En Çok Görüntülenen Kitaplar

Toplam 55084 sonuçtan 55071 - 55080 arası görüntüleniyor.
metin - Türkçe
6 Ayrım
52,69 KB
Eser Türü: Dersler
Eser Alt Türü: Ders/Açıköğretim Fakültesi
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AOF) Türk Kültürü Ve Tarihine Giriş Dersi Çıkmış Sorularıdır.
Mustafa Özdemir
insan sesi mp3 - Türkçe
65 Ayrım
744,99 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Ders/Sınava Hazırlık
Görüntülenme Sayısı: 0
Deniz Yahyabeyoğlu
metin - Türkçe
1 Ayrım
111,71 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Küreselleşme ile birlikte, iktisadi hayatta hemen hemen tüm sektörlerde olduğu gibi, moda sektöründe de ortaya çıkan hızlı ve seri üretim anlayışına paralel olarak, yerel üretimin yerini uluslararası düşük maliyetli üretim almıştır. Böylelikle, üretimin hızlı ve yüksek hacimli olarak gerçekleştirilmesi anlayışı çerçevesinde “hızlı moda” kavramı ortaya çıkmıştır. Hızlı moda, tüketiciyi ürünün kalitesi yerine; lüks markaların ikamesi olabilecek ürünleri daha düşük fiyata, daha önce ve daha fazla miktarda tüketebilmeye odaklamıştır. Hızlı moda akımı ile kullan-at ürünlerin tüketim miktarında meydana gelen artışla doğru orantılı olarak, atık giysi miktarı da artmış; üretim sırasında ortaya çıkan ham madde kullanımı, su tüketimi ve çevresel zarar yeni bir boyut kazanmıştır. Doğal kaynakların en fazla tüketildiği sektörler arasında yer alan moda sektöründe sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik yöntem arayışları arasında, “sürdürülebilir moda” anlayışı öne çıkmaktadır. Bu tez çalışmasında, hızlı moda uygulamalarının yarattığı ekolojik tahribata karşılık sürdürülebilir moda perspektifinin incelenmesi hedeflenmektedir. İlgili literatürde var olan çalışmalardan farklı olarak bu araştırmada, moda sektöründe tüketicilerin çevresel sorumluluklarının ve süreci değiştirme/dönüştürme yeteneğine ilişkin içgörüler elde edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada altı katmanlı gelir grubu belirlenmiş ve bu gruplara dâhil rastgele seçilen katılımcılar ile örneklem kümesi oluşturulmuş ve bir anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışmasının bulgularının değerlendirilmesi neticesinde; tüketicinin kararlarının, sürdürülebilir modanın değişim süreci üzerinde etkisinin olabileceği, elde edilen bulguların daha ileri düzey araştırma yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilecek araştırmalar için bir başlangıç noktası oluşturabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar
Rabia Karaçay
metin - Türkçe
1 Ayrım
158,59 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Bu araştırma 0-2 yaş aralığında çocuğu olan annelerin prenatal bağlanma ile depresyon arasındaki ilişkide psikolojik sağlamlık ve algılanan sosyal desteğin düzenleyici rolünü incelemeyi amaçlamıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 0-2 yaş aralığında çocuğu olan 100 anne oluşturmaktadır. Katılımcılardan elde edilen veriler Prenatal Bağlanma Ölçeği, Connor-Davidson Psikolojik Sağlamlık Ölçeği Kısa Formu, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Kısa Semptom Envanteri-Depresyon Alt Boyutu ve Sosyodemografik Bilgi Formu aracılığıyla çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Çalışmanın temel hipotezlerini test etmek amacıyla PROCESS Hayes düzenleyici etki analizleri kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucun elde edilen bulgular hem psikolojik sağlamlığın (β=,043, SH=,099, t=,434, p>0.05) hem de algılanan sosyal desteğin (β=-,107, SH=,106, t=-1,012, p>0.05) prenatal bağlanma ile depresyon arasındaki ilişkide düzenleyici etkisi olmadığını işaret etmektedir. Bununla beraber araştırmanın yordanan değişkeni olan depresyon ile prenatal bağlanma, psikolojik sağlamlık ve algılanan sosyal destek puanları arasında negatif yönlü ilişki olduğu bulunmuştur. Çalışmanın ana değişkenlerinin katılımcıların sosyodemografik özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-test analizlerinde depresyon puanının algılanan gelir düzeyine göre farklılaştığı bulunmuştur. Buna ek olarak prenatal bağlanmanın kabul alt boyutu ve algılanan sosyal desteğin aile alt boyutunun evlilik süresine göre farklılaştığı bulunmuştur. Sonuç olarak çalışmada prenatal bağlanma ile depresyon arasındaki ilişkide psikolojik sağlamlık ve algılanan sosyal desteğin düzenleyici etkisi olmadığı görülmüştür. Çalışmanın gebelik döneminden itibaren anne ve bebek sağlığını korumak adına önleyici ve iyileştirici müdahalelere katkı sağlaması beklenmektedir. Araştırma sonuçları ilgili literatür doğrultusunda tartışılmıştır.
