Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2090 sonuçtan 1391 - 1400 arası görüntüleniyor.
  • Murat Gülsoy
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    13,46 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nova Norda
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    17 Ayrım
    106,02 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    2014 yılında, sesimiz yeni soluklarla buluşsun diye internetin sokaklarına savurduğumuz sayfalar dev bir kuleye dönüştü. Sesimize eklenen sesler, ayrımcılığa ve sağlamcılığa karşı güçlü bir koroya dönüştü. 100. sayımıza ulaştık. Diyor ya şair: “Tam yüz bin elim var Yüz bin elle dokunurum Sana, İstanbul’a.” Bizler de tam 100 sayı ile dokunuyoruz hayata ve okurlarımıza. Elbette 100. sayımız için güzel bir sürprizimiz var. Bizi takipte kalın. 100. sayımıza can sıkıcı gelişmelerle başlamak istemedik. Tesadüfen güzellikler bizi buldu. Ayrımcı uygulamaları bulutlarda gezen havayolu firmalarına rağmen yazarımız Sevgi Mart Göcen, sorunsuz bir uçak yolculuğu yapıyor. “Sevgi’nin caydırıcı sertliği bu konuda rol oynamıştır” diye düşündük ama tanıdığımız en naif insanlardan biri olan Nurşen Korkmaz’ın yazısı bu tespitimizi boşa düşürüyor. Meral Sözen’den güzel ve erişilebilir bir film değerlendirmesi geliyor. Kadrolu eleştirmenimiz Gülcan Altun durur mu? 100. sayımızda da sesli betimleme değerlendirmesi yapmak istemiş. Hop-Çiki-Yaya Polisiyeleri... Yazının başlığı, yazarını ele veriyor. Eylem Yurtsever’den çok güzel bir kitap değerlendirmesi. Güneşin yere düşen ışınları belki hayallerin yaklaşmakta olan gölgeleridir. Ali Çolak’ın güzel çevirisiyle bir körün bir görene, görsel bir olay anlatımına tanık oluyoruz. Dergimizin en emektar yazarlarından Pınar Yavuz, yeti farklılıklarına bakış açısının nasıl şekillendiğini anlatıyor sıcacık kalemiyle. Elif Emir Öksüz, o masum akademisyen görünümü altında neler saklıyormuş! Görenlerin arasına ajan yerleştirmiş. Ne güzel yapmış. Hep görenler mi bizi gözleyecek? “Mikro saldırganlık” kavramıyla bizi tanıştıran Deniz Aydemir Döke’den güzel bir mikro saldırganlık yazısı. “Anneciğim, neden senin paranı almadı?” Bir çocuğun zihnini yoracak kadar can sıkıcı bir mikro saldırganlık biçimini Dilek Başar Açlan’ın kaleminden okuyoruz. Konuk yazarımız Nuri Turhan da üstenci bakış açısını irdeliyor. Sürekli sokağın nabzını tutan Engin Yılmaz, dokunulmazlık hakkımızı savunuyor. Gelmişiz 2022 yılına, hala engelliler için ayrı halk eğitim projeleri tasarlanıyor. Ayrıntılar Canan Çam Yücel’de. “Hadsizlik çok güzel, gelsenize” diyor Burak Sarı. Ne demek istiyor sizce? Gamze Sofuoğlu ise bir yazıya dünyaları sığdırmış. Bizler de gidip tekrar okuyacağız. Noterler Birliği ile girdiğimiz onur mücadelesini, konuk yazarımız Turhan İçli özetliyor. Bulutların üzerinden, pardon Güneşin sofrasından, pardon 100. sayımızdan yaptığımız yayın burada sona eriyor. Sürprizimiz için takipte kalın. 101. sayımızda görüşmek üzere.