Yazara Gore Listeleme

  • Erdoğan Tokmakçıoğlu
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    496,02 KB
    Eser Türü: Kitap
    -Bir roman kadar sürükleyici!.. -Bir tarih yapıtı gibi gerçekçi ve belgelere dayalı! -Benzeri olmayan bir yapıt!.. -622 yılda katledilen hangi şehzadeler!.. -"Nizâm- ı Âlem" için katledilenler!.. -Fatih Sultan Mehmed'in Dramı!.. -Tüm ayrıntılarıyla "Cem Sultan Olayı!" -Taht için bir günde katledilen 19 kardeş!.. -Ayaklarına ağırlıklar bağlanan 10 hamile cariye Kızkulesi açıklarında Boğaz' ın güçlü akıntılarına niçin bırakıldı! -Boğdurulan 21 şehzade!.. -Ölüm emrini verdiği şehzadenin acısına dayanamayan padişah!.. -Boğdurulan Valide Sultan!.. -Çınar Vak' ası!.. Ağaçta asılı duran cesetler!.. -Cinci Hoca' nın marifetleri!..
  • Cezmi Eraslan
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,83 MB
    Eser Türü: Kitap
    Bugüne kadar II. Abdülhamid ve dönemi hakkında yazılanlar gerek övgüde gerekse yergide daima aşırıya kaçmıştır. Bunun başlıca sebebi ana kaynaklara inilmemesi olmuştur. Elinizdeki kitap bu dönemin dinî ve sosyal politikalarını objektif olarak tesbite çalışmıştır. Yerli ve yabancı birinci elden kaynaklara müracaatla, dönemin şartlarını ve imkânlarını ortaya koyarak değerlendirme yapma gayreti, Osmanlı tarihinin en kritik dönemlerinden birinde yer alan o nisbette eleştrilen bir devlet adamının lâyıkıyla anlaşılmasına vesile olma isteğinden doğmuştur. Kitapta, bütün Hıristiyan âlemini -sözde- topyekün bir İslam saldırısı korkusu etrafında birleştimeye çalışanların hareket noktasını teşkil eden “İslam birliği” hareketi incelenmiştir. Hareketin fikrî altyapı hazırlıkları dönemi, icra gücünün mantığı, imkânları ve uygulamaları birlikte ele alınmıştır. Okuyucu kitabı bitirdiğinde yüz yıl öncesinin aynasında, günümüz Türkiye’sinin Batı âleminden dışlanmasının ardındaki temel nedenlerden bir kısmının belirginleştiğini görecektir. Bu görüş aynı zamanda Türkiye’nin hâl ve istikbâldeki politikalarını tesbite yarayacak ipuçlarını da beraberinde getirecektir.
  • Cem Dilçin
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    2,31 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Cavidan Selanik
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    787,31 KB
    Eser Türü: Kitap
    Cavidan Selanik tarafından büyük bir emek sonucu ortaya çıkarılan bu kitapta müzik sanatının derinlikleri aktarılmaktadır. Selanik, müzik sanatının serüvenini, uzun yıllarını verdiği müzik araştırmacılığının kendisine kazandırdığı yetkinlikle yazmıştır. Böyle bir yetkinlik, çalışmayı kuru ve sıkıcı bir anlatımdan korumuş, kitabı müzik sanatının hakkını veren bir çalışmaya dönüştürmüştür. Bu kitap müziğin sıra dışı boyutunu kavratmakta, müziğin tarihsel gelişimini bunu gözeterek aktarmaktadır. Bu ise hiç de kolay değildir. Araştırmacı, yazar ve müzik insanı Selanik, bu zor işin altından birikimini damıtarak, tüm verileri süzerek çıkabilmiştir. Okuyucuya müziğin ne hafifleştirilerek ne de ulaşılmaz konuma sokularak anlatıldığını görmekteyiz. Bu yüzden, bu çalışma bu yönüyle de önemli bir ürün olarak görülmeli. Okuyucu, dopdolu ve her bir bölümü son derece gerekli böyle bir çalışmayı haz duyarak kullanacaktır.
