olmak üzere, hepimiz gibi, genç Türkân Şoray’ın da başarı filmi oldu.” “Sinemada zaman, film şeridinin makine önünde kayması gibi akıp gider. Bir filmin yapımından önce, günleri, geceleri kaplayan ne coşkulu konuşmalar, ne tatlı söyleşiler yaşanır.” “Sanatta her yeni atılımı, denemeyi ilgiyle anlamaya, doğru değerlendirmeye, en azından hoşgörüyle karşılamaya çalışmaktan yanayım öteden beri.” “Eski filmler sözü, kimi küçümsemeyi, kimi özlemi verir… Bıraktıklarımızın, Türk Sineması’nın geçmişiyle ilgilenenler için güvenilir belge niteliği taşıması gerekliliğine inanıyorum.” “Dört senaryo var bu kitapta: Otobüs Yolcuları, Karanlıkta Uyananlar, Umutsuz Şafaklar, Bedrana. Üçüncü senaryonun apayrı bir serüveni oldu: Çalındı, bir şirketçe Batsın Bu Dünya adıyla film yapıldı.” Vedat Türkali
  • Vedat Türkali
    metin
    2 Ayrım
    1,80 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Üç Film Birden adının tecimsel kaygıyla konulduğu sanılmasın. Üç senaryoyu birlikte basmak önerisi ile karşılaşınca bir ad değil, tatlı bir anı olarak ilk aklıma gelen bu oldu. Parasız gençlik, öğrencilik yıllarında en sevindirici sinema muştusuydu Şehzadebaşı sinemalarındaki üç film birden duyurusu. Bizim kuşağa sinema kuşağı dense yeridir. Nasıl ki bugünküler de televizyon kuşağı iseler (Daha doğrusu, sinema kurnazlık edip televizyon biçiminde evlere girdi!) Geri bıraktırılmış yoksul ülkenin çocukları olarak bizler olağanüstü tutkulu sinema seyircileri idik. Özellikle Amerikan sinemasının yıllar yılı, geri, kötü bir kültüre koşulladığını nice sonraları kavrayabildik. Bu ayılış bizi soğutmak şöyle dursun, daha bilinçli, belki daha da tutkulu yaklaştırdı sinemaya. Yirmi yıla yakın bir süreden beri de sinema emekçisiyim; ekmeğimi film üretimi alanında senaryo yazarak, ara sıra film yöneterek kazanıyorum. (...) Yalnız sevmekle kalmam, inanırım da sinemaya... Etkisine, yetkisine, yeteneğine, geleceğine inanırım. Yazı sanatının çeşitli alanlarında denemelerim, çabalarım olmuştur. Şiirle başladım çoğuları gibi; oyunlarımdan ikisi sergilendi; şimdilik bir romanım var. Sinema uğraşının verdiği tadı, doyumu, keyfi hiçbiri vermedi bana. Bu tadda, bu doyumda kuşkusuz, yaratılan ürünün milyonlara ulaşabilmesi olanağı yatar her şeyden önce. ‹yi satan kitaplar bizde on binlerle ölçülür; sinemanın ise on bir milyon seyircisi var. Hem de çoğunlukla abece’yi bile sökemeyenlerden.” -Vedat Türkali- (Tanıtım Bülteninden)
  • Vedat Türkali
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,37 MB
    Eser Türü: Kitap
    Tarihsel olanı bütün katılığı, çiğliğiyle roman dışı niteliklerini göze batırıcı biçimde roman olaylarının içine koymaya özen gösterdim. Roman yapısındaki düşsel olaylar; yoğun, acılı, duygu dokusu içinde gelişirken, kaynayan suya atılmış buz kalıpları gibi somut tarihsel olaylar, kişiler yolunu kesip, birden karşısına dikiliverir okuyucunun. Somut, tarihsel olaylar bitince roman yine kendi çizgisi içine döner. Tek Kişilik Ölüm'de; tarihsel anlarda, o anları kapsayan süreçlerdeki yıkılışlara neden olan kişisel yanlışların saptanıp yansıtılmasıyla, özellikle 1940'dan sonraki TKP tarihinin önemli kesitleri alınarak bir tür eleştirel şema çıkarılmıştır. Tarihte kaçırılmış fırsatların getirdiği zarar kolay giderilemiyor. Hele ders alınması bilinmemiş de, kayıplar üst üste binmişse… Değerlendiremediğimiz fırsatların acısını, o günleri yaşayarak çekmiş birileri olarak bize düşen; neleri, nasıl kaçırdığımızı açık seçik ortaya koyup içtenlikle sergilemektir. Geçmişi cicili boyalarla süsleyip yeni kuşaklara gözbağcılık etmek devrime de, demokratik gelişmeye de zarardan başka bir şey sağlamaz. Tüm çabam, uğraşım bu temel inancıma dayanır. Bu inancın ürünüdür Tek Kişilik Ölüm… (Tanıtım Bülteninden)
