Yazara Gore Listeleme

  • Melih Cevdet Anday
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    756,00 KB
    Eser Türü: Kitap
    İki usta yazarın birlikte kaleme aldığı Yağmurlu Sokak, aşkı edebiyatın gölgesinde yaşamayı deneyen bir delikanlının romanı. Kahramanımız, edebiyatın, sanatın ölümsüz ve el değmemiş aşklarını gerçek yaşamda bulmaya kalkışınca hayatın içinde beceriksizleşecek, gitgide gerçeküstü bir ilişkiye sürüklenecektir. Ancak hayat onun edebiyatsever duygusallığının çok dışında bir zeminde akmaktadır. Ne gerçek yaşam roman sahnelerine, ne de insanlar roman kahramanlarına benzemektedir. Yağmurlu Sokak hayatın içinde aşkın yolunu şaşıran bir delikanlının romanı... "Bana inanmadı, beni adam yerine koymadı, beş paralık değer vermedi bana. Çünkü ben zayıf bir adamım, kişiliğim yok benim, hiçbir şeyim yok... Benim gibi birinin bu yüzyılda yeryüzünde bulunabileceğine kimse inanmaz. Ben çağdışı bir insanım. Ya eskiden kalmayım, ya geleceğin işaretiyim. Fakat herhalde bugünün insanlarına benzemiyorum. Bundan utanıyorum, ama için için değil ha. İçin için insanın benim gibi olması gerektiğini düşünüyorum. Bana gülenler şüphesiz benden daha aptaldır. Onlar kendilerine yalan söyleyince yutamıyorlar, hileci adamı gözünden okuyorlar. Çünkü kendileri de yalancı, kendileri de hileci. Bunun övünülecek nesi var? Yenildiğini anlayan ruh, kendini haklı bulmaya çalışır, bulur da...
  • Melih Cevdet Anday
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,18 MB
    Eser Türü: Kitap
    "Bence Gizli Emir Tükçenin en güçlü romanlarından biri, belki de birincisi. Yazar sadece birtakım olayları sıralamakla yetinmiyor, onlarla yoyo oynar gibi oynuyor. Gerçekler ustaca yürütülen bir uslamlamanın pertavsızından geçirildikten sonra sunulmuş. Melih, bu romanıyla son elli yılın insanlık tarihini, insanlık çilesini vermek istemiştir. Bu, bizim toplumumuz olduğu kadar, Fransız, İspanyol İtalyan, Alman, Amerikan, Portekiz vb. toplumu da olabilir. Bir kent düşünün ki herkes gizli buyruk beklemektedir. Bu buyruk insanları kurtuluşa ulaştıracaktır ama, yılardan beri beklenildiği halde bu gizli buyruk yüzünü göstermemiştir. (...) Nedir, herkesin beklediği de kendine göre bir gizli buyruktur. (...) Bunca bekleme, yığınların gizli buyruktan umut kesmelerine yol açacak bir nitelik gösterirse de, onun geleceğini ortaya koyan belirtiler de vardır. Gelgelelim bu belirtiler de gizli buyruğun bir tane olmadığını ortaya koymaktadır. (...)
  • Melih Cevdet Anday
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,11 MB
    Eser Türü: Kitap
    Romanda, Osmanlı zamanından kalma bir konakta, gittikçe ufalmış bir aile ve onların yanında parazit hayatı yaşayan yakınlarından oluşan tembel, aylak, işsiz güçsüz bir grup insan yaşar. Roman, bu ailenin zamanla hem maddi hem manevi açıdan çöküşünü ve sonunda dağılışını anlatır.
