Yazara Gore Listeleme

  • Zygmunt Bauman
    insan sesi mp3 - Türkçe
    33 Ayrım
    576,24 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: İlknur Selimoğlu
    Akışkan Modernite’de, yaygın olarak “postmodernite”, daha az oranda da “geç modernite”, “yüksek modernite” veya “ileri modernite” gibi şekillerde isimlendirilen olguyu ele alıyor Bauman. Aydınlanma sonrası yükselen rasyonel, hedefleri ve yolu belli, öngörülebilir, özgüvenli, katı modernitenin karşısına belirsiz, tekinsiz, güvencesiz bugünü anlamak için kendi kuramsal çerçevesini, akışkan moderniteyi koyuyor. Bunu da ancak kendi düzeyindeki birinin altından kalkabileceği biçimde yapıyor: Aynı metnin içinde bir yanda Platon, Marx, Weber, Huxley, Orwell, Bourdieu, Sennett var, bir yanda tüketim toplumu, kapitalizm, cep telefonları, alışveriş merkezleri, göçmenler, mülteciler, sanal dünya... 1925 doğumlu Bauman, 20. yüzyılı da, 21. yüzyılı da görmüş ancak ilgisinin canlılığını, gencecik, taptaze yaklaşımını hiç kaybetmemiş. Ve hiç şüphe yok ki, gözlerimizin önünden akan hayatı, yaşadığımız dünyayı anlamlandırmada en güvenilir kılavuzlardan biri, aynı zamanda kendini merakla dinleten eğlenceli bir yol arkadaşı. (Tanıtım Bülteninden)
  • Zygmunt Bauman
    insan sesi mp3 - Türkçe
    19 Ayrım
    379,96 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Müge Alaboz
    Ekonomik ve teknolojik ilerlemenin yan ürünlerinden biri de ihtiyaç fazlası, gereksiz, ıskartaya çıkarılmış, faydası olmadığı gibi sırtımıza yük olan insanlar. Sanayi Devrimi’nde yeni üretim yöntemlerinin bulunması bir yandan da geleneksel mesleklerin gerilemesine, atıkların çoğalmasına, sürekli büyüyen bir “atık insan” ve “insan atığı” sorununa yol açtı. Geçmişte “gelişmiş ülkeler”, “atık insan”larını ihraç edebildikleri uzak, ıssız topraklar bulabildiler. Günümüzde, küreselleşme ve teknolojideki hızlı ilerlemeyle birlikte atık insan ve insan atığı üretimi yeryüzünün bütün köşelerine yayılmış durumda. “Yerel” sorunlara “küresel” çözümler bulmak giderek imkânsızlaşırken, atık insanların göç yolları tersine dönüyor, kendi ülkelerinin atıkları olan sığınmacılar ve göçmenler, siyasetçilerin mahir elleriyle “güvenlik endişeleri”ne kılıf yapılıyor. Iskarta Hayatlar bu dönüşümün günümüzün siyasetine ve kültürüne etkisini ele alan, “atık” kavramının düzen kuruculuğundaki, hayatımızdaki ve ilişkilerimizdeki yerini sorgulayan zihin açıcı bir anlatı.