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    49,55 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    “Hani yaşam hakkı kutsaldı?” diye soruyor Burak Sarı. Neden acaba? Yeti farklılıklarımızın güven duygumuza etkisi nedir? Eylem Yurtsever yazdı. Sıradan olma hakkını Nurşen Korkmaz’dan dinliyoruz. Kör ebeveynlerin çocuklarının eline para ya da şeker sıkıştırma hadsizliğini Dilek Başar Açlan’ın kaleminden aktarıyoruz. Sürekli kendini anlatmak zorunda kalmanın yoruculuğunu Meral Sözen anlatıyor. Sevgi Mart Göcen ise ayrımcılığın potporisini hazırlamış. Haydi halaya. Yeti farklılıklarının yapmak istediğimiz şeylere engel olamayacağını anlatan güzel bir çeviriyi Ali Çolak farkıyla okuyoruz. Gülcan Altun ise “Gökyüzü Kadar Kırmızı” filminin değerlendirmesini yapmış. Onunla da yetinmemiş, filmin güncel hayatla kesişimselliğini yakalamış. “İki Kimlik Arasında” ilginç bir başlık değil mi? Bakalım konuk yazarımız Habil Bozkurt ne anlatmak istemiş. Sayının en keyifli yazılarından birisi, konuk yazarımız Ahmet Can Ekiz’den geliyor. Bu aylık bizden bu kadar. Ağustos sayımızda görüşmek üzere.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    52,42 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    Merhaba sevgili okurlar, Bundan böyle her sayıda başka bir yazarımız yazacak “Editörden” bölümünü. İlk Talihlimiz Ali Çolak… Ağustos’un bu aşırı sıcaklarında, gönüllerinizi serinletmek umuduyla,güldüren ve düşündüren, farklı dünyaları hayal eden bir sayıla konuk oluyoruz evlerinize. Bu ay dergimizde bazı yenilikler var. İlk önce “Ekibimiz” Ve “Konuk Yazarlık” Bölümleri onarıldı ve tekrar erişime açıldı. İkincisi: artık dergimizi gören insanlar için de erişilebilir kıldık! Dergimizdeki yazılara görsel eklemeye başladık. Okurlarımız için planladığımız daha çok yenilik var ama sürpriz olsun istiyorum. Gelelim yazılarımıza. Toplumun, yeti farklı bireyleri temel haklara sahip bireyler olarak değil de kendi hayatlarına renk katacak objeler olarak görmesini eleştiriyor Burak Sarı “Bir Biz Eksiktik Değil mi” başlıklı yazısında. Kör ebeveynlerin sıklıkla karşılaştığı sorulardan biri çocuklarını farklı tehlikelerden nasıl koruduklarıdır. Bunun pek de düşünülmeyen bir yanını “Ekrandaki Tehlikeyi Sınırlamak” yazısında Nurşen Sunar Korkmaz’dan dinliyoruz. İçimizi serinletecek bir haber de geçen yılın kışından, çok uzaklardan, Fildişi Sahilleri’nden geliyor. Gülcan Altun geçen yıl Aralık ayında düzenlenen bir defile vasıtasıyla, toplumun olumsuz olarak gördüğü bireylerin artık o olumsuz damgasını nasıl reddettiğini anlatıyor “Yaz Sıcağına Soğuk Bir Damga” yazısında. “Tanecik Kitapları”ndan güldüren ve düşündüren iki anıyı Ali Çolak’ın çevirisiyle okuyoruz; Güldüren ve Düşündüren Anılar başlığı altında. Görmeyen birisiyle karşılaşmanın insanların doğru ve yanlış algılarını nasıl bir yana koymaya sevk ettiğini sorguluyor Eylem Yurtsever “Görülmek ve Görülmemek” yazısında. Eğer körseniz; bir poğaçanın nereden alındığına dair bilginiz sorgulanır. Bir yanlışlığa itiraz etme cüretini gösterirseniz arkadaşlarınız şirinlikler yaparak ortalığı yatıştırmaya çalışır. Çünkü sizin yaptığınız her bir itiraz fazla gelir insanlara… Dilek Başar Açlan’ın “Bayatlığın Sınırı Yok” yazısından okuyoruz. Görme engelli çocukların gören çocuklarla beraber eğitim alma hakkını koruma yolunda, veliler ve öğretmenleri bilinçlendirmenin önemini anlatıyor Canan Çam Yücel “Okul Zili Çalacak” yazısında. Yeti farklılığı olan bireylerin herhangi bir insan gibi sorgulanmadan ve engellenmeden hayatını yaşayabildiği bir günü hayal ediyor Sevgi Mart Göcen “Artık şaşırmak istiyorum” yazısında. Kesişimselliği benimseyen bir tek biz değilmişiz. Erişilebilirliği bir insan hakkı olarak gören, erişilebilir bir eğitim vermeye hazır olan ve bu konuda kendini geliştirmeye niyetli başka gruplar da varmış. Detaylarını Meral Sözen’in “LGBT Eğitiminde Bir Kör” yazısından okuyabilirsiniz. Bu aylık bizden bu kadar. Eylül sayımızda buluşuncaya dek hoşça kalın.