  • Mehmet Niyazi
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,38 MB
    Eser Türü: Kitap
    Mehmed Niyazi Bey'in, Marmara Kıraathanesi etrafındaki hayatı anlattığı, "Dahiler ve Deliler" isimli kitabı bir gecede okuyup bitirdikten sonra, vaktiyle İstanbul'da okumadığıma esef ettim. Deliler ve Dahiler kitabını sevdim. Mehmed Niyazi Ağabeyimiz kitabı roman tarzında kurgulamış. Zihnimi hiç terk etmeyen yazar kıskançlığı ile hemen, "ben olsaydım hâtıra türünde kaleme alırdım" diye geçti içimden. Bir mekânın etrafında yaşayan insanların romanını kağıda aktarmak herhalde kolay iş olmasa gerek. Yazar da, "Kartal" isimli sanata ve edebiyata düşkün, başarısız ve hayalci bir genci romanın mihrakı haline getirerek yan planlarda kıraathane müdavimlerinin hayatını hikâye ediyor ve bu hikayelerde her biri kendi başına roman teşkil edecek kadar canlı karakterler de zaman zaman öne çıkıyorlar. Mesela "Mu Mehmed" böyle bir tip; kezâ kitabın ithafedildiği Hilmi Oflaz ve Binbaşı Hüsrev de öyle. Zaman zaman romanda bu insanlar Kartal'ı unutturacak derecede öne çıkıyor veya önemsizleştiriyorlar ama romanda asıl kahramanın bir mekân olduğunu unutmamak gerek. Hal böyle olunca roman tekniği ön plana alınarak yapılacak bütün tenkidler arka planda kalıyor ve biz okuyucular, en fazla günaşırı aralıkta Marmara Kıraathanesi'nde bir araya gelip düğümlenen ve tekrar çözülerek İstanbul'a dağılan kahramanların müşterek hikâyesini zevk ve merakla takib edebiliyoruz. Romana ara sıra iştirak eden işte bu insan kadrosu, adeta devrin fikir ve karakter icmâlini flu renklerle inşâ etmek bakımından esere bir "belgesel" çeşnisi veriyorlar.
  • Mehmed Maksudoğlu
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,44 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Lev Nikolayeviç Tolstoy
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    639,00 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bir gün ermişlerden birine sormuşlar: "Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır." "Bakın göstereyim" demiş ermiş. Bir sofra hazırlamış. Bu sofraya sevgiyi dilinden düşürmeyen; ama dilden gönüle indirmeyen kişileri çağırmışlar. Hepsi yerlerine oturmuşlar. Derken, sıcak çorbalar ve arkasından da "derviş kaşığı" denilen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş. Ermiş: "Bu kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir şart koşmuş. "Öyle kaşığın çukur kısmına yakın yerden tutmak yok." "Peki" demişler ve çorbayı içmeye başlamışlar. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden, sofradaki hiç kimse, çorbayı döküp saçmadan bir türlü ağzına götüremiyormuş. En sonunda, bakmışlar bu iş olmuyar, çorbadan vazgeçip, öylece aç aç kalkmışlar sofradan. Onlar safradan kalktıktan sonra, ermiş: "Şimdi de sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım sofraya." demiş. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar oturmuş sofraya. Ermiş: "Buyrun bakalım" deyince de, her biri uzun saplı kaşığını çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatıp içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş olarak, şükür içinde sofradan kalkmışlar. "İşte" demiş ermiş. "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim ki, kardeşini düşünür de doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. Şunu da unutmayın ki, hayat pazarında alan değil, her zaman veren kazançlıdır."
  • Lev Nikolayeviç Tolstoy
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    672,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı danseder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca bir gencin, sahile vuran deniz yılldızlarını birer birer alıp, okyanusa fırlattığını farkeder. Genç adama yaklaşır ve sorar. - Neden bu deniz yıldızlarını okyanusa atıyorsun? Genç adam şöyle cevap verir: - Birazdan güneş yükselip sular çekilecek.Onları suya atmazsam ölecekler Bunun üzerine yazar: - Kilometrelerce sahil, binlerce deniz yıldızı var. Bunların hepsini nasıl kurtaracaksın? Ne farkeder ki der. Genç adam eğilip yerden bir deniz yıldızı daha alır, okyanusa fırlatır. - Onun için farketti ama...
  • Julia Navarro
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,41 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Hüseyin Özcan
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    684,50 KB
    Eser Türü: Kitap
  • Gustave Flaubert
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,39 MB
    Eser Türü: Kitap

Sayfalar