Konusu:
Abdurrahman Bin Suud'un hayatta tek bir amacı vardı. Ya kendisi ya da başaramazsa kendisinden sonra yerine geçecek oğulları, Büyük Suud Krallığı'nı yeniden kurmalı ve tüm Arapları bir halk haline getirmeliydi. Oğullarına bunun görevleri olduğunu öğretti: Allah'ın, gerçekleştirmek için onları seçtiği bir görev. Bu savaş demekti, sertlik demekti, kavga demekti, Oğullarını bunlar için hazırladı. İbn-i Suud'a tüfek ve kılıç kullanmayı, tek hamlede ata binmeyi, eyersiz ve üzengisiz dörtnala at sürmeyi öğretti. Yorgunluğa dayanıklı olması için onu uzun yolculuklara gönderdi. Rüzgarın yamaçlardan aşağıya buz gibi estiği kış sabahlarında bile, onu şafaktan iki saat önce uyandırdı. Gün ortasındaki kızgın yazgüneşinin altında, yakıcı kayaların ve kumların üzerinde yalın ayak yürüttü. Kuvvetini sınaması, diğer çocuklarla güreşmesi; yeme, içme ve uykusunu kısıtlaması için teşvik etti.
Arabistan topraklarının Osmanlı İmparatorluğunun idaresinden çıkıp bağımsız bir krallık olması, Vehhabilik akımının doğuşu ve gelişmesiyle paralel olarak gerçekleşmiştir. İbn Suud'un yaşam öyküsü Suud ailesinin, dolayısıyla da Vehhabiliğin tarihini ve felsefesini ortaya koyması yönüyle son derece önemlidir. Sadece Suudi Arabistan'ın değil, bütün Orta Doğu'nun oluşumunu, günümüzdeki toplum yapısını ve siyasi işleyişini doğru değerlendirmek için okunması gereken bir eser.
Yorumlar
Hasan Taşkıran
Hasan Taşkıran
Sa, 28/12/2021 - 19:12
Kalıcı bağlantı
Teşekkür
Elleriniz dert görmesin