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    62,09 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    103. sayımızdan püfür püfür bir merhaba. Hüznü, romantizmi ve serinliğiyle geldi güzelim Eylül. “Bu sıcakta dergi mi okunur?” bahanesi ortadan kalktı yani. Eylül toparlanıp gitmeden, bakalım bu sayımızda neler var. Bu ay hediyemizi Ali Çolak’tan alıyoruz. Gökyüzüne güzelce bakmayı özlerken bambaşka şeyler anlatıyor Burak Sarı. Bir sosyal medya yazısı üzerinden, toplumun körlüğe bakışını irdeliyor Nurşen Korkmaz. “Toplum” demişken Meral Sözen’in körlük ve açılmaya dair yazısının üzerine fazlaca kafa yoracağız gibi. Eylem Yurtsever, “Başkasının Talihsizliğinden Keyif Duymanın Sıradanlığı” başlıklı yazısında müthiş çıkarımlarda bulunuyor. Başörtülü psikolog olur mu? Cevabı konuk yazarımız Şeyma Büyükurvay’da. “Farklılıklarımıza Ezdirilen Duygularımız” konuk yazarımız Nuri Turhan’ın kaleminden keyifli bir yazı. “Susuz Yaz”ı Gülcan Altun’un kaleminden okuyoruz. Yıllar sonra yüz yüze festival coşkusu yaşıyoruz. Ayrıntılar için muhabirimiz Dilek Başar Açlan’a bağlanıyoruz. Sevgi Mart Göcen’in Şubadap Çocuk ile gerçekleştirdiği harika röportajı kaçırmayın. Ekim’de festivalimiz varsa bilin bakalım başka ne var? Özel sayımız var elbette. O zaman bize müsaade. Yapılacak çok işimiz var. Özel sayımızda görüşmek üzere.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    21 Ayrım
    282,65 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    Özel sayımızdan herkese merhaba değerli EEEH Dergi okurları. Şöyle bir arşivi inceledik de ne çok şey yazılıp söylendi bu dergide bugüne kadar. Biz de birbirinden değerli bu yazılar içerisinden sizler için bazılarını seçtik bu aya özel. Gelin hep birlikte bakalım heybemizde neler var. Şimdiden keyifli okumalar. Etrafımızda o kadar “sağlamcı” insan var ki. Bunu test etmek hiç de zor değil. Meral Sözen, 10 soruda sağlamcılığı nasıl test edebileceğimizi çok güzel özetlemiş yazısında. Sağlamcılıkla ırkçılık birbirini nasıl besliyor ve sınıflara ve dolayısıyla sınırlara bölünmüş yeryüzünde göçmenler ve engelliler nasıl ayrımcılığa uğruyor? Burak Sarı’nın kaleminden dökülenler bize tüm şeffaflığıyla özetliyor yaşananları. Ne zaman bir olay yaşansa, suçlu olan kişinin psikolojisinin bozuk olduğu dile getirilir. Peki suçlu olan kişiyi aklamak için öne sürülen bu bahane nöroçeşitlilere yönelik ayrımcılığı nasıl derinleştiriyor? Bu sorunun cevabını konuk yazarımız A_normal_norm’un yazısında bulabiliriz. Engelsiz Erişim Derneği, Lambda İstanbul Derneği ve Engelli Kadın Derneği'nin ortaklaşa hazırladığı seminerde “normal” kavramı üzerine neler konuşulduğunu merak ediyorsanız, sizlere Ecmel Deniz’in deşifresini okumanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Algımız bizi nasıl da yönetip tutsak ediyor kendisine? Engin Yılmaz, algının tutsaklığını bir yazı dizisinde ele alıyor. Bu yazı dizisinin ilkini bulacaksınız bu sayıda. Elif Emir Öksüz’ün yazılarını çok özlemiştiniz değil mi? Elif üniversitede verdiği bir ders kapsamında öğrencilerine