Konusu:
Selman-ı Pak yenilgisinden sonra Kut'ül Amare'de konuşlanan İngilizler, General Towshend komutasında, açlık çemberinde mücadele veriyor, OsmanlI'ya karşı koymak için tüm imkanlarını kullanıyorlardı. Arapları altınla, pirinçle kendi saflarına çekiyor, gerek içten gerekse dıştan türlü müdahalelerle Osmanlı'yı püskürtmeye çalışıyordu.
Ancak Osmanlı geri çekilmeyecek, ne pahasına olursa olsun, Kut'ül Amare'yi ingilizlere bırakmayacaktı. Çetin çatışmalar, geri çekilmeler, esir düşmeler, açlık, hastalık, sefalet... Tüm bunlarla mücadele edebilmek ve düşmanı püskürtmek için Halil Paşa ile cefakâr askerlerini gayrete getiren bir şey vardı: Vatan ve millet aşkı!
"Üniformanızı kefen belleyin. Üniforma, yeri geldiğinde ateşten gömlek, yeri geldiğinde serin sular gibidir. Kah ateşler içinde yanarsınız pervaneler gibi, kah denize doğru akar gidersiniz soğuk çağlayanlar gibi..."
Çanakkale'den sonra ingilizlerin uğradığı en büyük hezimet olan, fakat bugüne kadar üzerinde çokça durulmamış Kut'ül Amare Harekâtı'nı, İsmail Bilgin'in titiz kurgusuyla soluksuz okuyacaksınız.