Konusu:
Nusret hoca hiç cevap vermeden yerinden kalktı. Salonun kenarındaki döner merdivenlerden çıkarak yatak odasının önüne geldiler. Kapının önündeki kilitli demir parmaklık, sanki yeni yapılmış gibiydi. Önce demir parmaklığı ve daha sonra kapıyı açarak içeri girdiler. Odada tek kişilik bir yatak, bir buzdolabı ve mukavva kutu içinde bisküvi, sandviç ekmeği gibi hazır yiyecekler vardı. Oğluyla beraber dışarıya çıkan Murat bey, odanın kapısını kapatmaya gerek duymadan demir parmaklığı kapatarak kilitledikten sonra "Odanın penceresi yok. Bu kapıyı istersen açık tutabilirsin" dedi. Bu soruyu cevapsız bırakarak ayağa kalkan Nusret hoca, demir parmaklıkların arkasından baba ile oğulun merdivenlerden aşağıya inişini seyretti. Sonra kapıya yaklaşarak sağ eliyle demir parmaklığa dokundu. İçini hafifçe ürperten demirin soğukluğu, Nusret hocaya ne durumda olduğunu açıkça hissettiriyordu. Murat bey kendisini misafir edeceklerinden söz etmesine rağmen bir misafir değil, adeta bir tutsak, akibeti meçhul bir tutsak olduğunu anlamıştı.