'Çarmıha gerilmiş ilahi adalet ayaklanacak ve sen Calvin, hak ettiğini bulacaksın.'
'Sevgili Zweig, uzun zamandır gerek konu, gerekse konunu ele alınışı itibariyle Castellio kadar hararetle ve heyecanla okuduğum kitap olmadı. Bu bir sansasyon, çok heyecanlı, günün bütün nefreti ve sempatisini tarihsel bir olay üzerinde toplayarak çok şey öğretiyor: Son derece umutsuz, aynı zamanda umut dolu. Castellio'yu tanımıyordum, tanıştığım için gerçekten sevinçliyim ve geçmiş zamanda yeni bir dostluk ilişkisi kurdum. Bunu kitabınıza, bunu size borçluyum.'
Thomas Mann
1936 mayısında 'Calvin'e Karşı Castellio' yayınlandığı zaman büyük sansasyon yaratmıştı. Zweig, adı azize çıkmış Calvin'in uygulamarından yola çıkarak, zorbalığı, terörü ve köleciliği yargılıyor; Castellio'nun kişiliğinde özgür düşünceyi ve vicdanı insanlığın büyük değerleri olarak selamlıyordu. Böylece Zweig, 1934 yılında yayınlanan 'Rotterdam'lı Eramus'un Zaferi ve Trajedisi' adlı eserinde başlattığı, tarihsel olaylardan yola çıkarak, yaşanılan dönem üzerine düşündürme çabalarını bir adım daha ileri götürmüştü. Henüz savaşın patlak vermediği, fakat barışın da söz konusu olmadığı bir ortamda, insanların yükselen faşişst tehlikeye karşı uyarmaya çalışıyordu. Yarattığı büyük tartışmalara rağmen Zweig, kendisi ve kahramanını sonuna kadar savundu. Castellio'yu edebiyat serüveninin bir dönüm noktası olarak kabul etti.
'Kısacası iyi bir iş uğruna bazen hakaretleri de göze almalı insan. Eğer kitap, bu hayranlık uyandıran adama (Castellio) yeniden hayat verebildiyse, ben birkaç kızılcık sopasına razıyım.'