Yazara Gore Listeleme

  • Arman Arian
    insan sesi mp3 - Türkçe
    4 Ayrım
    66,88 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tülay Erduran
    Ben onu, o da beni.” Arman Arian Kadınlar çığlık, erkekler ise nara atarak yolun kenarına koşuştular ve Gerşasb o heybeti, kılıcı ve zırhıyla onların arasından hızla geçerek Demavend’in zirvesine doğru gitti. Son yağışlar sayesinde havanın tozları temizlenmişti. Zirve çok net bir şekilde görülebiliyordu. Yırtık dosyaları kenara attım. Bu, artık ne hikâye, ne mitoloji, ne uyku, ne de uzak bir şeydi! Sonra masayı odanın ortasına doğru çekip pencereleri açtım. Artık eski olduğunu düşünmediğim kanepeyi, Demavend’e bakan en büyük pencerenin önüne kadar çektim ve dürbünümle oraya yaslanıp bekledim. Zamanın geriye kalmış son dakikalarından faydalanmak ve düşünmek için iyi bir fırsattı. Öğle yemeği yemeden orada öylece oturdum ve dürbünle Demavend’e baktım. Tam günbatımı zamanıydı ki binlerce yıl aradan sonra büyük dağdan ateş saçan ilk parıltılar fışkırdı ve duvardaki saat durdu! Kol saati de aynı şekilde durdu. Artık hiçbir akrep ve yelkovanın ileriye doğru hareket etmeyeceğini anladım, çünkü zaman bitmişti…
  • Adalet Ağaoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    29 Ayrım
    448,85 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayşe Baş Gönül
    Türkiye Cumhuriyeti’nin analizi niteliği taşıyan “Dar Zamanlar” serisinin dördüncü kitabı Dert Dinleme Uzmanı, Adalet Ağaoğlu’nun on sekiz yıl aradan sonra yazdığı roman. Ağaoğlu, her dert dökümünün simgesel anlam ve çağrışımları olduğunun altını çizerek, toplumsal ahlakın bozulması, yozlaşması ve sonunda bireyin kendisinin bile farkına varamadığı değişim ve dönüşümünü muzip bir dille anlatıyor. Yayınevinde çalışan bir editör, başkalarının kitaplarını titizlikle düzeltirken, içinden geçtiği çağrışım, anı ve hesaplaşma karmaşasıyla boğuşur ve bu süreçte yaşadıklarını defterine hatırında kaldığı gibi çalakalem kaydeder. Sonuçta, metinlerin ve gündelik dilin birbirine karıştığı yepyeni bir anlatım çıkar ortaya. Dert Dinleme Uzmanı’nda isim, zaman, mekân belirsiz; çünkü günümüzde kalıcı olan adlar değil görsellik. Hayatımız şifreler üzerinden akıp gitmekte, ta ki kendimize tamamen yabancılaşıncaya kadar. “Büyük incelik ve iyilik hassasiyeti, kötülüğün kötüsünden daha mı beterdir acaba? Ömrüm bunun yanıtını aramakla geçecekti ve öyle oldu galiba. Kırmızı kaleme paydos Hayattan ânlık sıçrayışlar Defter kâğıtlarının tersine geç bakalım: Bilmiyorsunuz ama sizin de sonunuz yaklaşıyor önlü arkalı sayfalar!..”
