En Çok Görüntülenen Kitaplar

Toplam 55620 sonuçtan 55581 - 55590 arası görüntüleniyor.
Melis Melike Begdaş
metin - Türkçe
1 Ayrım
90,39 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Kentsel mekân, kentte yaşanan çalışma, sosyalleşme, alışveriş gibi tüm olayların gerçekleştiği yerdir ve toplumun sosyoekonomik ve kültürel yapıları tarafından şekillenmektedir. Kentsel mekân ayrıca toplumun tüm bireylerinin yaşadığı, kamusal ihtiyaçların karşılandığı yerdir. Bu alanlar bir şehrin sağlığı ile doğrudan ilişkilidir ve mekânın kalitesi yaşam kalitesini etkilemektedir. Kullanıcı tarafından oluşturulan bir mekânda, mekânsal kimlik analizine konu olabilecek pek çok unsur bulunmaktadır. Literatürde ilk ve en önemli kriterlerin tarih, coğrafya ve tasarım olduğu gösterilmiştir. Birçok araştırmacı tarafından belirlenen bu kriterler, bölgenin kimlik sahibi olmasının sağlanması açısından oldukça önemli kabul edilmektedir. Kent kimliğine sahip olmak bölgenin kalitesini arttırır ve kullanıcılara iyi bir deneyim sunar. Kullanıcılara sunulan hizmetler açısından kent mobilyaları, kamusal alanların performansına katkı sağlayan en önemli unsurlardan biri olarak kabul edilmektedir. Kentsel alanlar ile kent mobilyaları arasındaki ilişki tasarım, işlev ve yaşam dahil olmak üzere birçok bağlamda tartışılmıştır, fakat kent kimliği bağlamında yeterli çalışma olmadığı görülmektedir. Bu çalışmada, önceki çalışmalarda bu açıdan değinilmemiş kentsel mekanlardaki kent kimliğinin, kent mobilyalarıyla olan ilişkisi araştırılmıştır. İstanbul Boğaziçi bölgesi örneğinde ‘’kentsel peyzaj mobilyaları ile mekânın kimliği’’ arasındaki ilişkinin araştırılması araştırmanın temelini oluşturmaktadır.
Osman Pamukoğlu
metin - Türkçe
1 Ayrım
489,49 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Siyasi Roman
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Türkiye’de politika, günlük heves ve halkın basit çıkarlarına göre siyaset yapmak, rüşvet, adam kayırma, devlet gelirinin yağmalanması, yeteneksiz insanların çok önemli mevkilere getirilmesi, tutarsızlıklar, laf ebeliği ile sürüp gitmektedir. Acı ve açlık iyi birer öğretmendir ama bunlar da henüz halkta, “Yetti artık!” dedirtecek etkiyi sağlayamamıştır. Siyasetin Sefaleti isimli bu kitap, Türkiye’nin son dört yılında olup bitenleri gözler önüne sermektedir. Hâlen yaşayanlar ile gelecek kuşakların da geçmişte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde nelerin olup bittiğini öğrenebilmeleri için yazılmıştır. Herkes ve her şey gelip geçicidir, kitaplar hariç...
Prof. Dr. Fatih Mehmet Sancaktar
metin - Türkçe
16 Ayrım
355,60 KB
Eser Türü: Dersler
Eser Alt Türü: Ders/Açıköğretim Fakültesi
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) Türk Demokrasi Tarihi Dersidir.
Cengiz KASTAN
metin - Türkçe
1 Ayrım
292,70 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Tez çalışmasının amacı; avangard sanat akımları ve tasarım yaklaşımlarının, çağımızda ayakkabı tasarımına etkilerinin incelenmesidir. 19. yüzyıldan itibaren sanat alanında etkin olan avangard kavramı; toplumsal yapının ilerisinde olmayı, öncülüğü, statükoya karşı bir duruşu temsil eden radikal bir paradigmadır. Moda ile sanatın yolları zaman zaman kesişerek sınırları belirsizleşmektedir. Başka bir deyişle; avangard sanatın yansımaları moda evreninde görülmektedir. Ayakkabı tasarımı ise; binlerce yıldır, kültür, moda, teknoloji, ekonomi evrenlerindeki gelişmeler sonucu bireysel ve toplumsal ihtiyaçlar, beklentiler doğrultusunda güncellenen ikonik ürünlerin tasarlandığı bir alandır.