  • Zygmunt Bauman
    metin
    1 Ayrım
    367,16 KB
    Eser Türü: Kitap
    Dünya üzerindeki milyarlarca insanın farklı beklentileri ve amaçları olsa da tek bir ortak hayali var: Mutlu olmak. Hepimiz mutlu olmak için çabalıyor, bunun için yaşamlarımızda bazı seçimler yapıyor, bazı şeylerden vazgeçiyor, kısacası yaşamlarımıza yön vermeye çalışıyoruz. Peki nedir bu mutluluk denen muamma? Gerçekten aranıp bulunabilecek bir şey mi, yoksa beyhude yere peşinden koşulan, aslında tamamen rastlantılara bağlı olan bir şey midir? Mutluluğu ararken, kader dediğimiz şeyin ağlarında debelenen bir piyondan mı ibaretiz, yoksa seçimlerimiz sayesinde kendi yaşamlarımızı "yaratan" sanatçılar mıyız? Zygmunt Bauman, mutluluğu hazır reçetelerle ulaşılabilecek bir şeye, yaşamı da adeta metaya indirgeyen yaşadığımız akışkan modern çağın açmazlarını ve ikilemlerini bir bir önümüze seriyor ve yaşamlarımıza vurulan prangaların, dayatılan yaşam tasarılarının, sözde bizim adımıza yapılan seçimlerin iç yüzünü ortaya koyuyor. Yüzyılımızın en büyük düşünürlerinden Bauman'ın "Yaşam Sanatı" yaşam, mutluluk, başarı gibi konular üzerine felsefeyle yoğrulmuş bir düşünce şöleni…
  • Zygmunt Bauman
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    462,29 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bu ilgi çekici eser, modern tarih boyunca meydna gelen bu değişimi göstermeye ve bu değişimin toplumsal sonuçlarının dökümünü yapmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken, artan yoksulluğu yenmek ve sıkıntılarını dindirmek için bulunan sınanmış ve iyi bilinen çarelerin, günümüzdeki yoksulluğun sorunlarını kavramaya ve çözmeye ne ölçüde uygun olduğunu (ya da olmadığını) dikkate almayı amaçlamaktadır. Sosyoloji ve siyaset meraklıları bu eseri, sürmekte olan toplumsal bir sorunun değişen anlam ve önemi üzerine paha biçilmez bir kitap olarak değerlendireceklerdir.
  • Zygmunt Bauman
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    683,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Tabloda her şeyin bulanık göründüğü zamanlarda, hayatlarını kesinlik ve berraklığa adamış sosyal bilimciler genellikle susar ve taşların yerine oturmasını bekler. Zygmunt Bauman gibi kalburüstü düşünürler ise cesaretle belirsizliğe dalar ve bulduklarını, gördüklerini, hissettiklerini ortaya döker. İşte Küreselleşme böyle bir cüretin ürünü. XX. yüzyılın sonlarında, artık ne süper güçler ne de bu güçlerin, dünyayı bölüp her köşesine bir anlam vererek yarattıkları bütünsellik kalmamışken ve pusulaların gösterebileceği bir kuzey yokken yazılmış; ancak doğru yöne işaret ettiği her geçen gün daha açık hale gelen bir eser. Bauman'a göre, küreselleşen güçler saltanat günlerini yaşıyor, bunun bedelini de yerelliğe çakılıp kalmış zavallılar ödüyor. Hayat toprağa, yerele bağlı olmayı sürdürüyor; oysa güç artık yurtsuz ve ne emekçilere, gençlere, muhtaçlara ne de gelecek nesillere karşı sorumluluk duyuyor. Küreselleşme bu dengesizlik üzerinde duruyor. Yereller dağarlarında ırk, millet, etnik köken, sınıf gibi ne varsa kullanarak yeni bir "biz" duygusu yaratmaya çalışırken, artık yoksullara ihtiyaç duymayan küreseller onların içlerine kapanmalarını körüklüyor. Batı, bir zamanlar dünyayı aydınlatmak ve kendisine benzetmek için harcadığı çabayı şimdi herkesin olduğu yerde ve olduğu gibi kalması için harcıyor. Küreselleşme kitabında Bauman, küreselleşmenin getirdiği ahlâki ikilemlere çarpıcı örnekler vererek değiniyor. Yiyeceğin bol olduğu yere gitmek isteyen açlar, büyük paralar ödeyerek sonunda kendilerini "çatık kaşlar"ın beklediği yolculuklarına çürük teknelerle, kimliksiz çıkarken; zenginler uçakların birinci mevkilerinde şampanyalarını yudumlayarak küreselliğin tadını çıkarıyor, üstelik daha ucuza. Suç ve ceza anlayışındaki değişim üzerinde de duruyor yazar; artık hapishanenin istihdamın bir alternatifi haline geldiğini, ihtiyaç duyulmayan yığınla insandan kurtulmanın ve yatırımcıların güven duyacakları bir ortam yaratmanın yeni bir yolu olduğunu söylüyor. Gelecek hakkında ilginç olduğu kadar korkutucu öngörülerde bulunan Bauman'a göre yereller yerellikleri etrafına kalın duvarlar örerken, küreseller yerellikleri toplama kamplarına dönüştürme peşinde. Küreselleşme ve onun ikiz kardeşi yerelleşme, aynı amaca hizmet ediyor: parçalanma ve yabancılaşma. Küreselleşme, yerelleşmenin de küreselleşmenin de ağırlıklarını fazlasıyla hissettirdiği günümüz Türkiyesi'ni anlamak için vazgeçilmez bir kaynak niteliği taşıyor.
