En Son Eklenenler

Üç cinayet, vahşice öldürülen üç çocuk, bir zanlı… Peki, durumu acımasız hale getiren küçük çocukların öldürülmesi midir, yoksa cinayetlerden sorumlu tutularak idam edilen adamın, gerçek katilin sadece bir taklitçisi olması mı? Şerif Nick Morelli, cinayetlere bir yenisi eklendiğinde olaya dâhil olur ve gerçek caninin dışarıda serbestçe dolaştığı ortaya çıkar. Birlikte çalıştığı Maggie O'Dell ise kimsenin bilmediği bir şeyi bilmektedir: Katil kendisine her an daha da yaklaşarak verdiği korkunun tadını çıkarmakta, meseleyi tamamen kişisel hale getirmektedir. Kaçmak yerine adeta kovalayan, onu adım adım izleyen, yüreği saf kötülükle dolu bir katil... Şerif Morelli'nin yeğeni ortadan kaybolduğunda, katilin seçtiği çocuklar arasındaki bağ giderek görünür hale gelir. Kötülüğün vücut bulmuş hali tekrar eyleme geçmeden, birinin daha ölmesi önlenebilecek midir? (Tanıtım Bülteninden)

Bir hırsız; annesini, babasını, kardeşlerini terk etmeli. Bir ailesi, karısı, çocukları olmamalı. Çünkü onun ailesi biziz. Kurallarından herhangi biri çiğnendiğinde, cezasının ölüm olduğu kanunlarla yönetilen organize bir suç çetesi. Bu çetenin üyeleri tarafından katledilen, bir zamanlar özel orduda görev yapmış Frank Meyer ile ailesi. Ve her ne pahasına olursa olsun, Frank Meyer'i öldürenlerin cezasını kesmeyi kafasına koyan, onun eski çalışma arkadaşı Joe Pike… Hiçbir polis, hiçbir kötü adam ve yaşayan hiçbir varlık, Joe Pike'ı girdiği intikam yolundan döndüremeyecek. Edgar, Barry ve Shamus gibi pek çok platformda adaylıkları ve ödülleri bulunan, en son Amerikan Polisiye Yazarları tarafından Büyük Usta onuruna layık görülen Robert Crais; şüphe, ihanet ve geçmişten bugüne kalan hesaplaşmalar ekseninde gezinen Hırsızlar Kanunu'yla polisiye edebiyatının öncü isimlerinden olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Yarı aydınlık şafak vaktinin serinliğinde tuhaf bir palyaço figürü, ıssız bir otobanın gölgeleri içinde beklemektedir. Kostümlü otostopçunun kurbanı yoldan geçen bir aracın sürücüsüdür; cinayet, soğukkanlı ve canice işlenmiştir. Üstelik sebepsiz yere... Yerel hastanede doktor olan Tim ve Daisy Sherringham oldukça mutlu, mükemmel bir çifttir. Acil bir çağrıyla sabahın erken saatinde uyandırılan Tim, evlerinden hastaneye giden yolda kaybolur. Daisy dehşet ve şüpheden oluşan bir kâbusun içine çekilir. Olaylar daha da karmaşık bir hâl alamaz diye düşünürken, aslında sadece yolun başında olduğunu fark edecektir. (Tanıtım Bülteninden)

Gerçek Bir Seri Katilin Beynine Girmeye Hazır Olun! 1960’ların en ünlü katillerinden birinin hayatından ilham alan Kasap Amerika’nın altmışlı ve yetmişli yıllarının çalkantısı altında gerçek bir seri katilin gelişimini gözler önüne seriyor. İki metreden uzun boyu ve Einstein’dan yüksek IQ’suyla Al Kemper hiçbir zaman sıradan biri olmamıştır. Ebeveynlerinin boşanması ve annesinin kendisine kötü davranması yüzünden zor bir çocukluk geçiren Al’in hayatı, Amerikan Başkanı John F. Kennedy’nin öldürüldüğü gün büyükanne ve büyükbabasını öldürmesiyle sonsuza dek değişecektir. Bir psikiyatri kliniğinde beş yıl tedavi gören Al, hastanedekileri akli dengesinin yerinde olduğuna ikna edip özgürlüğüne kavuşmuştur ama içindeki cinayet isteğini bastıramıyordur. Annesinin taşındığı Santa Cruz’da bir yandan polislerle arkadaşlık eden, hatta yerel polis şefinin kızıyla evlenme hayalleri kuran Al, bir yandan da otostop çeken öğrenci kızları arabasına alıp tüyler ürpertici cinayetler işlemektedir. Marc Dugain bir seri katilin çetrefilli beynine ustalıkla dalarken aynı zamanda Vietnam Savaşı ile hippi akımı ve komünizm arasında kalmış 1960’lar ve 70’ler Amerikası’nın çarpıcı bir portresini de çiziyor.