  • Can Dündar
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    199,17 KB
    Eser Türü: Kitap
    Atatürk'ün son 300 gününü ve ölümünün hikayesini anlatan Sarı Zeybek belgeseli ilk kez 1993'ün kasım ayında ekrana geldi. Gördüğü ilgi üzerine birkaç ay içinde 3 kez daha yayımlandı. Ardından video kaset olarak piyasaya çıktı.Türkiye'de ilk kez bir belgesel, bu kadar büyük satış rakamına ulaştı. Kaset, yurdun dört bir yanında ilk ve orta dereceli okullarda eğitim filmi olarak gösterildi. Sonra ödüller geldi. Sarı Zeybek, Hürriyet'in Kelebek eki tarafından 1993'ün En Başarılı Belgeseli seçildi. Orhan Apaydın Demokrasi ve Barış Vakfı 1994 Ödülü'nü ve Radyo Televizyon Muhabirleri Derneği Özel Ödülü'nü aldı. Can Dündar, şimdi de Sarı Zeybek'i kitap olarak sunuyor. Belgeselde yer verilemeyen ayrıntılarla zenginleştirilen bu kitapta Atatürk'ün hastalığının 1923'ten başlayan gelişimini, "Ölümünde doktorların ihmali var mı?" sorusunun yanıtını, tedaviye çocukça direnişinin ve son dönemdeki yalnızlığının öyküsünü, İnönü'yle kavgasının perde arkasını ve o, ölüm döşeğindeyken başlayan iktidar kavgasının bilinmeyen ayrıntılarını bulacaksınız.
  • Burhan Günel
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,55 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Aziz Nesin
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    226,15 KB
    Eser Türü: Kitap
    Kurttan korkusu olmayan Ölmüş Eşek'in Tahtalıköy'den yeryüzündeki arkadışı Eşekarısı'na yazdığı mektuplar, Sevgili Eşekarısı, Mektubumu alınca şaşıracaksın. Biz onu çoktan nalları dikti biliyorduk, yine hangi ahırdan çıktı, diye afallayacaksın. Hiç şaşma, Tahtalıköy'deyim. Sana bu mektubumu Tahtalıköy'den yazıyorum. Bir zamanlar yeryüzünde yaşamış bütün büyükler, ünlüler, ileri gelenler, hepsi burda. Ben de onların arasındayım. Sen şimdi, Vah vah, sağlığında değerini bilememişiz! diyerek ne denli dizini dövsen yeridir. Neden, Kör ölür, badem gözlü olur! denildiğini, o kör olası dünyada değeri anlaşılmamış olanların son umudu Tahtalıköy'e gelince çok iyi anladım...
  • Aziz Nesin
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    216,08 KB
    Eser Türü: Kitap
    Komiser, -Yaptık, dedi, seni şehir meclisine üye yaptık. Hadi kardeşim, in aşağı da arkadaşlarını bekletme!... -İnmem! Belediye başkanı yapın ineyim!İhtiyar, -Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez.Ter içinde kalan itfaiye komutanı, -Yani belediye başkanı yapsak ne olur, dedi, yapalım.Sonra iki elini ağzına boru yapıp yukarı seslendi: -İn kardeşim!.. Seni belediye başkanı yaptık, in de görevine başla’ Deli göbek atarak, inmem, dedi, bir deliyi belediye başkanı yapanların arasında benim ne işim var? İnmem! Peki, ne istiyorsun? -Bakan yaparsanız inerim!