bir farkındalık etkinliği yaptırmış ve öğrencilerin deneyim ve gözlemlerini sıcacık bir dille anlatmış her zamanki gibi. Keyif alarak okuyacağınızdan eminiz. Yaşamın içerisinde birçok kez bize yardım etmek istediğini dile getirenler olmuştur. Kimi zaman kabul ettiğimiz kimi zaman da reddettiğimiz bu yardımın sınırları ne? Gülcan Altun’un kaleminden okuyoruz. Peki yardım alırken kendimizi nasıl koruyabiliriz? Eylem Yurtsever ise kendi yaşadığı deneyim üzerinden irdeliyor bu konuyu. Konuk yazarımız Nuri Turhan, körlerin çevresini keşfetmesinin bir hak olduğunu savunuyor ve bunu engelleyip müdahale edenlere sesleniyor. Çevreyi keşfetmek demişken yol arkadaşımız beyaz bastonu ve hayatımızdaki yerini hatırlamadan geçmeyelim. Konuk yazarımız Kadir Ahıska öyle güzel anlatmış ki bastonla olan yaşam yolculuğunu. Okuyunca siz de bize hak vereceksiniz. Görme engelli bireylere yönelik muamelelerin yanı sıra bir de görme engelli ebeveyne sahip çocuklara yönelik toplumun müdahaleleri var. Konuk yazarımız Ramazan Akel durumu çok güzel özetliyor. Diyelim ki kör bir çocuğunuz var. Çocuğunuza yeti farklılığı olduğunu nasıl anlatırsınız? Canan Çam Yücel bu konuda ebeveynlere önemli ipuçları veriyor. Peki körler dünyanın güzelliğinin derinliklerini nasıl deneyimliyor? Gelin Ali Çolak çevirisiyle okuyalım. Biliyorsunuz körler olarak yıllardır tek başına, gizli ve mahrem oy kullanma mücadelemiz sürüyordu. Bu uzun soluklu mücadele meyvesini verdi ve körlerin tek başına oy kullanmasına ilişkin madde Seçim Kanunu’nda yerini aldı. Bu mücadeleye ilişkin yaşanan deneyimleri Nurşen Korkmaz’ın kaleminden okuyoruz. Kazanımların yanı sıra hala yol kat edilemeyen durumlar da var. Örneğin körler hala noterlerde, bankalarda iki tanık olmadan resmi işlemlerini yapamıyor. Körlerin iki tanık dayatmasındaki mücadele sürecini konuk yazarımız Turhan İçli’nin analizlerinden okuyoruz. “Engelli” olmanın yanına bir de “kadın” olmak eklenirse, sonuç ne olur? Sevgi Mart Göcen çok önemli bir konuyu irdeliyor bu yazısında ve çok çarpıcı tespitler yapıyor. Engelli hayvan sahipleri neler yaşıyor? Engin Yılmaz’ın öğrencilerinin bu konuda yaptıkları röportajın ikincisini bulacaksınız bu sayıda. Özgürce ve doya doya e-kitap mı okumak istiyorsunuz? QRead tam size göre bir program. Program hakkındaki tüm ayrıntılı bilgiyi Can Deniz Balkaya’nın yazısında bulabilirsiniz. Körlerin günlük hayatlarında kullandıkları birçok erişilebilir yöntem var. Bunlardan birisi de teknolojiyi ve uygulamaları kullanmak. Be My Eyes bu uygulamalardan bir tanesi. Dilek Başar Açlan uygulamaya ilişkin deneyimlerini anlatıyor. Teknoloji demişken bilgisayar hepimizin hayatında önemli bir yere sahip. Peki bilgisayarımız var ancak İngilizce bilmiyorsak ne yapacağız? İngilizce bilmesek de neleri bilmemiz gerekiyor? Tüm bu soruların cevabı Ramazan Derin’de. Gördüğünüz gibi değerli okurlar, yine dopdolu bir içerikle karşınızdayız. Daha yazacak çok şeyimiz, söyleyecek çok sözümüz var. Gidip bir an önce Kasım ayı hazırlıklarına başlayalım.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    61,67 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEh Dergi gönüllü ve yazarları