Simay Yılmaz
metin - Türkçe
1 Ayrım
157,55 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Amaç: Bu çalışmanın amacı evli bireylerin çocukluk çağı travma düzeyleri ile evlilik doyumları arasındaki ilişkide duygu düzenleme güçlüğünün ve stresle çift olarak baş etme düzeyinin aracı ilişkisini ele almaktır. Bunun yanı sıra söz konusu kavramlar arasındaki ilişkileri incelemek ve farklı sosyodemografik değişkenler açısından ele almak amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmanın örneklemi yaşları 18-65 yaş aralığında değişen 37.49±10.50 ortalamaya sahip 296’sı kadın 98’i erkek olmak üzere toplam 394 evli bireyden oluşmaktadır. Çalışmada Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği, Evlilik Yaşamı Ölçeği, Duygu Düzenlemede Zorluklar Ölçeği, Stresle Çift Olarak Baş Etme Envanteri kullanılmıştır. Veri analizinde, bağımsız gruplar ttesti, tek yönlü Anova analizi, Pearson korelasyon analizi, basit doğrusal regresyon analizi ve PROCESS aracı etki analizi uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre çocukluk çağı travma düzeyleri duygu düzenleme güçlüğünü pozitif yönde; stresle çift olarak baş etme düzeyini negatif yönde yordamaktır. Çocukluk çağı travma düzeyleri ve duygu düzenleme güçlüğü evlilik doyumunu negatif yönde; stresle çift olarak baş etme düzeyi evlilik doyumunu pozitif yönde yordamaktadır. Çocukluk çağı travma düzeyleri ile evlilik doyumu arasındaki ilişkide duygu düzenleme güçlüğünün ve stresle çift olarak baş etmenin kısmi aracı rolü bulunmaktadır. Sonuç: Evli bireylerde çocukluk çağı travma düzeyleri, duygu düzenleme güçlüğü ve stresle çift olarak baş etme düzeyi, evlilik doyumunun yordayıcıları olarak bulunmuştur. Ele alınan aracı modellerde çocukluk çağı travma düzeyi ile evlilik doyumu ilişkisinin açıklanmasında duygu düzenleme güçlüğünün ve stresle çift olarak baş etmenin aracılık ettiği ortaya konmuştur.
Abdelrahman Hassan
metin - İngilizce
1 Ayrım
102,53 KB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Makale
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Gecikmeler, inşaat projelerinde yaygın bir sorundur ve işin planlanan veya sözleşmeli programa göre geç tamamlanması ile karakterizedir. Gecikmelerin nedenlerini belirlemek, onları en aza indirmek için çok önemlidir. Bu çalışma, Somali'deki inşaat projelerinde gecikmelere neden olan faktörleri, gecikmelerin etkilerini ve azaltma stratejilerini belirlemeyi amaçladı. Veriler, Somali'deki A sınıfı müteahhitlik firmalarından 50 katılımcıyı içeren bir anketle toplandı. Anket, gecikmelere katkıda bulunan 32 faktör, gecikmelerin 37 etkisi ve 27 azaltma stratejisi belirledi. Verilerin analizi, betimleyici istatistiksel yöntemlerle Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paket (SPSS) yazılımı kullanılarak yapıldı. Çalışma, Somali'deki inşaat projelerinde gecikmelere danışman faktörleri, malzeme faktörleri, müşteri faktörleri, ekipman faktörleri, iş gücü faktörleri ve müteahhit faktörlerinin neden olduğunu buldu. Bu gecikmelerin etkileri arasında maliyet aşımları, yasal ihtilaflar, zaman aşımları, kaybedilen kar ve projenin terk edilmesi yer almaktadır.
