Konusu:
Ermenistan'da Bir Türkiyeli, 'vatan bildiği yerde vatandaş sayılmayan, vatanı sanılan yeri ise vatan sayamayan' Türkiyeli bir Ermeni'nin, 'başka Ermenilerin vatanı' Ermenistan'a yaptığı on günlük bir gezinin kendisinde bıraktığı derin izleri anlama ve paylaşma çabasının ürünü. Ber-beryan bir gezi kitabından çok, sindirilmesi epey zaman alan karmaşık duygulardan örülü bir 'duygu kitabı' olarak tarif ediyor anlatısını.
Pek de hevesle başlamayan bu yolculuk, başlangıçtaki bir dolu önyargının aşama aşama kırıldığı bir 'iç yolculuğa' dönüşüyor kitapta. Bu tür metinlerin has örneklerinde hep görüldüğü gibi, yolculuğun ve kitabın sonuna gelindiğinde hem yazar hem de okurlar farkına varmadan manevi bir dönüşüm sürecinden de geçmiş oluyor. Berberyan bütün bu süreci son derece canlı, enerjik ve keyifli bir üslupla ve birçok kişinin dikkat bile etmeyeceği ayrıntıları neredeyse çocuksu bir sevinçle yakalayan bir gözün bakış açısından anlatmayı başarıyor. Ermenistan'ın günlük yaşamını, doğal güzelliklerini ('altın sonbahar'ı ve muhteşem Ağrı Dağı'nı), kültürel değerlerini (örneğin o muazzam taş işçiliği geleneğini), sancılı tarihini, mitler ve efsanelerle, küçük küçük insan hikayeleriyle bezeyerek anlatıyor.
Yaşanan tarihsel travmalar yüzünden en çok 'ötekileştirdiğimiz' komşumuzu daha yakından tanımamızı, birbirimize aslında ne kadar da benzediğimizi görmemizi sağlayacak bu güzel kitap, ayrıca Türkiyeliliğin' entelektüel bir fantazi değil, gerçek bir deneyim alanına tekabül eden bir kavram olduğunu da gayet net gösteriyor.
Yorumlar
Hasan Taşkıran
Hasan Taşkıran
Ct, 24/10/2020 - 20:38
Kalıcı bağlantı
Teşekkür
Teşekkür ediyorum