    Bu sayı burunlarımıza varlığını olması gerektiği gibi hissettirmekte olan güzelim sonbaharın kokusunu getirmeye devam edecek . Ama bu kez bu mevsime bambaşka bir bakış açısıyla bakıyor, sonbaharın tazelenmeye hazırlık olduğuna dikkat çekercesine umut verici gelişmelerle başlıyoruz. Biliyorsunuz, muhteşem bir festival sürecinden geçtik Ekim ayında. Festivalimizi ziyaret edemeyenler mutlaka vardır ve merak ediyordur nasıl geçtiğini. Bu merakı giderecek olan yazarımız Canan Çam Yücel, festivalimizin tüm coşkusunu sayfalarımıza taşıyor. Festivalimizde de varlığını gösteren From Your Eyes uygulaması üzerine Zülal Tannur ile yazarımız Nurşen Korkmaz’ın yaptığı röportajla devam ediyoruz. Hazır konu yapay zekâya gelmişken konuk yazarımız Sarper Arıkan’ın “Düşünceden Görselliğe” adlı yazısından bahsetmek uygun olmaz mı? Bu sayıda yazarlarımız konu bütünlüğüne o kadar uygun yazıyor ki tanıtıma yazacak pek de bir şey kalmıyor. Konu görsellikten devam ediyorken Burak Sarı’nın son derece içten yazılmış “Körlerin Şarkısı” yazısı ile devam edelim. Sonbahar demişken onun hüznü bir yerden bulaşmasa gerçekçi olmaz değil mi? Hüzün de hayatın bir parçası ne de olsa. Ama yine de sert bir geçiş yapmamak için Dilek Başar Açlan’ın başlıktan da anlaşılacağı gibi hâlâ umudun çeşnisiyle bezenmiş olan “Görme Engelsiz” ile yolculuğumuzu sürdürelim. Şimdi de bir tür iç dökme hâlini amaca yönlendirmeye çalışan Eylem Yurtsever’in sorusuna anlam verebilmek için “Sifonun Sesini İşittiniz mi?” başlıklı yazısını okuyabiliriz. Biliyorsunuz, bu dergi artık Ali Çolak ve çevirileri olmadan olmuyor. Bu defa da yazarımız “Doğum Günü Kutlaması” ile kör bir annenin mücadelesine tanık olmamızı sağlıyor. Anlaşılan yazarlarımız ebeveyn ve çocuk ilişkileriyle mesailerini bitirmemiş. Gülcan Altun, “Kadın mıyım Engelli mi?” isimli yazısıyla bizlerle dertleşiyor. Acaba bu dünyada en çok avukatlar mı adalet arıyor? Yine de bu defa başka, dergimizin deneyimli ve bizce son derece sabırlı avukatı Sevgi Mart Göcen, bu kez onunla aynı sorunu yaşayanlar ve kendisi için arıyor adaletini “Adaletim Nerede!” yazısı ile. Son olarak Engin Yılmaz’ın GETEM sertifika töreni hakkındaki yazısıyla veda edeceğiz size. Evet… Sizleri umuda sevk eden, düşündüren bir sayı olmasını hedeflediğimiz bu sayıda okuyacak yazı kalmamış olabilir. Ama umarız önümüzdeki sayıda gelecek yazıların beklentisi şimdiden zihinlerinizdedir.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    72,56 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Yılın son sayısından herkese selamlar dostlar. Biliyorsunuz bu ay yine gündemimizde 3 Aralık vardı. Peki Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında Dünya Engelliler ve Farkındalık Günü olarak belirlenen 3 Aralık, bizim ülkemizde nasıl anlaşıldı? 3 Aralık’ı gelin toplumumuzun gözünden, Sevgi Mart Göcen'in kaleminden okuyalım. Bir sınava gireceksin ama hiçbir materyal erişilebilir değil. Kendi imkanlarınla hazırlanıp girersin sınava. Peki neden herkesin aynı anda girdiği merkezi bir sınavda yeti farkı olanlar göz ardı edilmiştir? Gülcan Altun, girdiği sınavdan sonra “Erişilebilirlik nedir?” diye internette bizler için bir arama yapmış. Bakalım karşısına neler çıkmış. Hepimiz fırsat buldukça tiyatroya gitmeyi severiz. Nurşen Korkmaz, Vadi İstanbul Turkcell Sahne’de Moliere'in “Cimri” adlı oyununu sesli betimlemeli olarak izleme fırsatı bulunca ortamı bizler için betimlemeyi unutmamış. Bizler kişi ve kurumlara erişilebilirliği usanmadan anlatmaya