Cafe Fernando – Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun, Cenk Sönmezsoy’un öğrenciyken yurt mutfağında yaptığı domatesli makarnadan Dolce & Gabbana’ya özel tasarladığı Brownie Dantel Giyer’e kadar uzanan bir yemek hikâyesi.
İstanbul’a taşındıktan sonra, uzun seneler yaşadığı San Francisco’da yediği şeylerin özlemini çeken Sönmezsoy, Cafe Fernando adını verdiği bir yemek blogu açıp mutfağında özlemini çektiği tatlıları yapmaya başlar. Sönmezsoy, 2006 yılından beri hem İngilizce hem de Türkçe olarak yayımlanan bloguyla kısa sürede uluslararası başarı kazanır. New York Times ve Washington Post’ta çıkan haberleri, tarifleri ve fotoğraflarıyla yemek ekine kapak olduğu San Francisco Chronicle makalesi takip eder. Derken blogu Cafe Fernando, Times Gazetesi tarafından “Dünyanın En İyi 50 Yemek Blogu”ndan biri olarak seçilir. Bu başarıyı, Amerikan yemek dergisi Saveur’ün düzenlediği blog ödüllerinde üç sene arka arkaya 40.000 blog arasından sıyrılarak kazandığı “En İyi Seyahat Blogu”, efsane restoran Chez Panisse hakkında yazdığı yazısıyla “En İyi Yemek Yazısı” ve Dolce & Gabbana için tasarladığı brownie’yle “En İyi Özgün Tatlı Tarifi” ödülleri takip eder.
Dünyanın farklı ülkelerinde 250 binden fazla okuru olan Cafe Fernando blogunun yazarı ve fotoğrafçısı Cenk Sönmezsoy, kitabı için 4 yıldan uzun bir süre çalıştı. Tariflerin hepsi sayısız deneme sonucunda geliştirildi ve farklı mutfak deneyimlerine sahip bir grup gönüllü tarafından denendi. Kitap, iletilen yorumlar ışığında şekillenen kurabiye, kek, pasta, tart, ekmek, dondurma ve reçel gibi 100’ü aşkın tatlı ve hamurişi tarifinden oluşuyor.