Zeliha Bayazıt SANCARBARLAZ
metin - Türkçe
1 Ayrım
147,30 KB
Eser Türü: Makale
Eser Alt Türü: Sinema
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Anlatı kavramının incelenmesi Antik Yunan dönemine kadar dayanmaktadır. Anlatı kavramını inceleyen kuramcıların, Aristotales’in ‘‘Poetika’’ adlı çalışmasından faydalandığı gözlemlenmektedir. Modern anlatı kavramını inceleyen yapısalcı analistler de bu çalışmadan faydalanmıştır. Anlatı sanatı, insanlık tarihi boyunca şekil değiştirmiştir. Sözel anlatılar yazınsal anlatılara dönüşmüş, yazınsal anlatılar da tiyatro yoluyla görsel anlatılara dönüşmüştür. Antik Yunan döneminden günümüze kadar varlığını sürdüren ve ifade ediliş biçimini sürekli yenileyen tiyatro, Rus yönetmen Stanislavski ve Rus yazar Anton Çehov’la beraber modern haline bürünmüştür. Çehov’un yazdığı yazınsal anlatılar, tiyatroyla beraber görsel anlatılara dönüşmüştür. Anton Çehov, yaşadığı dönemin sosyolojik yapısından oldukça etkilenmiştir. Çehov, Rusya’nın sosyolojik yapısında oluşan değişimleri gerçekçi bir dille eserlerine yansıtmıştır. Realizm akımından etkilendiği gözlemlenen Çehov, yaşadığı toplumun çarpıcı gerçeklerini sade ve basit bir halde anlatmıştır. Özellikle taşra sıkışmışlığı ve değişen dünyaya ayak uyduramama konularına değinmiştir. Günümüz sinemasından yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın, Çehov ile benzer kaygılar barındırarak eserler verdiği gözlemlenmektedir. Ceylan filmleri incelendiğinde Çehov ile benzer konulara değindiği, benzer karakterler yarattığı görülmektedir. Özellikle taşra sıkışmışlığı ve değişen dünya temalarını iki sanatçıda eserlerinde sık sık kullanmıştır. Eserlerinin İfade ediliş şekilleri farklı da olsa eserleri içerik ve tarz olarak benzemektedir. İncelemeler, Seymour Chatman’ın “Öykü ve Söylem: Filmde ve Kurmacada Anlatı Yapısı” adlı çalışmasından faydalanılarak yapılmıştır. Chatman’ın anlatı diyagramından yararlanılarak; “Öykü ve Olay Örgüsü”, “Eylemler ve Zaman”, “Karakterler” başlıkları altında hem Anton Çehov eserleri hem de Nuri Bilge Ceylan filmleri incelenecek ve ortak noktaları tespit edilecektir.
Sara Dadras
metin - Türkçe
1 Ayrım
1,08 MB
Eser Türü: Makale
Eser Alt Türü: Arastirma- İnceleme
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Tarihi değerlerin korunması, bir toplumu ve onu oluşturan değerleri ve bu değerlerin içerdiği tüm dinamikleri göz önünde bulundurarak korumayı ve geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşmak için en temel araç, bu değerleri toplumsal ve mekansal yaşamın bir parçası haline getirmektir. Iran mimarisi ve bahçe sanatında, mekansal kurgu ve görsel kombinasyonun hareket, dinamizm, simetri, denge ve koruma gibi tüm temel kavramlar, güçlü ve anlamlı bir şekilde yer almaktadır. Bu geleneksel uslüp uyum ve düzen sınırlarını aşan, mahremiyet ve saygıyı çağrıştıran, fonksiyonel ve faydalı, gereksizlikten ve aşırılıktan uzak, kendi kendine yeten bir özellik içermektedir. 2011 yılında (otuz beşinci oturum sırasında), 1372 Kayıt numarası ile Iran Bahçe Sanatı ve 9 örnek Iran bahçesinin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınma karar verilmiştir (UNESCO 2011). "Evrensel değerlere sahip olan bu alanların Dünya Mirası listesine alınması, Iran Bahçelerinin sürdürülebilir yönetiminde olumlu ve olumsuz etkilerini araştırmak, bu alanların sürdürülebilir yönetimi üzerindeki etkilerini değerlendirmek ve bu alanların korunması için daha etkili stratejiler geliştirilmesine yardımcı olabilir. İran Bahçeleri gibi eşsiz değerler ve özel yerler, kendi kimliklerini ve sosyal davranışlarını içerir. Genellikle tarihi dokuların en erişilebilir noktasında konumlanan ve günümüze kadar varlığını sürdürebilen küçük ölçekli mevcüt yeşil ve açık alanlarının korunması, sıkışık kentsel alanların ekolojik sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Bu nedenle kapsamlı araştırmalarla Iran bahçelerindeki sürdürülebilirlik faktörlerinin çağdaş paradigmalara göre modellenmesi ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanması, kalkınmaları açısından yararlı olacaktır. Bu araştırma kapsamında konunun tanımı ve