çalışırken bindiği toplu taşımada karşılaşmak zorunda kaldığı kör bir dilencinin çizdiği kör imajını ve üzerine yapıştırdığı “yardıma muhtaç” etiketini Canan Çam Yücel bakalım nasıl anlatmış. Yolda yürürken yardım istemediğin halde biri gelip seni kolundan çekiştirmeye başlar. Eylem Yurtsever, sokakta yürürken işgüzarın birine denk gelmiş ve arkasından biraz sayıp sövünce o kadar rahatlamış ki tüy gibi hafiflemiş. Dilek Başar Açlan birçok kör ebeveynin de işine yarayabilecek sıvıölçer ile yeni bir keşif yapmış. Aman ha, bakmadan geçmeyin bizden söylemesi. Burak Sarı geçen ay yazdığı “Körlerin Şarkısı” yazı dizisine devam ediyor. Yazıyı okuyunca Burak’ın ilginç analizlerinin sizin de ilginizi çekeceğine eminiz. Konuk yazarımız Habil Bozkurt, “Teknolojinin bugünkü kadar gelişmediği dönemlerde yaşayan körler zamanı nasıl ölçüyorlardı?” diye düşünmeye başlamış ve kabartma saatleri anlatmış bu yazısında. Gerçekten eşit şartlarda mı rekabet ediyoruz? Cevabı, Ali Çolak'ın çevirisinde. Bilişim köşemizde konuk yazarımız Sarper Arıkan, programlama konusunda hevesli olan ve Bu sürece yeni adım atacak arkadaşlarımızın nereden ve nasıl başlayacaklarını kısaca anlatıyor. 2022 yılında “Eşit, Erişilebilir, Engelsiz Hayat” idealimizin peşinden koştuk. 2023’te de düşünmeye ve üretmeye devam edeceğiz. Herkese şimdiden iyi bir yıl diliyoruz. 2023 yılında görüşmek üzere.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    55,92 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Ali Çolak bu sayıda çevirmenlik rozetini Canan Çam Yücel’e teslim etmiş. Kendisi kendi fikirlerini kaleme almaya karar vermiş ve siz de göreceksiniz pek de iyi etmiş. Yazısında ötekilerin, kendi öteki grupları içindeki diğer kimi ötekileri nasıl "normal dışı-anormal" saydıklarını irdeliyor. Anormalin Anormali - Ali Çolak Bazen de kendi kendini hiç istemediği ve düşünmediği halde öteliyor insan. Bizi kendimize, karşımızdakine ve tüm topluma görünür ve dahası farkında kılan nedir? Yanıtı NFB yetkililerinden Brook Sexton tarafından yazılan yazıda Canan Çam Yücel'in çevirisiyle arıyoruz. Pastayı Kesmek mi Yan Çizmek mi? - Canan Çam Yücel “Ötekileştirme iliklerimize kadar işlemiş” diyoruz her satırda. Çıldırtıcı derecede sinir bozucu olanı da bizi en çok tanıdığını düşündüğümüz ailemizden gördüğümüz ötekileştirme. Nasıl mı? Ayrıntıları Sevgi Mart Göcen'in yazısında okuyabilirsiniz. Kendi Alanında Yabancı Olmak - Sevgi Mart Göcen Geçtiğimiz Kasım ayında İBB tarafından “Yerelde Engelli Hakları Stratejisi” adlı bir çalıştay gerçekleştirilmiş. Düzenlenen bu çalıştayda erişilebilirlik ötelenirse ne olur? Şaka mı dediniz? Yoooo! Gayet ciddiyiz. O halde size Nurşen Korkmaz'ın merceğine takılanlara dikkatinizi vermenizi tavsiye ederiz. Erişilebilirliği Ötelenmiş Engelli Hakları Çalıştayı - Nurşen Korkmaz Bizim Eylem Yurtsever'in kafasında neler neler varmış meğer. Bazen düşünüyorum da bizim şu “küçücük fıçıcık” diye adlandırdığım, gördüğümde sıkasım gelen Eylem, içindekilerle birlikte boy hesabına çekilse herhalde bir üç metre falan çıkar. Geçer bile belki. Bu sefer de kodlamaya takmış ama yazma ile kodlama arasında kalmış ve Allah'tan yazmayı seçmiş. Kodlamayı seçse ondan neler çıkardı merak da ettiniz değil mi? Detaylar kaçırmayacağınıza emin olduğumuz yazısında. Maker Hareketi - Eylem Yurtsever Yazarın ifadesiyle