Konusu:
“Şimdi şöyle bir şey var; Sevin Okyay diye bir ismi biliyorlar, fakat beni pespaye buluyorlar. Benim Sevin Okyay olduğuma inanmıyorlar bir defa. Kapıya gidiyorsun mesela, unutmuşum davetiyemi her zaman olduğu gibi, böyle anlaşılıyor yani. Almıyorlar seni içeriye. Allah’ım yarabbim, kapıda duruyorsun ki seni tanıdık biri gelsin de, bunların yüzüne tükürsün, koskoca Sevin Okyay’ı içeri almadınız mı diye, seni içeri alsın. Ya da sıkılıyorum gidiyorum, o kadar da uzun boylu değil.”
Sevin Okyay’ı sinema yazılarından, polisiye programlarından, çevirilerinden, kitaplarından, basketbol haberlerinden, fantastik muhabbetlerinden… biliriz. Yani “Sevin Okyay diye bir ismi” biliriz. İsimden biraz daha fazlasını bilmek, bu müthiş çalışkan, müthiş komik, müthiş yetenekli kadını azıcık daha tanımak için, iyi bir başlangıç…