problemin saptanması için ayrıntılı literatür taranmasıyla beraber Eski çağlarda Iran Bahçelerini araştıran tarihçiler, gezginler ve bilim insanlarının farklı lisanlarda yayınlanan yazıları ve kitapları araştırılıp, UNESCO'nun Dünya Mirası listesinde yer alan benzer evrensel değerlerin alanında gerçekleştirilen proj eler ve yasal ve politik sistem, seçilme koşulları ve genel işleyişleri incelenerek Dünya Miras Listesinde yer almanın avantaj ve dezavantajları irdelenmiştir. Iran Bahçelerinin Dünya Mirası Listesine adaylık dosyası incelenip 9 bahçenin saha ve anket çalışmaları sonucunda, başlangıcından günümüze kadar geçen süreçte UNESCO destek projeleri kapsamında gerçekleşen çalışmalar ve teşvik edici uyarılar sonucu sürdürülebilir yönetimin etkileri araştırılmıştır. Evrensel değerlere sahip ve geleneksel yöntemlerle oluşturulan kentsel açık ve yeşil alanların sahip olduğu fiziksel, ekolojik, ekonomik ve sosyal değerlerin koruma sınırlarının bağlayıcı biçimde belirlenmesi ve çevresindeki tampon zonlarının korunması, bilinçli bir şekilde alınan uluslar arası desteklerle sürdürülebilir kent olgusunu geliştirmek, giderek artan yoğun ve negatif kentsel gelişimin etkilerinden korunan çok işlevli peyzaj alanların gelişime olanak sağlar. Ayrıca, bütünsel sürdürülebilir yönetim stratejileriyle kısa ve uzun vadede sürekli ve planlı bir şekilde yönetilen ve izlenen koruma ve kalkınma politikalarının uygulanması, yerel halkın ve kamuoyunun Dünya Mirası alanlarına karşı aidiyet ve sorumluluk duygusunu artıracaktır.
Hülya FİDANTEK
metin - Türkçe
1 Ayrım
167,55 KB
Eser Türü: Makale
Eser Alt Türü: Arastirma- İnceleme
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Amaç: Bu çalışmanın amacı, astım tanılı hastaların ve astım tanısı olmayan kontrol grubu katılımcılarının çocukluk çağı travmaları, zihinselleştirme ve somatizasyon düzeyleri açısından karşılaştırılması ve astım tanılı hastalarda çocukluk çağı travmaları ile somatizasyon arasındaki ilişkide zihinselleştirmenin olası aracı rolünün incelenmesidir. Yöntem: Çalışma örneklemi, astım grubunda yaşları 18-76 arasında değişen (41.94±14.19) 149 hasta ve kontrol grubunda yaşları 18-72 arasında değişen (41.67±13.95) 167 katılımcıdan oluşmaktadır. Astım grubunun çoğunluğunu kadın (%74.5), evli (%61.1), lise/üniversite mezunu (%51.7), çalışmayan (%61.7), orta gelir düzeyinde (%52.3) katılımcılar oluştururken kontrol grubunun çoğunluğunu kadın (%73.1), evli olan (%65.3), lise/üniversite mezunu (%58.7), çalışmayan (%50.9), orta gelir düzeyinde (%56.9) katılımcılar oluşturmaktadır. Çalışmada tüm katılımcılara Sosyodemografik Özellikler ve Diğer Bilgiler Formu, Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ), Zihinselleştirme Ölçeği (ZÖ) ve Somatizasyon Ölçeği (SÖ) uygulanmıştır. Çalışma verileri ki-kare analizi, bağımsız örneklemler t-testi, Mann Whitney U testi, tek yönlü varyans analizi, Pearson korelasyon analizi, hiyerarşik regresyon analizi ve PROCESS aracı etki analizi ile test edilmiştir. Bulgular: Araştırma bulguları, astım grubunun ÇÇTÖ ve SÖ toplam puanlarının kontrol grubuna oranla anlamlı düzeyde daha yüksek; ZÖ puanlarının ise anlamlı düzeyde daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Astım tanılı hastalarda somatizasyonu, çocukluk çağı travmalarının pozitif ve zihinselleştirmenin negatif yönde anlamlı düzeyde yordadığı saptanmıştır. Ek olarak, astım tanılı hastalarda çocukluk çağı travmaları ile somatizasyon arasındaki ilişkide zihinselleştirmenin kısmı aracı rolü olduğu gözlenmiştir. Sonuç: Astım tanılı hastalarda çocukluk çağı travmaları ve somatizasyon düzeylerinin daha yüksek, zihinselleştirme düzeylerinin ise daha düşük olduğu gözlenmektedir. Bunu yanı sıra, çocukluk çağı travmaları ve zihinselleştirmenin somatizasyon belirtileri üzerinde yordayıcı etkisi olduğu belirlenmiştir. Aracı etki analizine göre astım tanılı hastalarda, çocukluk çağı travmaları ile somatizasyon arasında zihinselleştirmenin kısmı aracı rolü olup çocukluk çağı travmalarındaki artış, zihinselleştirme becerilerindeki düşüş ile ve bu düşüş de somatizasyon belirtilerindeki artış ile ilişkilidir.