  • Annaguli Nurmemmet
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,01 MB
    Eser Türü: Kitap
    MİLYONLAR HALİNDE HAREKET ET TEK BAŞINA HAYATTA KAL Botsvana'nın sıcaktan kavrulmuş tuzlalarından Antarktika'nın buzullarına... 645 bin kilometre yol... 800 gün çekim... Tam üç yıllık bir çalışma... National Geographic bir ilke daha imza attı.Ve yaban hayvanlarının büyük göçünü belgeledi. Hareket,heyecan ve güzelliklerle dolu Büyük Göç,doğanın oluşturduğu ihtişamlı bir arka fon eşliğinde hayvanların yaptığı destansı yolculukların görkemi ve zorluklarını gözler önüne seriyor. Filmde işlenen temaları kitaba yansıtan yazar K.M.Kostyal, gezegenimizdeki hayvan türlerinin sağ kalabilmesi için bu yolcukların neden yaşamsal önemde olduğunu gösteren iç ve dış güçlerin öyküsünü anlatıyor. Yaşadığımız çağda giderek önem kazanan bir konuya ışık tutan kitap,yaşam alanı kaybı,aşırı sömürme ve iklim değişiminin hayvan göçleri üzerindeki etkisinin yanı sıra,bilim dünyasında sürekli hareket halindeki yabanıl dünyayı daha iyi anlamamıza yardımcı olan yeni keşifleri de gözler önünde seriyor...
  • Annaguli Nurmemmet
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1017,15 KB
    Eser Türü: Kitap
    “OĞUZLAR: Dilleri, Tarihleri ve Kültürleri” Oğuzlar, Göktürkler devrinde, devleti ve toplumu oluşturan en önemli unsurlardan birisidir. Bu durum, Göktürk yazıtlarında Bilge Kağan tarafından hâkimiyeti altındaki topluluklara hitap ederken, “Türk ve Oğuz” adlarının birlikte zikredilmesi ile tescil olunmuştur. Uygur hâkimiyeti döneminde de Oğuzların etkin siyasî roller üstlendiği bilinmektedir. Oğuzlar X. yüzyılda Aral Gölü’nün kuzeyinde görüldüklerinde devletleşme sürecine girmişlerdi. Bu dönem aynı zamanda Orta Asya’da İslamiyet’in yayılmasına denk düşmektedir. Dolayısıyla Türklerin İslamlaşma sürecine dair canlı tanıklıklar da bu dönemde başlar. Oğuzların Türk-İslam tarihindeki rollerinin artması ve toplumsal-siyasal sistemde etkin olmaları Büyük Selçuklular devrinde gerçekleşmiştir. Bu yönüyle Selçuklular, İran’dan Balkanlara; Kafkaslar’dan Basra körfezine ve Bağdat’a kadar uzanan Türk fetihlerinin öncüsüdürler. Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesi de yine Selçukluların eseridir. Oğuzlar İslamiyet’e girmeye başladıktan itibaren Türkmen adıyla anılmaya başlamışlardır. Bu yeni isim Oğuzların esas isminin yerini almaya başlamış, XIII. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Oğuz adı, yerini bütünüyle Türkmen adına bırakmıştır. Ancak en önemli gelişme Türk adının yükselmesinde görülmüştür. Göktürkler devrinden sonra Türk adı en geniş manası ile Oğuzların hâkimiyet sahasında yaygınlaşmış; yerleşik hayatın, devlet otoritesinin ve gücün simgesi haline gelmiştir. Dolayısıyla Oğuzlar, Türk adını Batı Türk illerinde tek başına temsil eder hale gelmiştir. Bu yeni temsil gücü Türklerin milletleşme sürecinde de önemli rol oynamıştır. XIV. yüzyılın en önemli tarihçilerinden Reşidüddin, Oğuz Kağan Destanını kaleme alırken, o zamana kadar Batı Türk illerindeki hükümdarların Salur, Yazır, Eymür, Avşar ve Kayı gibi Oğuzlar boylarından çıktığını bildirmektedir. Bununla birlikte