  • Zygmunt Bauman
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,11 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Zygmunt Bauman
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    5,47 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Zygmunt Bauman
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    873,67 KB
    Eser Türü: Kitap
    Özellikle modernlik ve post-modernlik çalışmalarıyla son dönemin en parlak düşünürlerinden biri olan Zygmunt Bauman, sosyal bilimler alanında son derece ilginç bir kitap sunuyor bizlere. Sosyolojik Düşünmek, sadece sosyoloji öğrencileri için kaleme alınmış bir çalışma değil. Konuya ilgi duyan herkesin sosyolojinin anlamı ve işlevi, sosyolojide değişik tarzlar ve yaklaşımlar üzerine bilgilenmesini sağlayacak önemli bir kaynak kitap. Ama hepsinden önemlisi Bauman, gündelik ve toplumsal hayatımıza sosyolojik bir boyuttan bakmanın anlamını; böyle bir bakışın kazandıracağı kavrayış zenginliğini; tektipliğin ve tamamlanarak donmuş görüşlerin değil, toplum yaşamında müphemliğin kabulüne dayalı bir düşünme tarzının, kısacası sosyolojik düşünmenin önemini ortaya koyuyor. Sosyolojik Düşünmek, akademik kullanım mantığına göre değil, "gündelik hayat mantığı"na göre düzenlenmiş bir kitap. Bauman, sosyolojinin inceleme konusu olan ikilik ve karşıtlıkları çokboyutlu bir bakışla irdeliyor: Birey olma ve toplum içinde var olma arasındaki bütünlük ile çatışma; toplumların ya da genel olarak insan gruplarının kendini ve karşıtını, daha doğrusu karşıtına göre kendini tanımlaması; birey ile grup, doğa ile kültür, millet ile devlet, birliktelik ile ayrılık, bireysel varlığını koruma ile ahlâki yükümlülük arasındaki çatışmalar, kitapta incelenen ikiliklerden bazıları. Bauman, sosyolojinin asla tamamlanmış, kesin, müphemlikten tamamen arınmış bir bakış açısı oluşturamayacağını belirtiyor. Dolayısıyla hiçbir bakış tek başına kusursuz ya da ayrıcalıklı olamaz; hayata ilişkin değişik yorumların her biri, olsa olsa kavrayış bütünlüğümüze kendi zenginliğini katacaktır. Sosyolojik düşünmek, kesinliğe varacak bir yol sağlamak şöyle dursun, her türlü müphemliği çoğaltacaktır. Ama müphemlikten korkmamak gerekir; dünyaya ilişkin gerçek bir kavrayış özgürlüğünün ve hoşgörünün temelinde bu müphemliğin, bakış zenginliğinin kabulü yatar. Bu anlamda sosyoloji ve sosyolojik düşünmek, Bauman'ın sözleriyle ifade edecek olursak "özgürlük davasına hizmet eder." (Tanıtım Bülteninden)
  • Zygmunt Bauman
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    7.90 MB
    Eser Türü: Kitap