  • Isée Bernateau
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    304,52 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: büşra yavuz
    Paris Cité Üniversitesi UFR IHSS Psikanalitik Çalışmalar Bölümü’nde profesör. Fransa Psikanaliz Derneği (APF) üyesi psikanalist. Araştırmalarını çoğunlukla ergen psikolojisi üzerine yoğunlaştırmıştır. L’adolescent et la separation (PUF, 2010; Ergen ve Ayrılık, YKY, 2024) ve Jacques André ile birlikte kaleme aldığı Les territoires de la haine (PUF, 2014) gibi yapıtları bulunmaktadır. Ev, memleket, doğum yeri nedir? Oraya neden ve nasıl bağlanırız? Peki yerin ruhsal, yani psişik önemi; hayali ve simgesel olanla ilişkisi? Bir yerde ikamet etmek, bir yere kök salmak, hafıza mekânları, yok-yerler hayatın sınırlarını nasıl çizer? Ergenlerle yaptığı klinik çalışmalarla tanınan Isée Bernateau bu kez ergen-yer ilişkileri arasında mekik dokuyor. Yolu Georges Perec, Gus Van Sant, Marc Augé, Sigmund Freud, Martin Heidegger, Jacques Lacan gibi isimlerle kesişen Bernateau, ruhsallığın kıyısında, sözcüklerden Denize Nazır bir yer inşa ediyor. Ergenlik dönemi, yer ile kurulan ilişkide hakikat anlarından biridir, çünkü öznenin çeşitli demirleme noktalarının yeniden derinlemesine ele alındığı bir dönemdir. Bir çocuk ergenliğe ulaştığında, başta doğduğu yer olmak üzere çocukluğunun önemli yerlerinden ayrılmak ve uzaklaşmak durumunda kalır. Demir atılır ve alınır; sonsuza kadar yere sabitlenmez, hatta tam tersi. Ancak demir alındığında bile o demir atma noktaları, insan ruhsallığının vazgeçilmez koordinatları olmaya devam eder. “İnsan her zaman bir yerdedir. Yer de zaman gibi bireyin ne olmuş olduğunun izlerini verir ve kim olduğunun çizgilerini çizer. Yaşamın ergenlik gibi dönüşüm evrelerinde zamanda ve yerde, bu yapılandırıcı unsurlarda yeni ayarlar yapılır ve birey sonraki dönemin öncelemelerini hazırlar. Bu geçişler, yenidoğandan bebekliğe geçişte beşikten odaya; bebeklikten oyun çocukluğu olmaya geçişte odadan evin bütününe ve daha sonra parka, bahçeye, kimi zaman anaokuluna, okul çocukluğunda evden, bahçeden elbette okula ve sokağa, ergenlikle birlikte ise dışa çıkma zorunluluğu ile evin temsil ettiği her yerden onun dışındaki mekânlara, yani ergen yerlere doğru olacaktır. Denize Nazır’da Isée Bernateau ergenlerin yer/mekân/uzamla olan ilişkilerinin hemen tüm boyutlarını ele alan, psikanalitik klinikten edebiyata ve felsefeye uzanan çağrışımlarla çok önemli saptamalar içeren bir yazılar demeti sunuyor bize.”
  • Markus Ston
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    130,47 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mesut Bayındır
    Zihni sakinleştirmek, sitresi azaltmak ve günlük endişenin üstesinden gelmek için eski teknikler... Markus Ston
  • Alein Kentigerna
    insan sesi mp3 - Türkçe
    34 Ayrım
    857,85 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Jale Anıl
    Polisiye-gerilim türündeki romanlarıyla sadık bir okuyucu kitlesi kazanan Alein Kentigerna’dan, adrenalin dolu yeni bir roman daha! Ünlü bir seri katili taklit eden, sembollere takıntılı, organize bir sosyopat… Kurbanlarına acı çektirmekten zevk alan, acımasız ve hasta ruhlu bir katil… Belki de hedefinde sadece korumasız hayat kadınları yoktur, belki bu cinayetler daha korkunç ve şeytani bir planın sadece görünen yüzüdür. Katili yakalamak için onun peşine düşen idealist bir savcı… Biri çaylak, diğeri tecrübeli iki dedektif… Katilin bir sonraki kurbanını ne zaman öldüreceğini bilseler de ona bir türlü engel olamıyorlar. Zaman giderek daralıyor. Basın ve halk, kanun adamlarını suçluyor. Katili, bir sonraki cinayeti işleyeceği 9 Kasım’dan önce yakalamaları gerekiyor. Çünkü o tarihten sonra katilin cinayet işlemeyeceğini biliyorlar. Ya da… Heyecan verici, kötülük dolu bir roman ve nefes nefese bir kovalamaca… “Ey göklerdeki Babamız, kurtuluşun ışığında yürüyenlere sevgiyi, şeytanın karanlığında yürüyenlere de acıyı tattır. Kötülüklere boyun eğip yoldan çıkan günahkârlar! Benden ve kana susayan bıçağımdan korkun. Gerçek kötülüğü daha tatmadınız.”