Berke Özenç
metin - İngilizce
1 Ayrım
104,45 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Syntactic analysis allows us to analyse the sentence structure in various ways. Constituency parsing is one of the various ways of conducting syntactic analysis. This parsing method defines sentence structure as hierarchical relationships between words or phrases and represents them in tree form. Constituency parsing employs constituency grammar which defines how constituents combine and form other constituents. In this grammar, any syntactic structure from the sentence to the words is represented by the constituents. Although this approach is designed to focus on universal aspects of the languages, English has always been in its focus. This situation makes the constituency approach miss the details that the morphology puts in the syntax of morphologically rich languages. In this study, we implement an extension for the constituency parsing which overcomes the challenges in parsing of MRL (Morphologically Rich Language). We propose ideas tailored to Turkish, yet they can be used for any language like Turkish. Our extension enables the constituency parsing to start at the morpheme level. Thus, we involve morphemic structures in the parsing process and express their syntactic effects on the structure. We have our implementations by extending the CYK (Cocke Younger Kasami) algorithm. During parsing, we utilize extra rules to transfer the ambiguity in morphology to the parsing. In addition, we designed a morpheme-focused constituency set for Turkish. This set involves affixes, stems and phrases headed by a stem. We demonstrate our work with a mini treebank and the grammar generated from it.
Habibe NACAK
metin - Türkçe
1 Ayrım
82,69 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Dünya genelinde hızla artan nüfus ve sanayileşme faaliyetleri, doğal kaynakların sürdürülemez şekilde tüketilmesine ve çevreye verilen zararın artmasına yol açmaktadır. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, yenilenemeyen kaynaklar üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılması ve bu etkilerin oluşmadan önlenmesi, son yılların en kritik araştırma ve politika konularından biri haline gelmiştir. Bu bağlamda, çevre kirliliğinin en ciddi boyutlarda görüldüğü alanlardan biri olan sanayi bölgeleri, özel bir ilgi odağı haline gelmiştir. Peyzaj uygulamaları, sürdürülebilirlik ve çevre koruma açısından kritik işlevler üstlenmektedir. Son yıllarda, doğal kaynakların korunmasına yönelik geliştirilen yenilikçi yaklaşımlar arasında, hiperakümülatör bitkiler ile yapılan çalışmalar dikkat çekmektedir. Hiperakümülatör bitkiler, ağır metal kirliliğine toleranslı ve bu metallerin birikimini sağlayarak çevreyi temizleyebilen bitki türleri olarak bilinmektedir. Bu bitkiler, sanayi alanlarının neden olduğu çevresel kirliliği azaltmak için doğal bir çözüm sunmakta ve çevre mücadelesinde umut vadetmektedir. Bu çalışma, Kocaeli'nin Dilovası Sanayi Bölgesi’nde ağır metal kirliliğine maruz kalan topraklarda yetişen üç bitki türünün (Ligustrum vulgare, Tilia tomentosa, Olea europaea.) bünyelerinde biriktirdikleri Çinko (Zn), Kurşun (Pb), Bakır (Cu), Krom (Cr) ve Nikel (Ni) oranlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, bu bitkilerin aynı türlerinin kirlilik barındırmayan kontrol bölgelerindeki örnekleriyle karşılaştırılarak, mevcut çevresel koşullarda gelişimlerinin nasıl etkiledikleri gözlemlenecektir.
Kajal Pourjalil
metin - İngilizce
1 Ayrım
81,63 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
This thesis applied NLP techniques to analyze and summarize bilingual student feedback collected via end-of-semester surveys. The dataset, which contained open-ended responses in both English and Turkish, required a model adept at preserving linguistic nuances across languages. The Llama 2-7b-hf model, which had been trained explicitly for text generation, was selected for its capability to produce coherent and contextually relevant summaries. Data preprocessing involved organizing metadata such as department, semester, course name, and section number, segregating comments by word count, and removing personal identifiers to ensure privacy. Shorter comments (fewer than ten words) were grouped and summarized using a pipeline from the Transformers library, while longer comments were fine-tuned with metadataspecific prompts for detailed summarization. To further enhance analysis, sentiment classification was performed using the “cardiffnlp/twitter-robertabase-sentiment” model, categorizing feedback into negative, neutral, and positive sentiments. Evaluation metrics included expert reviews, contextual relevance, and logical consistency with the dataset’s sentiment distribution. Compared to previous models, the Llama 2 model demonstrated superior performance in generating complete, coherent summaries while preserving the overall intent and tone of the comments. Ultimately, this research highlighted the effectiveness of LLMs in processing multilingual educational data and their potential to provide actionable insights for improving course content and student experiences.
