Konusu:
Yakın zamana dek entelektüel aşırılığı ile bilinen, yakın zamandan beri ise artık çok satmaya başlamış bir yazar olan Hikmet Bey, asistanı ve eşi ile çıkmış olduğu bu deniz yolculuğunun tadını çıkartmaktadır. Herkes ağzının içine bakarak onu dinlemekte, veciz cümlelerinden ilham almaya çalışmakta, ünlü bir yazarın yakınında bulunmanın büyüsü içinde tüm entelektüel özlemlerini dindirmektedir.
Ancak bir kişi, her şeyin gerisindeki, mutlu evliliğin, çok beğenilen kitapların ardındaki o zavallı, küçük sırrı bilen bir tek kişi, sıkıntıdan bu deniz yolculuğunda. Akşam yemekleri bitmek bilmez, yol uzadıkça uzar… Sır ise çatallandıkça çatallanır.
Romanlarında gerilimi en iyi biçimde kullanan genç kuşak yazarlarımızdan Hikmet Hükümenoğlu'nun Kar Kuyusu ve Küçük Kadınlar Kitabı'ndan sonra, yeni romanı 47 Numaralı Kamara bir kez daha okurları nefes nefese bir serüvene sürüklüyor.
"Suya atılan cansız beden kime aitti, merak ediyoruz. Sabahın e en soğuk saatinde, güneşin doğmasına birkaç dakika kala, güvertede kim vardı, merak ediyoruz. Hepimizin ortak noktası bu merak işte. Merak etmezsek bir satır bile okumayız. Merak etmezsek sayfayı çevirmeye üşeniriz, uykumuz gelir, gözlerimiz kapanır, elimiz başucu lambasını söndürmek üzere uzanır. Cinayeti kimin işlediğini merak etmeyeceksek roman okumanın ne anlamı kalır?.."
Yorumlar
Hasan Taşkıran
Hasan Taşkıran
Pa, 17/01/2021 - 12:03
Kalıcı bağlantı
Teşekkür
Teşekkür ederim