  • Catherine Steadman
    insan sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    566,57 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Binnur OLGUNER
    Zengin, eksantrik bir aile. Zamana karşı koyan gelenekler. Yaşamla ölüm arasında bir oyun. Harriet, ilk kitabıyla ünlenmiş, çiçeği burnunda bir yazar. Edward, müstakbel kocası, dört dörtlük bir adam. Ancak Edward’ın nüfuzlu ailesi Holbecklerin hayatlarına tekrar girmesiyle aşkları da nişanları da çatırdamaya başlıyor. Yıllardır medyayı avuçlarının içine alıyor, insanları parmaklarında oynatıyorlar. Edward, kendi yolunu çizmek üzere yanlarından ayrılıyor... Ama yerin kulağı var... Her an her şey tersine dönebilir... Sonuçta aileyle bağlarını koparmasına rağmen mirasa konacak olan yine Edward. Harriet, kendisine kucak açan Holbeck ailesinin karanlık şaşaasına ve zarafetine kapılırken, ailenin babası Robert’la tanıştığında her şey değişiyor. Robert, tanıştıkları gün Harriet’e bir kaset veriyor ve geri dönüşü olmayan oyunu başlatıyor. Sahi Robert, her şeyi yok etme potansiyeline sahip o kaseti neden Harriet’a verdi? Şimdi Harriet, kaybetmenin ölümcül sonuçlar doğurabileceği bu oyunu oynarken bir yandan da Holbeck ailesinin acımasız geleneklerine katlanmak zorunda.
  • Semih Yörük
    insan sesi mp3 - Türkçe
    16 Ayrım
    353,64 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sema Özer
    Hayat dediğin bir ezanla bir sala arası. Veysel’in de tabiriyle uzun ince bir yol. Bizler bu yolu yürürken her köşe başında türlü engeller bekler bizi. Kah aşılmaz görünen dağlar kah dibi görünmeyen uçurumlar. Bizlere düşen, önümüze ne çıkarsa çıksın yılmamak, yıkılmamak, dizlerimiz kan içinde de kalsa vazgeçmemek. Unutmayın vazgeçmek en kolayıdır ve vazgeçenler her daim kaybetmeye mahkumdur. İnsan yere düştüğünde ya da başarısız olduğunda değil asıl vazgeçtiğinde kaybeder. Peki ya siz? Siz önünüze çıkan engeller karşısında vazgeçip bu savaşı en baştan kaybetmeyi mi seçeceksiniz, yoksa Can ve Mert gibi vazgeçmek nedir bilmeden her şeye rağmen kanınızın son damlasına kadar hayallerinizin peşinden koşup zafere ulaşmayı mı?
  • Necmettin Şahinler
    metin
    1 Ayrım
    164,42 KB
    Eser Türü: Kitap
    Tarih boyunca insanlar, kendilerini ve çevrelerini değiştirecek/dönüştürecek "tasarruf edici" bir gücün/kudretin ellerinde olmasını çok arzu etmişlerdir. Kendisine dokunanı altın'a dönüştürdüğüne inanılan "Filozof Taşı" yani "Kibrît-i Ahmer" adlı efsânevî madde/taş bunlardan biridir. "Mühr-i Süleymân" yani Hz. Süleymân'ın parmağında taşıdığı yüzüğü de böyledir. "Kibrît-i Ahmer" ve "Mühr-i Süleymân"ın yanında bir başka aranan güç de "İsm-i Âzam"dır. Hz. Peygamber "İsm-i Âzam, Allah'ın isimlerinden birisidir ve bu isimle yapılan duâlar mutlak kabul edilir" buyurmuştur. Düşünüldüğünde "Kibrît-i Ahmer" de, "Mühr-i Süleymân" da, "İsm-i Âzam" da birbirleriyle örtüşen kavramlardır; üçünün de ortak noktası insanın var olanı değiştirme ve dönüştürme gücünü/kudretini/irâdesini elinde tutma, kontrol etme isteği veya tutkusudur. Aslında Allah'a nisbet edildiğinde Allah'ın bütün isimleri -aralarında bir fark gözetmeksizin- büyüktür. Bütün