  • Vedat Türkali
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,05 MB
    Eser Türü: Kitap
    Türkiye ekonomisi ve siyasetinde ABD ağırlığının iyiden iyiye hissedildiği, burjuvazinin giderek egemenliğini pekiştirdiği ve hatta uluslararası bağlantıları zorladığı, işçi ve köylülerin üzerindeki yükün iyice arttığı ve bazı 'aydınların' ise gerçeklere nüfuz etmeyen söylemlerinin içerisinde boğuldukları bir dönem... Bu dönemin bütün tipik özelliklerini bir apartman toplantısında veriyor Türkali.Güldürerek, düşündürerek ve yakın tarihimizin üzerine düşürdüğü ışıkla, geleceğimize de yön verdiğini gösterek... "Politik, devrimci bir halk oyunu yapmak, acılı güldürü içinde Türkiye'yi eleştirmek istedik.İsteyen okur, isteyen oynar." Vedat Türkali
  • Vedat Türkali
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    2,23 MB
    Eser Türü: Kitap
    Doktor Nihat Kotar yıllar süren siyasal sürgünden, tutkuyla bağlı olduğu İstanbul'una dönebildiğinde yetmişinin sonlarındadır. Devrimci bir emeklilik yaşam çizgisi çekmiştir kendince. İstanbul'uyla özlem giderecek, dış ülkelerde sürekli içinde olduğu sanat etkinliklerini ülkesinde izleyecek, artık kapalı olan eski örgütü adına dış ülkelerde sürdürdükleri etkinliklerden üstünde kalmış yüklüce parayı vereceği en uygun örgütü arayıp bu ağır yükten kurtulacaktır. Bir de roman yazmayı düşünmektedir bu arada. Çelişkilerle çalkalanarak değişen, değişmeyen Türkiye'de şaşkınca dolaşmaya başladığı daha ilk günlerinde bir genç kız çıkar karşısına. Aralarında yaş uçurumu olan, inandıklarının tam karşısında değerler tablosunu benimsemiş görünen bu genç kızla, Esme'yle karşılaşması yeni bir dönem başlatmıştır yaşamında. Kızgınlıklar, karşılıklı suçlamalar içinde bağlı oldukları değerleri tartışmaları, birbirlerini gizli, açık, kaçınılmaz biçimde de kendilerini sorgulamaya başlamalarıyla yepyeni bir yola düşerler. Ülkenin özgürlük kavgası, tarihten gelen, çözüm bekleyen Kürt, Ermeni sorunları, tüm bu sorunlarla birlikte dış-iç egemen karanlık güçlerin, mafyaların kanlı gölgesi vardır bu bin bir tehlikeyle dolu yolun üzerinde. Cennet, cehennem karışımı ülkemizde, yer yer yazarın da katıldığı kendine özgü acı, buruk tadıyla bir aşk romanı çıkar ortaya böylece.
  • Vedat Türkali
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    2,55 MB
    Eser Türü: Kitap
    Vedat Türkali’nin edebiyatımızda klasikleşen eseri Bir Gün Tek Başına, toplumun kargaşasında birbirlerine tutunan insanların dramını ve umudunu anlatıyor: “Ağır ağır çıktı odadan, banyoya girdi, şofbeni yaktı, suyu açtı. Büyük bir gürültüyle akan suya baktı, elini tuttu, ılıktı tam istediği gibi. Fakat yine de bir türlü giremiyordu suyun altına. Değişmek istemiyorum da ondan. Bu suyla birlikte içindeki her şey akıp gidecek. Sonra yavaşça girdi. Hiçbir şeyin akıp gideceği yok. Ne kolay öyle! Korkaksın da ondan. Her şey hemen değişiversin istiyorsun. Sanki daha mı iyi olurdu? O zaman da peşinden koşar, bir türlü yetişemezdin. Şimdi de geri kalıyorum; bak şimdi de… Altından çekiliverdi, çok kızmıştı su. Gözlerindeki sabunları akıtmak için uzattığı eli bile zor dayanıyordu. Sende iş yok oğlum. Bu sıcak, beriki soğuk… Öteki sert, beriki yumuşak… Ömrünce sınırda kalacaksın. Sende iş yok oğlum, sende iş yok… Biraz ferahlamıştı. Şofbeni ayarladı, tekrar girdi suyun altına. Her vakit böyle olurdu. Sonunda dönüp dolaşıp kesinlikle kendini suçladı mı bitirirdi. Söyleyecek söz kalır mı? Ben, böyleyim… Bitti… Artık savunma bile boşuna. Değil mi ki değişmez… O vakit bırakırsın yaşamayı kendi yoluna, yürür gider. Sonra yine kımıldamaya başlar birikenler. Sonra yine kızgın su. Ya da bir diş ağrısı. Ola ki bazı görmeden bastığın asfalta yayılmış yemyeşil bir balgam. Bir vapurun kaçması…” (Tanıtım Bülteninden)
