Konusu:
Kemal Berger’in son zamanlarda epey renkli bir hayatı vardı. Bunun nedeni,onun çok heyecanlı bir işte çalışması, sıradışı alışkanlıklar sergilemesi veya olağanüstü güçlerinin olması değildi. Aksine, bunların hiçbiri Kemal’in hayatında yoktu.Onun gibi biri hakkında bilinecek en önemli şeylerden biri, on üç yaşında ortaya çıkan uykusuzluk hastalığıydı. Bunun öncesinde Kemal, sıradan bir aileye sahip, sıradan bir okula giden, sıradan dersleri olan, kısaca küçücük hayatı tamamen sıradan bir çocuktu.Her şeyin başladığı gün lafı biraz ağır kaçabileceğinden hastalığının başladığı gün dersek daha iyi olacağı o gece, sabah Kimya sınavı olduğu için erkenden yatağına girmiş, gözlerini tavana dikip aklından formülleri geçirmeye başlamıştı.Hepsini hatırlayamayınca sinirlenmiş, yastığına bir yumruk atıp yatağına gömülmüştü. Planı sabah erken kalkıp her şeyi tekrar gözden geçirmekti ama bir türlü uyuyamıyordu. Yatakta bir oraya bir buraya döndüğü bir buçuk saatin ardından kalktı, daha uyumamış olan annesinden bir bardak süt istedi. Sıcak bir şeyler içmek,uykusunu getirebilirdi. Sütü içtikten sonra gerçekten de kendini biraz daha rahat hissediyordu ama bu iyi hissin sebebi, uykusunun gelmesi değil, pek sevdiği sütü içmiş olmasıydı.Belki ılık bir duşun ardından rahatça uyuyabilirdi. Ayaklarını sürüye sürüyegirdiği duştan yine ayaklarını sürüye sürüye çıkıp, Gece gece kendimi ıslatmaktan başka bir şey yapmadım diye düşünerek öfkeyle yatağına uzandı. Böyle yatmış,gözlerini tavana dikmişken dikkatini odasını dolduran kitaplar çekti. Hani okuduğundan da değildi; parlak ciltleri, kapak resimleri hoşuna gidiyor, alıyordu veya doğum günlerinde arkadaşları hediye ediyorlardı.