Bugün metropollerde yaşayan, evinin, işyerinin ve taşıtların duvarları arasına sıkışmış biz milyonlar, sıkıntılı, duyarsız ve cansız bir hayata mecbur
edildiğimizi hissediyoruz.
Bu kısıtlı, renksiz varoluşun sınırları içinde bunalıyor, ne var ki, daha canlı, daha enerjili hissettiğimiz bir yaşamı ancak hayallerimizde tasavvur edebiliyoruz.
Çünkü ekoloji ve çevre açısından büyük zarar görmüş, geleceği karanlık bir dünyaya; bereketli doğayla bağlarını tümüyle koparmış ortamlara mahkûm olduğumuzu
düşünüyoruz.
Peki ama gerçek bundan mı ibaret, bu tablo her şeyi anlatıyor mu?..
İnsanın kendisi ve çevresiyle ilişkisine radikal bir bakış açısı getiren Yaban Yaşam, ekolojist ve filozof George Monbiot’nun, doğayla yeniden ilişki kurmasının
ve yeni yaşam biçimleri tasavvur etme çabasının lirik, çarpıcı hikâyesi.
Monbiot kara ve denizlerimizdeki bozulmuş ekosistemleri yeniden-düzenleyip yabanlaştırmanın hiç de imkânsız olmadığını, halihazırda dünyanın çeşitli yerlerinde
bu tip programların olağanüstü neticeler verdiğini gösteriyor.
Bu yolla hayatlarımıza yeniden canlılığı ve varoluş sevincini getirmenin mümkün olduğunu savunan Monbiot, en son bilimsel bulgulardan yola çıkarak, doğanın,
insanların desteğiyle kendi yolunu bulduğu yeni, olumlu bir çevreciliğin ve ekoloji anlayışının, daha ötesi yeni bir yaşam felsefesinin temellerini atıyor.