Damla AKPINAR
metin - Türkçe
1 Ayrım
1,49 MB
Eser Türü: Makale
Eser Alt Türü: Arastirma- İnceleme
Görüntülenme Sayısı: 0
Konusu:
Bu araştırmada, beliren yetişkinlik dönemindeki bireylerin kendini nesneleştirme düzeyleri üzerinde algılanan ebeveynlik biçimleri, narsisizm ve sosyal medya kullanım özelliklerinin etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 18-25 yaş aralığındaki 442 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında veriler Nesneleştirilmiş Beden Bilinci Ölçeği, Young Ebeveynlik Ölçeği, Aşırı Duyarlı Narsisizm Ölçeği ve Narsistik Kişilik Envanteri (NKE-16) aracılığıyla çevrimiçi ve yüz yüze olarak toplanmıştır. Araştırma kapsamında değişkenler arasındaki ilişkinin doğası çoklu doğrusal hiyerarşik regresyon analizi ve tek yönlü varyans analizi ile incelenmiştir. Algılanan ebeveynlik biçimleri, büyüklenmeci ve kırılgan narsisizmin çoklu hiyerarşik doğrusal regresyon analizleri ile kendini nesneleştirmenin beden gözetimi, beden utancı ve kontrol inancı alt boyutları üzerindeki etkisi ayrı ayrı incelenmiş olup analiz sonuçları kendini nesneleştirme için en güçlü yordayıcının kırılgan narsisizm olduğuna işaret etmektedir (p<.001). Büyüklenmeci narsisizmin beden utancı (p=.951) ile kontrol inancı (p=.179) alt boyutlarını anlamlı düzeyde yordamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ek olarak algılanan ebeveynlik biçimleri beden utancı (p<.001) ve kontrol inancı (p<.05) için anlamlı bir yordayıcıyken, beden gözetimi alt boyutunu anlamlı düzeyde yordamadığı görülmüştür (p=.526). Tek yönlü varyans analizi ile sosyal medya kullanım özelliklerine göre kendini nesneleştirmenin alt boyutları incelendiğinde ise üç alt boyutun da sosyal medya üzerinden fiziksel özellikleri arkadaşlar ve ünlüler ile kıyaslama düzeyine göre anlamlı şekilde farklılaştığı bulunmuştur. Bununla birlikte sosyal medyada gün içerisinde geçirilen süre, kullanılan sosyal medya sayısı ve sosyal medyada paylaşımda bulunma sıklığının alt boyutlara göre farklılaştığı belirlenmiştir. Araştırma sonuçları genel olarak algılanan ebeveynlik biçimleri, narsisizmin büyüklenmeci ve kırılgan boyutları ile sosyal medya kullanım özelliklerinin kendini nesneleştirme üzerinde etkili değişkenler olduğuna işaret etmektedir. Bununla birlikte değişkenlerin alt boyutlarına göre sonuçların farklılaştığı gözlemlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular; kültürel temeli ve çeşitli psikopatolojiler üzerindeki etkisi de göz önünde bulundurulduğunda kendini nesneleştirmenin farklı çalışmalarla da incelenmesi gereken bir konu olduğuna işaret etmektedir. Kendini nesneleştirme üzerinde etkili mekanizmaların belirlenmesi ilişkili ruh sağlığı sorunları açısından koruyucu ve önleyici çalışmalara katkı sağlayacaktır.

Sayfalar