  • Vedat Türkali
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    268,02 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Berrin Özeş
    Bir günler, bey takımı arasında avcılık tutkusu pek yaygınmış Fransa' da. Attığını vurmak kolay değil, boşa atmak da heves kırıcı ya; ormanlarda, daha kuşlar yumurtadayken, geniş alanlar üstüne ağ gererlermiş. Uçuş denemelerine başlayıp da yükselince ağlara çarpıp düşe havalana büyüyen kuşlar öylesine koşullanırlarmış ki, av mevsimi gelip de ağlar kaldırılınca belirli yüksekliğin üstüne uçamazlar, kolayca vurulurlarmış. Olayı niye anlattığımı umarım anladınız. Yetmiş yıllık baskılı eğitim, özellikle Kürt sorununda, insanımızın beyin çatısına, hem de paslı tellerden örülü öyle bir ağ gerdi ki, kaldırılmış da olsa, yukarılara uçup olaylara biraz yükseklerden bakmaya en yeteneklilerimizin bile gücü yetmiyor. Kaldı ki, hep tepemizde o ağ. Tüm acılarımızın kaynağı da bu. Vedat TÜRKALİ
  • Vedat Türkali
    - Türkçe
    21 Ayrım
    603,75 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mihriban Paker
    Bu kitap Vedat Türkalinin, yıllardır zulüm gören, önce kendileri sonra da istekleri yok sayılan, görmezden gelinen bir halkın özgürlük mücadelesine katkı ve eleştirilerini ifade ettiği yazılar, konuşmalar ve röportajlarından oluşuyor. Öğrenilmiş tanımlar çerçevesinde "bizim gibi" olmayana karşı varolan nefret ve düşmanlık söylemleri hepimizin malumu, devletin "öteki"sinin her an değişebileceği de. Onun için önemli olan "herkese özgürlük"ten yana olmak. Bu konuda, asli bir düşman aranacaksa eğer, bunun "halklar" değil, halkların özgürlüğüne mani olmaya çalışanlar olduğunu düşünen ve Kürt hareketine destek veren Türkalinin fikirlerine kulak vermek de mühim. Tüm bunlar ekseninde Özgürlük İçin Kürt Yazıları, aslında "hepimizin özgürlüğü" için Kürt yazıları niteliği taşıyor...
  • Vedat Türkali
    insan sesi mp3 - Türkçe
    45 Ayrım
    909,28 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Halenur Uzunoğlu
    Zaman: 12 Eylül 1980 Darbesi öncesinin minyatür, kaotik "iç savaş" yılları. Yer: Bodrum... Kişiler: Aydınlar... Olayların eksenini, doktora öğrencisi Nergis'in ölümle tehdit edilen sevgilisi, fizik asistanı Korhan'ı ölümden kurtarmak için Bodrum'a getirilişi, orada eski sevgilisi Özgür'le karşılaşması oluşturuyor. Nergis-Korhan, Nergis-Özgür ilişkisinin çevresinde, ülkenin içinde bulunduğu durum, "terör"ün tırmanışı, Bodrum'daki yaşayış ele alınıyor. Ölümün kol gezdiği bir dönemde her sınıftan aydının toplandığı Bodrum sığınağı şöyle çiziliyor: "Tabaklarla, içki şişeleriyle donanmış masalardaki arkeolog, gazeteci, yazar, öğretmen, doktor, mimar, hukukçu, radyocu, televizyoncu, büyük kent sosyetelerinden kadınlı erkeli bilinen yüzler, türkülü, kahkahalı, gülücüklü, konuşmalı, alkol kokulu, sigara dumanlı bir ortalıkta karman çorman..." "Mavi Karanlık", Korhan'la Özgür arasında bocalayan Nergis'in sevdası ekseninde; asıl, aydınlarla halk arasındaki ilişki ve çelişkinin hesaplaşmasının sergilendiği, bugün de güncelliğini yitirmemiş bir romandır. (Tanıtım Yazısından)

Sayfalar