uzun süredir hayatımızın içinde olan ve en temel kullanım şekliyle kişisel asistan uygulamalarında ve görüntü tanıma alanlarında karşımıza çıkan yapay zekaya dayalı bir projesini anlatıyor bu sayıda bize konuk yazarımız Sarper Arıkan. Bilgiye Akıllı Erişim Platformu ile Bilgiye Organik Erişim - Sarper Arıkan Editörümüz Burak Sarı bu aralar kitaplardan yürüyor. Eeee! Bir kitap kurduna da bu yaraşır. Yakışıyor da. Bu kez Altıncı Koğuş'u ele almış. Yazarı Anton Çehov. Ortada bir Çehov eseri, değerlendiren Burak Sarı. Bu yazı kaçmaz. Benden de söylemesi. Altıncı Koğuş - Burak Sarı Ne tatlıdır önyargıları henüz oturmamış küçük çocukların aklına gelen her şeyi fütursuzca sormaları. Ve ne gıcıktır yanlarındaki büyüklerin onları çekiştirirken susturmaya çalışmaları. Oysa çoğu kör sordukları soruları en doğru biçimde cevaplar hiç rahatsız olmadan. Bundan başka çocukluktan daha tam çıkmamış olan kimilerine önyargılarını oturtanlar arasında bizlerden birileri de yok mu sizce? Yanıtlar bu kez Dilek Başar Açlan'da. Gözlerimi Kapattı - Dilek Başar Açlan Alıştık Gülcan Altun'un hastane hikayelerine. Yine bir hastane deneyimi okuyacağız kendisinden. Bu seferki biraz farklı ama. Görelim nasılmış? He-Man Olasım Var - Gülcan Altun 2023’nin ilk sayısında heybemizde bunlar var. Şubat sayısında buluşmak umuduyla.
  • Burak Sarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    6 Ayrım
    49,28 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: EEEH Dergi gönüllü ve yazarları
    Şubat sayımızdan merhaba dostlar. Söz söylemenin oldukça zor olduğu, kelimelerin anlamını yitirdiği günlerden geçiyoruz. Malum Şubat ayı, dergimizin doğum gününü kutladığımız ay. Heyecanla içeriklerimizi hazırlarken 6 Şubat günü bütün gündemimiz değişti. Yüz binlerce canımızın enkaz altında kaldığı, dayanışmadan başka elimizden hiçbir şeyin gelmediği koşullarda Şubat sayımızı yayımlamaktan vazgeçtik. Bu ayı bir bildiriyle geçirmek ya da deprem özel sayısı hazırlamak gibi öneriler üzerine düşündük. Doğa olayı tedbirsizlik sonucu felakete dönüşmüşken, felaketten etkilenen engelliler varken, sözümüzü söylemenin önemli olduğunu düşündük ve beş yazılık deprem özel sayımızı hazırladık. Doğa ve insan odaklı, erişilebilir şehirler yaratılana kadar sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Tüm Okurlarımızı deprem bölgesiyle dayanışmaya davet ediyoruz. İlk yazımızda avukatımız Sevgi Mart Göcen, deprem sonrası yasal haklarımızla ilgili önemli ipuçları veriyor. Depremden yetişkinler kadar hatta belki daha da fazla çocuklar etkilendi. Konuk yazarımız Şeyma Büyükurvay Şatay, çocuklara duygusal anlamda nasıl destek olabileceğimizle ilgili önemli bilgiler veriyor bu yazısında. “Dayanışma Yaşatır.” Burak Sarı ise bu süreçte dayanışmanın ve farklılıkların gözetilmesinin önemini vurguluyor. Depremlerin zihnimizde yarattığı travma, yıllar geçse de unutulmuyor. 6 Şubat depremiyle Nurşen Korkmaz’ın 1999 depreminde yaşadığı anılar yeniden canlanmış ve bizimle paylaşmış. 1999 depremini yaşayan bir diğer yazarımız ise Gülcan Altun. Bakalım, neler anlatmış bu yazısında. Umuyoruz ve istiyoruz ki bu kadar acının yaşandığı son deprem olsun. Yetkililer zamanında gerekli tedbirleri alsın ve aynı acıları yaşamayalım. Mart sayımızda daha umutlu yazılarla sizinle buluşmak dileğiyle. Geçmiş olsun hepimize.

Sayfalar