Ali Buğra Kandıroğlu
metin - İngilizce
1 Ayrım
163,47 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
The field of Text-to-SQL, which involves converting natural language into SQL queries, has seen significant advancements, but challenges remain, particularly for low-resource languages like Turkish. This thesis introduces three key contributions to address these challenges. Our first contribution is the development and open-access release of TUR2SQL, the first cross-domain Turkish Text-to-SQL dataset, which consists of 10,809 natural language sentences paired with their corresponding SQL queries. We evaluate the performance of SQLNet, a deep learning model specifically designed for this task, and one of the most successful Large Language Models (LLMs), ChatGPT, on this dataset. The results demonstrate the superior performance of ChatGPT. The second major contribution is the construction and publicly available release of TURSpider, the most extensive Turkish Text-to-SQL dataset. TURSpider is built by translating the widely used cross-domain Spider dataset from English to Turkish. This dataset includes complex queries with varying difficulty levels, facilitating the training and comparison of large language models for Turkish Text-to-SQL tasks. Our comparative analysis shows that fine-tuned Turkish LLMs achieve competitive performance, with some models surpassing OpenAI models in query accuracy. To further enhance performance, we apply the Chainof-Feedback (CoF) methodology, demonstrating its effectiveness across multiple models. Finally, we explore the Mixture-of-Agents (MoA) framework, which combines outputs from multiple models to improve the performance of open-source LLMs for Text-to-SQL tasks. By integrating MoA with the CoF technique, we propose MoAF-SQL, an approach that significantly improves performance, particularly on complex queries. Our experiments show that MoAF-SQL achieves competitive results, highlighting its potential to enhance the Text-to-SQL capabilities of open-source LLMs.
Ceyhun Kahveci
metin - Türkçe
1 Ayrım
159,46 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Bu araştırmada ebeveynleşme ile kırılgan narsisizm arasındaki ilişkide kendiliknesnesi ihtiyaçlarına yönelimin aracı etkisi ve savunma mekanizmalarının düzenleyici etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmanın örneklemi, 18-65 yaş aralığındaki 308 gönüllü katılımcıdan (228 Kadın, 80 Erkek) oluşmaktadır. Araştırmanın amacı doğrultusunda katılımcılara Sosyodemografik Bilgi Formu, Ebeveynleştirilmiş Çocuk Ölçeği – Yetişkin Formu, Patolojik Narsisizm Envanteri, Kendiliknesnesi İhtiyaçları Envanteri, Savunma Biçimleri Testi sunulmuştur. Araştırma verilerini analiz etmek amacıyla Pearson Korelasyon, Bağımsız İki Örneklem T-test, ANOVA analizleri ve Process Makro Model 5 analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre kırılgan narsisizm düzeyinin cinsiyete göre farklılaştığı, kadınların erkeklere göre daha yüksek düzeyde kırılgan narsisizme sahip olduğu bulunmuştur. Kırılgan narsisizm ile yaş arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki saptanmış, yaş arttıkça kırılgan narsisizm düzeyinin azaldığı bulunmuştur. Ebeveynleşme düzeyinin cinsiyete göre farklılaştığı, kadınların erkeklere göre daha yüksek genel ve kardeş odaklı ebeveynleşme düzeylerine sahip oldukları bulunmuştur. Process Model 5 analizlerine göre hem genel ebeveynleşme hem de kardeş odaklı ebeveynleşme ile kırılgan narsisizm arasındaki ilişkide aynalanma - idealizasyon - ikizlik ihtiyacına yaklaşma ve idealizasyon - ikizlik ihtiyacından kaçınmanın anlamlı aracılık etki gösterdiği ancak aynalanma ihtiyacından kaçınmanın anlamlı aracılık etki göstermediği saptanmıştır; tüm modellerde savunma mekanizmalarının (matür, nevrotik, immatür) anlamlı düzenleyici etki etmediği görülmüştür. Son bölümde analizler sonucu elde edilen bilgiler literatür ışığında tartışılmıştır, çalışmanın kısıtlılıklarına değinilmiş ve gelecek çalışmalar için önerilere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ebeveynleşme, Kırılgan Narsisizm, Kendiliknesnesi İhtiyaçları, Savunma Mekanizmaları
Cağla Selin Aydın
metin - Türkçe
1 Ayrım
89,81 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Bu araştırmada, psikiyatrik tedavi gören ergenlerde algılanan ebeveyn reddi ile içselleştirilmiş damgalama arasındaki ilişkide öz şefkat ve öz yeterliğin aracı rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Buna ek olarak algılanan ebeveyn reddi, içselleştirilmiş damgalama, öz şefkat ve öz yeterlik değişkenlerinin sosyodemografik özelliklere göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Çalışmamıza 12-17 yaş aralığında, ortalama yaşı 15.08±1.48 olan 160 katılımcı dahil edilmiştir. Araştırma kapsamında veriler, özel bir psikiyatri hastanesi ve iki özel psikiyatri kliniğinden toplanmıştır. Katılımcıların ebeveyn reddi algısı düzeylerini değerlendirmek için Çocuk/Ergen Ebeveyn Kabul Red Ölçeği, içselleştirilmiş damgalama düzeylerini değerlendirmek için Çocuklar ve Ergenler için İçselleştirilmiş Damgalama Ölçeği, öz şefkat düzeylerini değerlendirmek için Öz-Duyarlık Ölçeği ve öz yeterlik düzeylerini değerlendirmek için Genel Öz Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Ayrıca sosyodemografik değişkenleri değerlendirebilmek adına katılımcıların ebeveynlerinin sosyodemografik bilgi formunu doldurmaları istenmiştir.

Sayfalar