Oğuzların Kınık boyu Selçuklu, Kayı boyu Osmanlı, Bayındır boyu Akkoyunlu, Avşar boyu İran’da Afşar hanedanını kurmuşlardır. Karakoyunlu, Danişmendli, Artuklu, Beğteginli, İldenizli vs. beylik veya devletlerin Türkmenlerin bir eseri olduğu gibi Ramazanoğulları’nın Üçoklu, Dulkadirlilerin Bozoklu Türkmenler tarafından kurulduğu bilinmektedir. X. yüzyıldan itibaren özellikle İran, Anadolu ve Balkanlar sahalarında kurulan tüm beylik ve devletler doğrudan Oğuzların/Türkmen hanedanlar tarafından kurulmuştur. Bununla birlikte bu devletlerin Oğuz kökenlerine dair çalışmalar dağınık vaziyette bulunmaktadır. Merhum Faruk Sümer’in vaktiyle yayımladığı Oğuzlar/Türkmenler adlı eseri (Ankara 1967) Oğuzlar hakkında en derli toplu çalışmadır. Ne var ki, eserin yayınlandığı 1967 yılından bu yana son olarak Ergin Ayan tarafından yayımlanan Oğuz İsyanı (İstanbul 2007) adlı kitap dışında, mahsusen Oğuzlar üzerine bütünlüklü ve kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Oğuzların Asya’daki kökenlerine dair Türkmenistan, Azerbaycan, Rusya ya da başka ülkelerde ne tür çalışmalar yapıldığı hususunda da bilgilerimiz zayıftır. Sergey Grigoroviç Agacanov’un Oğuzlar (İstanbul 2002) adlı eserinin Türkçeye kazandırılması sevindirici olmuştur. Ancak durumun bununla sınırlı olmadığı bilinmektedir. Oğuzların/Türkmenlerin yayıldığı sahalar ana hatlarıyla şöyledir: Türkmenistan, Afganistan, İran, Irak, Türkiye, Suriye, Azerbaycan, Makedonya, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya. Bu yönüyle anılan bölgelerdeki Türklerin ataları Oğuz/Türkmen’dir. Bu geniş saha aynı zamanda Oğuzcanın, kültürünün ve folklorunun da yayılma sahasıdır. Oğuzcanın günümüzdeki en yaygın temsilcisi olan Türkiye Türkçesidir. Bunun yanında Azeri, Türkmen, Gagauz Türkçeleri Oğuzcanın diğer ana temsilcileridir. Dolayısı ile Batı Türkçesi ya da eski adıyla Oğuzcanın tarihi kökenlerine, gelişme seyrine, coğrafi dağılım ve yaygınlıklarına, ağız yapıları arasındaki benzerlik ve farklılıklara dair çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmaların tartışılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi yararlı olacaktır. Aynı şekilde, Oğuzname türündeki eserlere dair çalışmaların ve varılan sonuçların bir sempozyum çerçevesinde tartışılması önemlidir. Bu kabilden Dede Korkut hikâyeleri, Köroğlu destanı ve benzeri diğer eserlerin yeniden incelenmesi, mitolojik bağların ortaya konması önem arz etmektedir. Oğuzların maddi kültür verilerinden (halı, kilim, damga, mezar taşları vs.) elde edilen bilgiler ile somut olmayan kültür unsurlarının (doğum, ölüm, düğün vs. gelenekleri) da tartışmaya açılmasında fayda görülmektedir. “Oğuzlar: Dilleri, Tarihleri ve Kültürleri” 5. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumuna, Oğuzlar konusunda çalışmalar yapan tüm akademisyenlerin katılımı beklenmektedir. Böylece Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan geniş bir sahada varlığını sürdürmekte olan Türk topluluklarının dil, kültür, folklor ve tarih bakımından birliktelikleri bütüncül bir perspektif, disiplinler arası yaklaşım ve karşılaştırmalı bir yöntemle ele alınmış olacaktır.

Sayfalar