isimler, Allah'ın farklı bir vechesinin/fiilinin tecellîsidir ve hepsi tek bir hakîkate işaret etmektedir. Âlem, Allah'ın isimlerinin birer tecellîsinden meydana gelmiştir ve tüm bu isimler varlığın varoluşunun temelidir. Bütün isimlerin toplamı ise sadece insanın içinde potansiyel olarak vardır ve bu anlamda insan yeryüzünde Allah'ı gösteren en güzel/kemâl aynadır. Allah'ın en güzel/yüce/büyük ismi genelde insan, özelde ise Hz. Peygamber'dir. "En Büyük İsim" adlı bu çalışmanın "İsm-i Âzam"ı arayanlara hikmetli kapılar açmasını tüm isimlerin tek müsemmâsı olan Allah'tan niyâz ediyorum. Oldu Rûh'um ilm-i simyânla muammer, Kıldın fakiri Yâ Hayy, "Kibrit-i Ahmer. Ganiyy-i Muhtefî
  • Alice Sebold
    insan sesi mp3 - Türkçe
    43 Ayrım
    594,97 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nuray Koç
    Kahramanımız Susie Salmon’la ilk karşılaştığımızda o artık cennettedir. On dört yaşında bir cinayete kurban giden genç kız, bu yeni ama yabancı yerden aşağıya bakarken capcanlı sesiyle hem tüyler ürpertici hem de umut dolu bir öykü anlatıyor. Ölümünden sonra günler boyu aşağıda onsuz sürüp giden yaşamı, okul arkadaşlarının ortadan kayboluşuyla ilgili yorumlarını, ailesinin sevgili kızlarının bulunması umuduna tutunuşlarını, katilinin cinayetten kalan ipuçlarını yok etmeye çalışmasını izler. Ve cennet deniler yeri inceler. Güzel salıncaklarıyla okulun oyun bahçesine çok benzemektedir. Yeni gelenlerin anlaşmasına yardım eden danışmanlar ve bir odada kalabileceği arkadaşları vardır. Sevdiği insanlarla birlikte olabilmenin dışında ki onların arasında genç bir erkek de vardır, istediği her şey düşündüğü an yerine gelir. Ama aşağıda hayat sürüp giderken Susie’de bir şekilde o hayata dahildir. Çünkü hatıraları yok olmazlar. Cennetimden Bakarken (The Lovely Bones) aydınlık, şaşırtıcı ve kederin içindeki umudu ortaya çıkaran bir roman. Parlak yeni bir yazarın ellerinden, bir ailenin karşılaşabileceği en korkunç olaylardan birinin öyküsü. Gizemli ve hatta komik bir aşkın,unutuşun ve hatıranın, hüznün ve mutluluğun, cennet ve toprağın, suç ve cezanın ama her şeyden çok sevginin romanı. “Bu kitap son sayfayı bitirdikten çok sonra bile sizinle kalıyor.” Daily Mail
  • Kenn Harper
    insan sesi mp3 - Türkçe
    39 Ayrım
    610,24 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nuray Koç
    Minik'in öyküsü çoğumuzun defalarca bir yerlerde izlediği, okuduğu hatta belki de tanık olduğu o trajik olaylardan biri. Gerçek vatanlarından koparılıp değişik pek çok sebep için başka ülkelere götürülen insanların yaşadığı o korkunç sürgün hayatı Minik, babası ve yakınları için de o utanç verici yüzünü göstermiş. Dünyanın birçok yerinde farklı ırklardan insanlar; Kızılderililer, siyahlar ve daha niceleri köle tüccarlarının insanlık dışı amaçları uğruna yurtlarından ve hayatlarından edilmişlerdi. Ama Minik'in öyküsünün tümünden daha acı ve çarpıcı olan yanı, bu sürgün trajedisini yatanların birer bilim adamı olmaları. Bilimsel etkin ve insanlık sınırlarının zorlandığı öykünün kahramanları, gördüğümüzü sandığımız gerçeklerin aslında "gerçek" acıyla dolu öyküler olduğunu anlatıyor bize.

Sayfalar