    " Bizde felsefe yapmak hep uçuk ve soyut şeylerden söz etmek anlamına gelmiştir. Elinizdeki kitap ise bu anlayışı, önyargıyı silecek cinsten. Zygmunt Bauman burada “pratiğin felsefesini” yapıyor. “Postmodern” dünyada kesin olan tek şeyin “belirsizlik” olduğunu ve “olumsallık” değirmeninin bütün “paradigmaları” her an “yeniden kurduğunu” gözlemliyor. Bundan dolayı da hiç kimsenin “avangartlık” iddiasında bulunamayacağını; çünkü “olumsallık” değirmeninin içinde öğütülmekten kaçışın mümkün olmadığını söylüyor. Bauman Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları’nda bizi “yabancıların”, “türedilerin”, “paryaların”, “turistlerin”, “aylakların”, “köktencilerin”, vb.’nin dünyasına sokuyor. Söz konusu kesimlerin neden toplumun “vazgeçilmez” üyeleri olduğunu görüyoruz. “Yerliler”in “türediler”e ne kadar muhtaç olduğunu, onlar olmadan kendilerinin de “yersiz” kaldığını fark ediyoruz. “Yerli”den fazla “yerlici” kesilen “yabancılar”ın ruh halini anlamaya çalışıyoruz. O çok yücelttiğimiz “kültür”e bir de “tüketici kooperatifi” olarak bakıyoruz. “Aydınlanma”nın çelişkilerine tanık oluyoruz. “Toplumu eğitmek” isteyen “avangart aydınlatmacıların”, işlevleri sona erip işsiz kalınca nasıl deliye döndüğünü, yığınlara saldırdığını görüyoruz. Öte yandan modern çağın başındaki “eğitim devrimi”nin izini sürerek Foucault’nun Cinselliğin Tarihi’ni gözden geçiriyoruz. “Postmodern pratiğin felsefesi” olarak nitelendirebileceğimiz bu çalışmanın kendi özgün “temelleri” de var: Özgürlük, daha fazla özgürlük; farklılık, daha fazla farklılık; ve bir de (bunların sürekliliğinin sağlanması için) dayanışma, daha fazla dayanışma. Belirsizlik ve farklılıkların egemen olduğu postmodern dünyada sorumluluk ile özgürlüğü bir madalyonun iki yüzü olarak gören Bauman son sözü de özgürlüğe veriyor. "
  • Zygmunt Bauman
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,80 MB
    Eser Türü: Kitap
    Bizi eyleme geçiren korkularımız, endişelerimizdir; ama genelde eylemimiz, endişemizin arkasında yatan hakiki nedenlerden başka yönlere sapar. Hayatımızı anlamlı kılmaya çalışırken, başarısızlıklarımızdan, zayıflıklarımızdan kendimizi sorumlu tutarız hep. Böylece de her şey iyiye gideceğine kötüye gider. Eğer biz mantıklı insanlarsak bunlar nasıl başımıza gelir? Neden bu gibi durumlarla başa çıkamayız? Bireyselleşme kaderimizse toplum içinde var olmaya nasıl devam edeceğiz? Yaşamakta olduğumuz çağın kuşkusuz en eleştirel ve üretken toplumbilim-cilerinden olan ve kimilerince "postmodernitenin kuramcısı" sayılan Zygmunt Bauman Bireyselleşmiş Toplum'da, günümüzün toplumsal ve siyasal yaşamının değişen karakterini mercek altına alıyor. Bauman bu kitapta, yaşamlarımıza dair bizden anlatmamız beklenen ama anlatmaya zorlandığımız hikâyeleri sorunsallaştırıyor. Yapılması gerekenin bu hikâyeleri sansür etme ya da yanlışlardan arındırma değil, onların, bize dayatılandan başka biçimlerde de anlatılabileceğini göstermek olduğunu iddia ediyor. Çağdaş toplumbilimin, bireysel kararlarımızı ve eylemlerimizi, sorunlarımızın ve korkularımızın deri-ninde yatan asıl nedenlerle ilişkilendirmekte bize yardım edebileceğine inanan Bauman, yaşamakta olduğumuz küreselleşme deneyimini çözüm-lemekte kifayetsiz kalan halihazırdaki kuram ve kavramlarla yetinmek yerine, yeni bakış açılarının izini sürüyor.

Sayfalar